Muhammed Suresi

47 MUHAMMED Bölümü Hüseyin Atay Meali

Medine döneminde inmiştir. 38. ayettir.

Acıyan Acıyıcı Olan Allah Adına

  1. Allah, inkarcıların ve kendisinin yolundan alıkoyanların işlerini boşa çıkarır.
  2. İnananların, yararlı işler işleyenlerin ve Rablerinden bir gerçek olarak Muhammed’e indirilene inananların kötülüklerini örter ve durumlarını düzeltir.
  3. Bu böyledir. Çünkü inkarcılar saçma olana uymakta ve inananlar ise Rablerinden gelen gerçeğe uymaktadırlar. İşte, Allah insanlara kendi durumlarını böyle anlatır.
  4. İnkârcılarla savaştığınızda boyunlarından vurun; sonunda onları güçsüz bıraktığınız zaman, onları esir alın; savaş sona erince, onları ya karşılıksız, ya da kurtarmalık ile salıverin; Allah dilemiş olsaydı, onları başka türlü cezalandırabilirdi. Bunun böyle olması, kiminizi kiminizle denemek içindir. Allah, kendi yolunda öldürülenlerin işlerini boşa çıkarmaz.
  5. Onları doğru yola eriştirir, durumlarını düzeltir.
  6. Onları, kendilerine anlattığı cennete koyar.
  7. Ey inananlar! Siz Allah'a yardım ederseniz, O da size yardım eder, adımlarınızı sağlam bastırır.
  8. İnkârcılar ise onmasınlar! Allah onların işlerini boşa çıkarır.
  9. Bu, onların Allah’ın indirdiğini beğenmediklerinden ötürüdür, bunun için işlerini boşa çıkarmıştır.
  10. 10-11 Yeryüzünde dolaşıp kendilerinden önce olanların sonunun nasıl olduğuna bakmazlar mı? Allah onları yere geçirmiştir; inkârcılara da onların durumlarının benzeri vardır. Ancak Allah inananların dostudur. İnkarcıların ise dostu yoktur.
  11. 10-11 Yeryüzünde dolaşıp kendilerinden önce olanların sonunun nasıl olduğuna bakmazlar mı? Allah onları yere geçirmiştir; inkârcılara da onların durumlarının benzeri vardır. Ancak Allah inananların dostudur. İnkarcıların ise dostu yoktur.
  12. Doğrusu, Allah, inanan ve yararlı işler işleyenleri içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyar. İnkâr edenlerin durakları ateş olduğu halde, zevklenirler ve davarlar gibi yerler.
  13. 13-14 Nice kentler seni sürüp çıkaran kentten daha kuvvetli iken onları yok ettik. Yardım edenleri de bulunmadı. Rabbinin katından açık bir belgesi olan kimse, kötü işi kendisine güzel gösterilen ve heveslerine uymuş olanlar gibi midir?
  14. 13-14 Nice kentler seni sürüp çıkaran kentten daha kuvvetli iken onları yok ettik. Yardım edenleri de bulunmadı. Rabbinin katından açık bir belgesi olan kimse, kötü işi kendisine güzel gösterilen ve heveslerine uymuş olanlar gibi midir?
  15. Saygılı olanlara söz verilen cennet şöyledir: Orada bozulmayan su ırmakları, tadı değişmeyen süt ırmakları, içenlere zevk veren şarap ırmakları, süzme bal ırmakları vardır. Onlara orada her türlü meyve ve Rablerinden bağışlanma vardır. Bunların durumu, ateşte temelli kalan ve bağırsaklarını parça parça eden kaynar su içirilen kimselerin durumu gibi olur mu?
  16. Onların içinde seni dinleyenler vardır; sonra senin yanından çıkınca kendilerine ilim verilen kimselere, "Az önce ne demişti?" diye sorarlar. Demek ki, bunların kalplerini Allah mühürlemiştir. Bunlar kendi heveslerine uyan kimselerdir.
  17. Allah doğru yolu bulanların doğruluklarını artırır, onların saygın olmalarını sağlar.
  18. İnkarcılar, Saatin kendilerine ansızın gelip çatmasını mı bekliyorlar. Şüphesiz, onun alâmetleri belirmiştir. Kendilerine gelip çatınca hatırlamaları neye yarar?
  19. Bil ki, Allah'tan başka tanrı yoktur; hem kendinin, hem de inanmış erkek ve inanmış kadınların günahlarının bağışlanmasını dile. Allah, gezip dolaştığınız ve duracağınız yeri bilir.
  20. 20-21 İnananlar "Bir sure indirilmeliydi" derler. Fakat içinde savaş anlatılan kesin anlamlı bir sure inince, gönüllerinde hastalık olanların, ölgün baygın kimsenin bakışları gibi sana baktıklarını görürsün. Oysa, onlara itaat etmek ve uygun olanı söylemek yaraşırdı. İş ciddileşince Allah'a karşı doğruluk gösterselerdi, onların daha çok iyiliğine olurdu.
  21. 20-21 İnananlar "Bir sure indirilmeliydi" derler. Fakat içinde savaş anlatılan kesin anlamlı bir sure inince, gönüllerinde hastalık olanların, ölgün baygın kimsenin bakışları gibi sana baktıklarını görürsün. Oysa, onlara itaat etmek ve uygun olanı söylemek yaraşırdı. İş ciddileşince Allah'a karşı doğruluk gösterselerdi, onların daha çok iyiliğine olurdu.
  22. İş başına gelecek olsanız, yeryüzünde bozgunculuk yapmanız ve acıma duygularınızı parçalamanız beklenmez mi?
  23. İşte Allah'ın lanetlediği, sağır kıldığı ve gözlerini kör ettiği bunlardır.
  24. Bunlar Kur'anı iyiden iyiye düşünmezler mi? Yoksa gönülleri kilitli midir?
  25. Doğrusu kendilerine doğru yol belli olduktan sonra ardlarına dönenleri, şeytan baştan çıkarmış ve onlara ümit vermiştir.
  26. Bu, doğrusu Allah'ın indirdiğini beğenmeyen kimselerin, "Biz bazı işlerde size itaat edeceğiz" demelerindendir. Allah onların gizlediklerini bilir.
  27. Melekler onların yüzlerine ve kıçlarına vurarak canlarını alırken durumları nice olur?
  28. Bu, Allah'ı öfkelendiren şeye uymaları ve Onun hoşnutluğunu iğrenmiş olmalarından ötürüdür. Allah da onların işlerini boşa çıkarmıştır.
  29. Yoksa, Allah'ın gönüllerinde hastalık olanların kinlerini dışarı vurmayacağını mı sandılar?
  30. Eğer Biz dileseydik, onları sana gösterirdik; sen de onları yüzlerinden tanırdın. Andolsun ki, sen onları söyleyişlerinin ezgisinden de tanırsın; Allah işlediklerinizi bilir.
  31. Andolsun, sizi, içinizden çaba gösterenleri ve dayananları meydana çıkarana ve haberlerinizi açıklayana kadar, kuşkusuz deneyeceğiz.
  32. Doğrusu, inkarcılar, Allah yolundan alıkoyanlar ve doğruluk göstergesi kendilerine belli olduktan sonra elçiye karşı gelenler, Allah'a hiçbir zarar veremezler. O, onların işlerini boşa çıkaracaktır.
  33. Ey inananlar! Allah'a itaat edin, elçiye itaat edin; işlerinizi boşa çıkarmayın.
  34. Doğrusu inkâr edip, Allah yolundan alıkoyanları, sonra da inkârcı olarak ölenleri Allah bağışlamayacaktır.
  35. Sizler daha üstün iken gevşemeyin ki, barış istemek zorunda kalmayasınız. Allah sizinle beraberdir; sizin işlerinizi eksiltmeyecektir.
  36. Doğrusu, dünya hayatı oyun ve oyalanmadır. Eğer inanır ve saygılı olursanız, O size ödüllerinizi verir ve O sizin mallarınızı istemez.
  37. Eğer, sizden onları isteyip de sizi zorlasaydı, cimrilik ederdiniz. O da kinlerinizi ortaya çıkarırdı.
  38. İşte, sizler Allah yolunda sarfetmeye çağrılan kimselersiniz. Kiminiz cimrilik yapıyor, ama, cimrilik yapan bilsin ki, ancak kendine karşı cimrilik etmiş olur. Allah zengindir, siz ise fakirsiniz. Eğer, yüz çevirirseniz, sizin gibi olmayacak başka bir ulusu yerinize getirir.