Mearic Suresi

70 - Mearic Suresi Mehmet Okuyan meali ve tefsiri. 44 ayettir.

Rahmân, Rahîm olan Allah’ın adıyla.

  1. Soran biri gerçekleşecek azabı sordu.

  2. Kâfirler için, o azabı savacak[1] (kimse) yoktur.

    1) Benzer mesaj: Tûr 52:7-8.

  3. O (azap), yüksek makamların sahibi Allah'tandır.

  4. Melekler ve ruh(lar), miktarı elli bin sene olan bir günde O'na yükselir.[1]

    1) Bu ifade zamanın göreliliğine ve Allah'ın yüceliğine işarettir. Benzer mesajlar: Hacc 22:47; Secde 32:5.

  5. Sen güzelce sabret!

  6. Doğrusu onlar, o (hesabı) uzak (ihtimal) görüyorlar.

  7. Biz ise onu yakın görmekteyiz.[1]

    1) Benzer mesaj: Nebe' 78:40.

  8. O gün gök, erimiş maden gibi olur.

  9. Dağlar, (yayılmış) yün gibi bir hâl alır.

  10. Hiçbir dost da dostu(nu) soramaz.[1]

    1) Benzer mesajlar: Lokmân 31:33; Fâtır 35:18; Duhân 44:41.

  11. (11, 12, 13, 14) Birbirlerine gösterileceklerdir.[1] O suçlu kişi, o günün azabından (kurtulmak için) oğlunu (çocuğunu), hanımını (eşini), kardeşini, kendisini koruyup barındıran yakınlarını ve yeryüzünde kim varsa hepsini kendisini (azaptan) kurtarması için fidye vermek isteyecektir.[2]

    1) Bu ayetler ‘Abese 80:34-37 ile birlikte okunmalıdır.
    2) Benzer mesajlar: Bakara 2:48, 123; Âl-i İmrân 3:91; Mâide 5:36; En‘âm 6:70; Yûnus 10:54; Ra‘d 13:18; Zümer 39:47; Hadîd 57:15.

  12. (11, 12, 13, 14) Birbirlerine gösterileceklerdir.[1] O suçlu kişi, o günün azabından (kurtulmak için) oğlunu (çocuğunu), hanımını (eşini), kardeşini, kendisini koruyup barındıran yakınlarını ve yeryüzünde kim varsa hepsini kendisini (azaptan) kurtarması için fidye vermek isteyecektir.[2]

    1) Bu ayetler ‘Abese 80:34-37 ile birlikte okunmalıdır.
    2) Benzer mesajlar: Bakara 2:48, 123; Âl-i İmrân 3:91; Mâide 5:36; En‘âm 6:70; Yûnus 10:54; Ra‘d 13:18; Zümer 39:47; Hadîd 57:15.

  13. (11, 12, 13, 14) Birbirlerine gösterileceklerdir.[1] O suçlu kişi, o günün azabından (kurtulmak için) oğlunu (çocuğunu), hanımını (eşini), kardeşini, kendisini koruyup barındıran yakınlarını ve yeryüzünde kim varsa hepsini kendisini (azaptan) kurtarması için fidye vermek isteyecektir.[2]

    1) Bu ayetler ‘Abese 80:34-37 ile birlikte okunmalıdır.
    2) Benzer mesajlar: Bakara 2:48, 123; Âl-i İmrân 3:91; Mâide 5:36; En‘âm 6:70; Yûnus 10:54; Ra‘d 13:18; Zümer 39:47; Hadîd 57:15.

  14. (11, 12, 13, 14) Birbirlerine gösterileceklerdir.[1] O suçlu kişi, o günün azabından (kurtulmak için) oğlunu (çocuğunu), hanımını (eşini), kardeşini, kendisini koruyup barındıran yakınlarını ve yeryüzünde kim varsa hepsini kendisini (azaptan) kurtarması için fidye vermek isteyecektir.[2]

    1) Bu ayetler ‘Abese 80:34-37 ile birlikte okunmalıdır.
    2) Benzer mesajlar: Bakara 2:48, 123; Âl-i İmrân 3:91; Mâide 5:36; En‘âm 6:70; Yûnus 10:54; Ra‘d 13:18; Zümer 39:47; Hadîd 57:15.

  15. (15, 16) Hayır! Şüphesiz ki o (cehennem), derileri kavurup soyan alevli bir ateştir.

  16. (15, 16) Hayır! Şüphesiz ki o (cehennem), derileri kavurup soyan alevli bir ateştir.

  17. (17, 18) Arkasını dönüp yüz çevireni ve (mal) toplayıp yığan kimseyi (kendine) çağıracaktır.[1]

    1) Cehennemin canlı gibi konuşmasıyla ilgili bkz. Furkân 25:12; Kâf 50:30; Mülk 67:87.

  18. (17, 18) Arkasını dönüp yüz çevireni ve (mal) toplayıp yığan kimseyi (kendine) çağıracaktır.[1]

    1) Cehennemin canlı gibi konuşmasıyla ilgili bkz. Furkân 25:12; Kâf 50:30; Mülk 67:87.

  19. Şüphesiz ki insan çok hırslı yaratılmıştır.

  20. Başına bir kötülük geldiğinde çok sızlanır.[1]

    1) Benzer mesajlar: Hûd 11:9; Fussilet 41:49; Me‘âric 70:20-21.

  21. Bir hayra (zenginliğe) ulaşınca da çok cimri kesilir.

  22. Ancak salât (ibadet) edenler hariç!

  23. Onlar salâtlarında (ibadetlerinde) devamlı olanlardır.

  24. (24, 25) Onlar mallarında açıktan isteyen ve açıktan isteyemeyen(ler) için bilinen bir hak bulunanlardır.[1]

    1) Bu cümle infakın, sadakaların ve elbetteki zekâtın "kâr"dan değil, "mal"dan verilmesi gerektiğinin apaçık delilidir. Benzer mesajlar: En‘âm 6:141; Tevbe 9:103; İsrâ 17:26; Rûm 30:38; Zâriyât 51:19.

  25. (24, 25) Onlar mallarında açıktan isteyen ve açıktan isteyemeyen(ler) için bilinen bir hak bulunanlardır.[1]

    1) Bu cümle infakın, sadakaların ve elbetteki zekâtın "kâr"dan değil, "mal"dan verilmesi gerektiğinin apaçık delilidir. Benzer mesajlar: En‘âm 6:141; Tevbe 9:103; İsrâ 17:26; Rûm 30:38; Zâriyât 51:19.

  26. Onlar hesap gününe inananlardır.

  27. Onlar Rablerinin azabından korkanlardır.

  28. Şüphesiz ki Rablerinin azabı(na karşı) güvende olunamaz.

  29. Onlar namuslarını koruyanlardır.

  30. Ancak eşleri yani (evlilik yoluyla) meşru olarak sahip oldukları kişiler hariç.[1]Şüphesiz ki onlar, (eşleriyle ilişkilerinde) kınanmazlar.

    1) Bu cümle "Ancak eşleri veya ellerinin/yeminlerinin sahip oldukları kişiler hariç" şeklinde de tercüme edilebilir. Bu durumda kastedilen şey, cariyelerin nikâhlanmasıdır ki bu da câriyeliğin sona erdirilmesi amacını taşır.

  31. Bundan öteye (geçmek) isteyenler ise haddini aşanların ta kendileridir.[1]

    1) Benzer mesaj: Mü'minûn 23:5-8.

  32. Onlar emanetlerine ve sözlerine uyanlardır.[1]

    1) Benzer mesajlar: Mâide 5:1; En‘âm 6:152; Ra‘d 13:20; Nahl 16:91; İsrâ 17:34; Mü'minûn 23:8.

  33. Onlar şahitliklerini yerine getirenlerdir.

  34. Onlar bütün ibadetlerini koruyanlardır.

  35. İşte onlar cennetlerde ağırlanacaklardır.

  36. (36, 37) Kâfir olanlara ne oluyor ki sağdan ve soldan bölük bölük sana doğru boyunlarını uzatıyorlar!

  37. (36, 37) Kâfir olanlara ne oluyor ki sağdan ve soldan bölük bölük sana doğru boyunlarını uzatıyorlar!

  38. Onlardan her bir kişi nimet cennetine konulacağını mı umuyor!

  39. Hayır! Şüphesiz ki biz onları bildikleri şeyden yarattık.

  40. (40, 41) Hayır! Doğuların ve batıların Rabbine yemin ederim[1] ki onların yerine daha iyilerini getirmeye bizim gücümüz yeter ve biz asla geçilebilenler değiliz.

    1) Kur'an'da sekiz kez geçen bu yemin ifadeleri için bkz. Vâkı‘a 56:75; Hâkka 69:38; Me‘âric 70:40; Kıyâmet 75:1, 2; Tekvîr 81:15; İnşikâk 84:16; Beled 90:1.

  41. (40, 41) Hayır! Doğuların ve batıların Rabbine yemin ederim[1] ki onların yerine daha iyilerini getirmeye bizim gücümüz yeter ve biz asla geçilebilenler değiliz.

    1) Kur'an'da sekiz kez geçen bu yemin ifadeleri için bkz. Vâkı‘a 56:75; Hâkka 69:38; Me‘âric 70:40; Kıyâmet 75:1, 2; Tekvîr 81:15; İnşikâk 84:16; Beled 90:1.

  42. Sen onları (şimdilik) bırak da kendilerine vadedilen günlerine kavuşuncaya kadar (boş işlere) dalsınlar, oynasınlar![1]

    1) Benzer mesaj: Tûr 52:45.

  43. (43, 44) O gün onlar sanki dikili bir şeye koşuyorlar gibi kendilerini aşağılanma kaplamış olarak gözleri (perişanlıktan) yıkılmış bir hâlde[1] mezarlarından hızla çıkacaklar. İşte bu kendilerine vadedilmiş gündür![2]

    1) Benzer mesaj: Kalem 68:43.
    2) Benzer mesajlar: Rûm 30:56; Yâsîn 36:63; Sâffât 37:21; Duhân 44:50; Kâf 50:20; Zâriyât 51:14; Tûr 52:14; Rahmân 55:43; Mülk 67:27; Mutaffifîn 83:17.

  44. (43, 44) O gün onlar sanki dikili bir şeye koşuyorlar gibi kendilerini aşağılanma kaplamış olarak gözleri (perişanlıktan) yıkılmış bir hâlde[1] mezarlarından hızla çıkacaklar. İşte bu kendilerine vadedilmiş gündür![2]

    1) Benzer mesaj: Kalem 68:43.
    2) Benzer mesajlar: Rûm 30:56; Yâsîn 36:63; Sâffât 37:21; Duhân 44:50; Kâf 50:20; Zâriyât 51:14; Tûr 52:14; Rahmân 55:43; Mülk 67:27; Mutaffifîn 83:17.