Münafikun Suresi

63 - Münafikun Suresi Mehmet Okuyan meali ve tefsiri. 11 ayettir.

Rahmân, Rahîm olan Allah’ın adıyla.

  1. Münafıklar sana geldiklerinde "Şahitlik ederiz ki şüphesiz sen Allah'ın Elçisisin!" derler. Allah senin elbette kendi elçisi olduğunu bilmektedir. Allah münafıkların yalancı olduklarına elbette şahittir.

  2. Yeminlerini kalkan (bahane) edinip Allah yolundan saptılar.[1] Şüphesiz ki onların yaptıkları çok kötüdür!

    1) Benzer mesaj: Mücâdele 58:16.

  3. Bunun sebebi, onların önce iman et(tiğini söyley)ip sonra inkâr etmeleridir. (Bu yüzden) kalpleri mühürlenmiştir.[1] Artık (gerçeği) anlayamazlar.

    1) İnkârcıların kalplerinin mühürlenmesinin sebebi, inkârlarında ısrarcı olmalarıdır. Yani inkâr "sebep", mühürlenme ise "sonuç"tur. Benzer mesajlar: Bakara 2:7, 88; Nisâ 4:155; A‘râf 7:100, 101; Tevbe 9:87, 93, Yûnus 10:74; Nahl 16:108; Rûm 30:59; Mü'min 40:35; Muhammed 47:16.

  4. Onları (münafıkları) gördüğün zaman görünüşleri hoşuna gider; konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Onlar, sanki giydirilmiş kütükler gibidir. Her gürültüyü kendi aleyhlerine sanırlar. Onlar düşmandır. Onlardan sakın! Allah onları kahretsin! Nasıl da (gerçeklerden) döndürülüyorlar![1]

    1) Kur'an'da münafıkların özellikleriyle ilgili mesajlar için bkz. Bakara 2:8-20; Âl-i İmrân 3:152-154, 167-168; Nisâ 4:137-145; Tevbe 9:64-68, 74-87, 97-101; Nûr 24:47-53; Ahzâb 33:12-20; Muhammed 47:29-31; Munâfikûn 63:1-8.

  5. Onlara "Gelin, Allah'ın Elçisi sizin için bağışlanma dilesin." dendiği zaman başlarını çevirirler ve sen onların kibirlenerek uzaklaştıklarını görürsün.

  6. Onlara (onlar için) bağışlanma dilesen de dilemesen de birdir. Allah onları elbette bağışlamayacaktır. Şüphesiz ki Allah yoldan çıkanlar topluluğunu doğru yola ulaştırmaz.[1]

    1) Benzer mesaj: Tevbe 9:80.

  7. Onlar "Allah'ın Elçisi'nin yanında bulunanlara infak etmeyin (vermeyin) ki dağılıp gitsinler!" diyenlerdir.[1] Oysa göklerin ve yerin hazineleri yalnızca Allah'a aittir. Fakat münafıklar bunu anlamazlar.

    1) Münafıklar dünyaya düşkün oldukları için müslümanların da öyle olduğunu sanarak böyle bir teklifte bulunmuşlardı.

  8. Onlar "Şüphesiz ki Medine'ye dönersek, üstün olan (taraf), zayıf olanı mutlaka oradan çıkaracaktır!" diyorlardı. (Oysa) itibar yalnızca Allah'a, Elçisine ve müminlere aittir fakat münafıklar (bunu) bilmezler.

  9. Ey iman edenler! Mallarınız ve çocuklarınız, sizi Allah'ı hatırlamaktan[1] alıkoymasın![2] Kim bunu yaparsa işte onlar kaybedenlerin ta kendileridir.

    1) Ayette yer alan [zikrullâhi] tamlaması "beş vakit namaz" olarak yorumlansa da burada kastedilen mesaj, namazı da içerecek şekilde bütün ibadetler ve duyarlılıklar yani genel anlamda "Allah'a itaat"tir. Dahası [zikrullah] ifadesi hayatı Allah bilinciyle yaşama bilincidir ki bunu sağlayan da bir adı [zikr] olan Kur'an'dır.
    2) Bu buyruk, Yüce Allah'ı anarak hayatı O'nun istediği gibi yaşamanın önüne hiçbir şeyi geçirmemek gerektiğinin delilidir. Mal da çocuklar da birer imtihandır; onlar üzerinden imtihanımız devam etmektedir. Tekâsür 102:1-2'de inkarcıların bu noktadaki duyarsızlığına değinilmektedir. Buna karşılık Nûr 24:37'de ise Yüce Allah'ın bu uyarısına itibar eden yiğitlerin varlığından söz edilmektedir.

  10. "Rabbim! Beni yakın bir süreye kadar geciktirsen de sadaka verip iyilerden olsam!"[1] diyecek şekilde herhangi birinize ölüm gelmesinden önce size verdiğimiz rızıktan dağıtın![2]

    1) Benzer mesajlar: Mü'minûn 23:100; Fâtır 35:37.
    2) Bu surenin ilk sekiz ayetinde münafıklardan söz edildikten sonra, surenin son ayetlerinde infaktan söz edilmesi, infak yapmanın münafıklığın panzehiri olduğunu göstermektedir. infak yapmak, kişinin münafık olmamasını sağlayan en önemli fedakârlık göstergelerinden birisidir. Ayetteki hitaptan anlaşılıyor ki infak bir iman eylemidir; imkânla sınırlı değildir. İmanı olan herkesin infak edebilecek bir şeyleri mutlaka vardır. Çünkü infak sanıldığı gibi sadece ekonomik mal varlığından ibaret değildir. Bilgi, ilgi, tecrübe, ekonomi, servet, bedensel yardım, fedakârlık vs. şeylerin infakı olduğu gibi canını Yüce Allah yolunda vermek de infakın zirvesidir. Öyleyse herkesin her zaman infak edebileceği bir şeyleri mutlaka vardır ve Yüce Allah işte o şeylerden bir kısmının verilmesini emretmektedir. Zaten ayette kimlere infak edilmesi gerektiğinden söz edilmemesi, amacın sadece ekonomik değil, çok daha kapsamlı bir şekilde ele alındığının bir göstergesidir.

  11. Allah süresi geldiğinde kimseyi (ölümünü) asla ertelemez.[1] Allah yaptıklarınızdan haberdardır.

    1) Benzer mesaj: Nûh 71:4. Bu ayetler, "ecel" denen belirlenmiş sürenin hiçbir şekilde geriye bırakılmayacağını göstermektedir.