Nebe Suresi

78 - Nebe Suresi Mehmet Okuyan meali ve tefsiri. 40 ayettir.

Rahmân, Rahîm olan Allah’ın adıyla.

  1. Birbirlerine neyi soruyorlar?

  2. (2, 3) Anlaşmazlığa düştükleri o büyük haberi.

  3. (2, 3) Anlaşmazlığa düştükleri o büyük haberi.

  4. Hayır! İleride (gerçeği) bilecekler!

  5. Sonra, şüphesiz ki ileride (gerçeği) bilecekler!

  6. (6, 7) Biz yeri bir beşik, dağları da birer kazık yapmadık mı?

  7. (6, 7) Biz yeri bir beşik, dağları da birer kazık yapmadık mı?

  8. Sizi eşler (çiftler) hâlinde yarattık.[1]

    1) Bu ayet, ilk insanlardan itibaren yaratılışın en az üç çift halinde gerçekleştiğinin delilidir. Benzer mesajlar: Nisâ 4:1; Rûm 30:20; Fâtır 35:11.

  9. Uykunuzu bir dinlenme (aracı) kıldık.

  10. (10, 11) Geceyi bir örtü, gündüzü de çalışıp kazanma zamanı yaptık.

  11. (10, 11) Geceyi bir örtü, gündüzü de çalışıp kazanma zamanı yaptık.

  12. Üstünüzde sağlam yedi (kat göğü)[1] bina ettik.

    1) Bu ifade, "göklerin yedi kat oluşu" şeklinde anlaşılmalıdır. Göklerin "yedi kat" oluşuyla ilgili bkz. Bakara 2:29; İsrâ 17:44; Mü'minûn 23:86; Fussilet 41:12; Talâk 65:12; Mülk 67:3; Nûh 71:15. Bununla birlikte "yedi yol" (Mü'minûn 23:17) ifadesi de bulunmaktadır.

  13. (Orada) aydınlatan bir kandil (güneş) yarattık.

  14. (14, 15, 16) Tohumlar, bitkiler (ve ağaçları) sarmaş dolaş olmuş bahçeler yetiştirmeniz için sıkışan bulutlardan şarıl şarıl akan sular indirdik.

  15. (14, 15, 16) Tohumlar, bitkiler (ve ağaçları) sarmaş dolaş olmuş bahçeler yetiştirmeniz için sıkışan bulutlardan şarıl şarıl akan sular indirdik.

  16. (14, 15, 16) Tohumlar, bitkiler (ve ağaçları) sarmaş dolaş olmuş bahçeler yetiştirmeniz için sıkışan bulutlardan şarıl şarıl akan sular indirdik.

  17. Şüphesiz ki ayrılma günü belirlenmiş bir vakittir.

    1) Bu ifade, "göklerin yedi kat oluşu" şeklinde anlaşılmalıdır. Göklerin "yedi kat" oluşuyla ilgili bkz. Bakara 2:29; İsrâ 17:44; Mü'minûn 23:86; Fussilet 41:12; Talâk 65:12; Mülk 67:3; Nûh 71:15. Bununla birlikte "yedi yol" (Mü'minûn 23:17) ifadesi de bulunmaktadır.

  18. Sûr'a üflenileceği gün,[1] bölük bölük (Allah'ın huzuruna) geleceksiniz.

    1) Benzer mesajlar: En‘âm 6:73; Kehf 18:99; Tâhâ 20:102; Mü'minûn 23:101; Neml 27:87; Yâsîn 36:51; Zümer 39:68; Kâf 50:20; Hâkka 69:13.

  19. (O gün) gök açılacak ve kapı kapı olacaktır.

  20. Dağlar da yürütülmüş, serap hâline getirilmiş (olacak)tır.

  21. (21, 22) Şüphesiz ki cehennem, azgınların durağı olarak (cehennemlikleri) gözetlemektedir.

  22. (21, 22) Şüphesiz ki cehennem, azgınların durağı olarak (cehennemlikleri) gözetlemektedir.

  23. (Azgınlar) orada çağlar boyu kalacaklardır.

  24. (24, 25, 26) (Dünyadaki inkârlarına) uygun bir karşılık olarak[1] kaynar su ve irinden başka orada hiçbir serinlik veya (susuzluk gideren) hiçbir içecek tadamayacaklardır.

    1) Bu ayet mahşerde verilecek cezaların hak edildiğinin yani orada hiç kimseye haksızlık edilmeyeceğinin delilidir.

  25. (24, 25, 26) (Dünyadaki inkârlarına) uygun bir karşılık olarak[1] kaynar su ve irinden başka orada hiçbir serinlik veya (susuzluk gideren) hiçbir içecek tadamayacaklardır.

    1) Bu ayet mahşerde verilecek cezaların hak edildiğinin yani orada hiç kimseye haksızlık edilmeyeceğinin delilidir.

  26. (24, 25, 26) (Dünyadaki inkârlarına) uygun bir karşılık olarak[1] kaynar su ve irinden başka orada hiçbir serinlik veya (susuzluk gideren) hiçbir içecek tadamayacaklardır.

    1) Bu ayet mahşerde verilecek cezaların hak edildiğinin yani orada hiç kimseye haksızlık edilmeyeceğinin delilidir.

  27. Şüphesiz ki onlar hesabı ummazlardı.

  28. Ayetlerimizi de yalanladıkça yalanlamışlardı.

  29. Biz ise her şeyi bir kitapta sayıp kaydetmişizdir.

  30. Tadın (azabı)! Bundan sonra yalnızca azabınızı artıracağız.[1]

    1) Benzer mesaj: Nahl 16:88. Burada kastedilen, Nebe' 28. ayette de işaret edildiği üzere inkârlarının artmasına uygun olarak cezalarının da artmasıdır; yoksa herhangi bir haksızlık söz konusu değildir.

  31. Şüphesiz ki muttakîler (duyarlı olanlar) için ödül(ler) vardır:

  32. Bahçeler ve üzüm bağları,

  33. Uyumlu (olgunlaşmış üzüm) taneleri[1],

    1) Ayetteki [Kevâ‘ıbe etrâben] ifadesinin, genç kız çocuklarıyla değil, bağlam gereği üzüm taneleri veya salkımları şeklinde anlaşılması gerekmektedir. Bu ifade, yumru bitkiler şeklinde de anlaşılabilir. [Kevâ‘ıb] sözcüğü, Mâide 5:6'da [el-ka‘beyni] şeklinde topukların üstündeki yumru biçiminde aşık/uyluk kemikleri demektir. [Türâb] ile aynı kökten gelen [etrâb] sözcüğü de toprakla ilişkilidir. Burada kastedilen, topraktan çıkan turp vs. yumru biçimindeki gıdalara benzer şekildeki cennete özel içeceklerin meyveleri de olabilir. Zaten sonraki ayette de bunlardan elde edilen ve dolu kadehlerdeki içeceklerden söz edilmektedir.

  34. Dolu kadeh(ler).

  35. Onlar orada boş bir söz de yalan da duymayacaklar.[1]

    1) Benzer mesajlar: Sâffât 37:47; Tûr 52:23; Vâkı‘a 56:25.

  36. (36, 37) Bunlar senin Rabbinden, yani göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rahmân olan Rabbinden hesapsız bir bağış ve ödül olarak (verilecektir). O'nun huzurunda konuşmaya güç yetiremezler.

  37. (36, 37) Bunlar senin Rabbinden, yani göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rahmân olan Rabbinden hesapsız bir bağış ve ödül olarak (verilecektir). O'nun huzurunda konuşmaya güç yetiremezler.

  38. Ruh(lar)ın ve meleklerin sıra sıra duracakları o gün, Rahmân'ın izin verdiklerinden başkası konuşamayacaktır; (konuşan da) doğruyu söyleyecektir.

  39. İşte o gün gerçektir. Dileyen, Rabbine bir dönüş (yolu) tutar.[1]

    1) Benzer mesajlar: Müzzemmil 73:19; Müddessir 74:54-55; İnsân 76:29; ‘Abese 80:11-12; Tekvîr 81:27-28.

  40. Şüphesiz ki biz sizi yakın bir azap ile uyardık.[1] O gün kişi önceden yaptıklarına bakacak ve kâfir (olanlar) "Ah, keşke toprak olsaydım!" diyecektir.

    1) Benzer mesaj: Me‘âric 70:8-9.