Nuh Suresi

71 - Nuh Suresi Mehmet Okuyan meali ve tefsiri. 28 ayettir.

Rahmân, Rahîm olan Allah’ın adıyla.

  1. Kendilerine elem verici bir azap gelmeden önce kavmini uyar(sın) diye Nuh'u kendi kavmine göndermiştik.

  2. Şöyle demişti: "Ey kavmim! Ben sizin için apaçık bir uyarıcıyım.

  3. Allah'a kulluk edin; O'na karşı takvâlı (duyarlı) olun ve bana itaat edin.

  4. (Böylece Allah) da günahlarınızı bağışlasın ve sizi, belirli bir süreye kadar ertelesin (yaşatsın)!" Allah'ın (belirlediği) süresi gelince (o artık) ertelenmez.[1] Keşke bilseydiniz!

    1) Benzer mesaj: Münâfikûn 63:11. Bu ayetler, ecel denen belirlenmiş sürenin hiçbir şekilde geriye bırakılmayacağını göstermektedir.

  5. (Nuh) demişti ki: "Rabbim! Doğrusu ben kavmimi gece gündüz (imana) davet ettim[1]

    1) Ayetteki [de‘avtü] fiili tebliğde "davet"in esas olduğunu öğretmektedir. Yüce Allah kullarını inanmaya mecbur tutmadığına ve sonuçlarına katlanmak üzere onları tercihlerinde serbest bıraktığına göre, dine davet edenler zorlamaya, baskıya veya insanlık dışı muamelelere başvuramazlar. Bu yüzden, gönüllere işleyecek şekilde davette bulunmak tebliğin olmazsa olmazıdır.

  6. Benim davetim ancak kaçmalarını artırdı.

  7. Sen onları bağışlayasın diye onları ne zaman davet ettiysem, parmaklarını kulaklarına tıkadılar;[1] elbiselerine büründüler, direndiler ve kibirlendikçe kibirlendiler.

    1) Benzer mesajlar: Tevbe 9:32; İbrâhîm 14:9; Saff 61:7-8.

  8. Sonra, ben kendilerini açıktan davet ettim.

  9. Ardından, onlara hem (açıktan) ilan ettim hem de gizli gizli söyledim.

  10. (Onlara) dedim ki: ‘Rabbinizden bağışlanma dileyin; şüphesiz ki O çok bağışlayandır.

  11. (Af dileyin ki) üzerinize göğü (yağmuru) bol bol göndersin![1]

    1) Benzer mesajlar: En‘âm 6:6; Hûd 11:52.

  12. Mallarınızı ve çocuklarınızı çoğaltsın; size bahçeler versin; sizin için ırmaklar yapsın (akıtsın)!

  13. Size ne oluyor ki Allah'a büyüklüğü yakıştıramıyorsunuz?[1]

    1) Bu ayette izzet ve onurun Yüce Allah'tan isteneceği, dilerse bunları sadece O'nun verebileceği mesajı da yer almaktadır.

  14. Sizi aşama aşama elbette O yaratmıştır.[1]

    1) Bu ayet Secde 32:7 ve Zümer 39:6'da belirtildiği gibi insanın aşamalı yaratılışının delilidir.

  15. Görmediniz mi Allah yedi göğü[1] tabaka tabaka (birbiriyle uyumlu)[2] nasıl yaratmıştır!

    1) Göklerin "yedi kat" oluşuyla ilgili bkz. Bakara 2:29; İsrâ 17:44; Mü'minûn 23:86; Fussilet 41:12; Talâk 65:12; Mülk 67:3; Nûh 71:15. Bununla birlikte "yedi yol" (Mü'minûn 23:17) ve "yedi güçlü yapı" (Nebe' 78:12) ifadeleri de bulunmaktadır.
    2) Benzer mesaj: Mülk 67:3.

  16. Onların içinde ayı bir nûr kılmış, güneşi de bir kandil yapmıştır.

  17. Allah sizi de bitki gibi yerden yetiştirmiştir.[1]

    1) Benzer mesajlar: Hûd 11:61; Necm 53:32.

  18. Sonra sizi yine oraya döndürecek ve sizi yeniden (oradan) çıkartacaktır.[1]

    1) Benzer mesajlar: A‘râf 7:25; Tâhâ 20:55; Hacc 22:6; Rûm 30:19; Fâtır 35:9; Kâf 50:11, 42; Zuhruf 43:11.

  19. (19, 20) Ondan geniş yollar edinesiniz diye Allah yeri sizin için yaymıştır."[1]

    1) Benzer mesajlar: Nahl 16:15; Tâhâ 20:53; Enbiyâ 21:31; Zuhruf 43:10.

  20. (19, 20) Ondan geniş yollar edinesiniz diye Allah yeri sizin için yaymıştır."[1]

    1) Benzer mesajlar: Nahl 16:15; Tâhâ 20:53; Enbiyâ 21:31; Zuhruf 43:10.

  21. (Söylediklerini dinlememeleri üzerine) Nuh şöyle demişti: "Rabbim! Doğrusu onlar bana karşı geldiler; malı ve çocuğu kendi kaybını artırmaktan başka bir işe yaramayan kimseye uydular.

  22. Çok büyük tuzaklar da kurdular."

  23. Şöyle demişlerdi: "Sakın ilahlarınızı bırakmayın; Vedd'i, Suvâ‘ı, Yeğûs'u, Ye‘ûk'u ve Nesr'i terk etmeyin!"[1]

    1) Bunlar Hz. Nuh zamanında kendilerine tapınılan çeşitli putların isimleridir. Bunların, çeşitli Arap kabilelerinin tapındığı putlar olduğu da ileri sürülmektedir. Buna göre, [Vedd] Kelb'in, [Süvâ‘] Hüzeyl'in, [Yeğûs] Tayy'in, [Ye‘ûk] Hemdân'ın, [Nesr] ise Himyer'in putu olarak tanıtılmaktadır. Ayrıca [Vedd]'in "erkek", [Suvâ]‘'ın "kadın", [Yeğûs]'un "arslan", [Ye‘ûk]'un "at", [Nesr]'in de "kartal" suretinde sembolleştirildiği ifade edilmektedir (Râzî, [Mefâtîhu'l-Ğayb], c. XXX, s. 143).

  24. (Böylece) onlar elbette çoklarını saptırdılar. (Bunun üzerine Nuh: "Rabbim)! Sen de bu zalimlerin ancak şaşkınlıklarını artır!" (demişti).

  25. Onlar, günahları yüzünden suda boğuldular ve ateşe sokuldular[1] ve (o zaman) Allah'ın peşi sıra hiçbir yardımcı da bulamadılar (bulamayacaklar).

    1) Merhum Elmalılı'nın ifadesiyle suda boğulmakla ateşe atılmak iki zıt azabın bir arada oluşunu ifade eden üstün bir "tıbak sanatı"dır. Gerçekten de su ve ateş birbirinin zıddı kavramlar olmasına rağmen, demek ki suda boğulurken de ateş azabını andıran bir yürek yangını yaşanmaktadır.

  26. Nuh demişti ki: "Rabbim! O kâfirlerden kimseyi yeryüzünde bırakma!

  27. Şüphesiz ki sen onları bırakırsan kullarını saptırır; sadece ahlaksız, nankör (işler) doğururlar (yaparlar).

  28. Rabbim! Beni, ana babamı, iman etmiş olarak evime girenleri, iman eden erkekleri ve iman eden kadınları bağışla! Zalimlerin de ancak helakini artır!"