Talak Suresi

65 - Talak Suresi Mehmet Okuyan meali ve tefsiri. 12 ayettir.

Rahmân, Rahîm olan Allah’ın adıyla.

  1. Ey Peygamber! Kadınları boşayacağınız zaman onları (bekleme) sürelerini gözeterek boşayın ve o süreyi sayın![1] Rabbiniz Allah'a karşı takvâlı (duyarlı) olun! Apaçık bir çirkinlik (fuhuş) yapmaları durumu hariç, onları (bulundukları) evlerinden çıkarmayın, kendileri de çıkmasınlar! Şu (hüküm)ler, Allah'ın (koyduğu) sınırlarıdır. Kim Allah'ın sınırlarını aşarsa işte onlar, elbette kendine haksızlık etmiş olur. Bilemezsin, belki de Allah bundan sonra bir durum ortaya çıkarır.[2]

    1) Bu ayet boşanmada beklenmesi gereken bir süre olduğunun, bunun bir anda gerçekleşmeyeceğinin delilidir.
    2) Benzer mesaj: Bakara 2:228-229.

  2. (Bekleme) sürelerini doldurduklarında onları ya uygun bir şekilde (nikâhınızda) tutun veya onlardan uygun bir şekilde ayrılın! İçinizden adil iki kişiyi de şahit tutun! Şahitliği Allah için yapın![1] İşte bu, Allah'a ve ahiret gününe inananlara verilen öğüttür. Kim Allah'a karşı takvâlı (duyarlı) olursa (Allah) ona çıkış yolu yaratır.[2]

    1) Bu cümle boşanmanın şahitler huzurunda gerçekleştirilmesi gerektiğini göstermektedir.
    2) Bu dört ayette (Talâk 65:2-5), Yüce Allah'a güvenmenin insana kazandıracağı huzura dikkat çekilmektedir. Talâk 7. ayette de belirtildiği gibi her zorluğun sonunda elbette bir kolaylık yaratılacaktır. İnşirâh 94:5-6'da da verilen bilgi bu istikamettedir.

  3. Onu hesap edemeyeceği bir yerden rızıklandırır. Kim Allah'a güvenirse O, ona yeter. Şüphesiz ki Allah emrini yerine getirendir. Elbette Allah her şey için bir ölçü koymuştur.

  4. Kadınlarınızdan âdet halinden ümit kesenlerin (durumundan) şüphe ederseniz, onların bekleme süresi üç aydır. (Bir sebeple) âdet göremeyenler (için de durum böyledir).[1] Hamile olanların (bekleme) süresi ise yüklerini bırakmaları (doğuma kadar)dır. Kim Allah'a karşı takvâlı (duyarlı) olursa, (Allah) ona işinde kolaylık verir.

    1) Bu cümle regl olup olmadığı net bir şekilde belli olmayan, durumu net olarak düzenli gitmeyen, regl zamanı bilinemeyen, muhtemelen bunu gizleyen kadınların durumundan şüphe edilince bekleme süresinin üç ay olduğu hükme bağlanmaktadır. Ayette ikinci cümlede ise henüz hiç regl (ay hâli) olmamış çocukların değil, bir sebeple ve mazeretle regl olamayan kadınlarla ilgili bekleme süresinin de üç ay olduğundan söz edilmektedir. [Lem yehıdne] fiilindeki [lem] edatı bu yaklaşımımızın gerekçesidir.

  5. İşte bu(nlar), Allah'ın size indirdiği emirleridir. Kim Allah'a karşı takvâlı olursa, (Allah) onun kötülüklerini örter ve onun ödülünü artırır.

  6. Gücünüz ölçüsünde oturduğunuz yerin (evinizin) bir bölümünde onları (da) oturtun! Onları (gitmeleri için) sıkıştırıp kendilerine zarar vermeyin! (Boşandığınız kadınlar) hamile iseler, doğum yapıncaya kadar nafakalarını verin! Sizin için (çocuğunuzu) emzirirlerse onlara ücretlerini verin; aranızda uygun bir şekilde istişare edin! (Emzirtme konusunda) zorluk çekerseniz, onu başka bir (kadın) emzirecektir.

  7. İmkânı geniş olan, imkânına göre nafaka versin; rızkı daraltılmış olan da Allah'ın kendisine verdiğinden nafaka ödesin! Allah kimseyi ona verdiği (imkân)dan başkasıyla sorumlu tutmaz.[1] Allah her zorluktan sonra kolaylık yaratacaktır.[2]

    1) Benzer mesajlar: Bakara 2:233, 286; Nisâ 4:84; Mâide 5:48; En‘âm 6:152, 165; A‘râf 7:42; Mü'minûn 23:62.
    2) Bu ifade bir müslümanın hayatındaki en büyük güven kaynaklarından birisidir. Benzer mesajlar: Talâk 65:2-5; İnşirâh 94:5-6.

  8. Rabbinin ve O'nun elçilerinin emrinden uzaklaşıp azmış nice şehirler (halklar) vardı ki biz onları (mahşerde) şiddetli bir hesaba çekeceğiz ve onlara görülmemiş şekilde azap edeceğiz.[1]

    1) Buradaki fiillere gelecek zaman anlamı vermemizin sebebi olayın mahşerde gerçekleşecek olmasıdır.

  9. Böylece onlar da işlerinin cezasını tatmış (olacak)lardır; işlerinin sonu da tam bir kayıptır.

  10. Allah onlara şiddetli bir azap hazırlamış (olacak)tır. Ey iman etmiş öz akıl sahipleri! Allah'a karşı takvâlı (duyarlı) olun! Allah size elbette bir hatırlatıcı (elçi) indirmiştir:

  11. İman edip iyi işler yapanları, karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için[1] size Allah'ın apaçık ayetlerini tilavet eden (okuyup aktaran) bir elçi (göndermiştir). Kim Allah'a inanır ve iyi iş(ler) yaparsa (Allah da) onu, içinde ebedî kalacakları, altlarından ırmaklar akan cennetlere yerleştirecektir.[2] Elbette Allah o kimse için bir rızık lütfetmiş (olacak)tır.

    1) Benzer mesajlar: Bakara 2:257; Mâide 5:16; İbrâhîm 14:1; Ahzâb 33:43; Hadîd 57:9.
    2) Bu ayette bir "sebep-sonuç" ilişkisi yer almaktadır. Yüce Allah öncelikle ödüllerin verilmesini sağlayacak "sebep"e dikkat çekmekte ve her şeyden önce iman edip sâlih ameller işlemenin gerekliliğini dile getirmektedir. İman ve salih ameller işlemek, biri diğerisiz olmayan en temel iki değerdir. Bir inanç eğer salih amel denen ve inanca yaraşır davranışlarla desteklenirse ona "iman" dendiği gibi, birtakım iyi davranışlar da imanlı olarak yapılırsa onlara "salih amel" denmektedir.

  12. Allah yedi kat göğü[1] ve yerden de bir o kadarını yaratandır. Allah'ın her şeye gücünün yettiğini ve her şeyi ilmiyle elbette kuşattığını bilin diye emir bunlar (göklerle yer) arasında inmektedir.

    1) Göklerin "yedi kat" oluşuyla ilgili bkz. Bakara 2:29; İsrâ 17:44; Mü'minûn 23:86; Fussilet 41:12; Talâk 65:12; Mülk 67:3; Nûh 71:15. Bununla birlikte "yedi yol" (Mü'minûn 23:17) ve "yedi güçlü yapı" (Nebe' 78:12) ifadeleri de bulunmaktadır.