Tegabun Suresi

64 - Tegabun Suresi Mehmet Okuyan meali ve tefsiri. 18 ayettir.

Rahmân, Rahîm olan Allah’ın adıyla.

  1. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ı tesbih eder (yüceltir). Otorite yalnızca O'na aittir; hamd (övgü) de yalnızca O'nadır. O her şeye gücü yetendir.

  2. Sizi yaratan O'dur. Kiminiz kâfir, kiminiz mümindir.[1] Allah yaptıklarınızı görendir.

    1) Benzer mesajlar: Kehf 18:29; İnsân 76:3.

  3. (Allah) gökleri ve yeri bir amaç ile[1] yaratmıştır. Sizi şekillendirdi ve şekillerinizi de güzel yaptı.[2] Dönüş de yalnızca O'nadır.

    1) Benzer mesajlar: En‘âm 6:73; Yûnus 10:5; İbrâhîm 14:19; Hicr 15:85; Nahl 16:3; ‘Ankebût 29:44; Rûm 30:8; Zümer 39:5; Câsiye 45:22; Ahkâf 46:3; Duhân 44:39.
    2) Benzer mesajlar: Âl-i İmrân 3:6; Mü'min 40:64; İnfitâr 82:7-8.

  4. Göklerde ve yerde olanları bilir; gizlediğinizi de açıkladığınızı da bilir. Allah göğüslerin (kalplerin) özünü bilendir.

  5. Daha önce kâfir olanların haberi size ulaşmamış mıydı! İşte onlar, yaptıklarının cezasını (dünyada) tatmışlardı. Onlar için (mahşerde de) elem verici bir azap vardır.

  6. (O azabın sebebi) onlara elçilerin apaçık deliller getirmeleri fakat onların "Bir insan mı bizi doğru yola ulaştıracakmış?"[1] demeleriydi. İnkâr etmiş ve yüz çevirmişlerdi. Allah da zengin (ihtiyaçsız) olduğunu göstermişti. Allah zengindir, hamde (övgüye) layık olandır.

    1) İnsan olan bir peygamberle alayla ilgili bkz. Hûd 11:27; İbrâhîm 14:10-11; İsrâ 17:94; Enbiyâ 21:3, 36; Mü'minûn 23:24, 33-34, 47; Furkân 25:41; Şu‘arâ 26:154, 186; Yâsîn 36:15; Sâd 38:8; Kamer 54:24-25.

  7. Kâfir olanlar, elbette diriltilmeyeceklerini sanmışlardı.[1] De ki: "Hayır! Rabbime yemin olsun: Şüphesiz ki diriltileceksiniz; sonra (da) yaptıklarınız size mutlaka bildirilecektir. Bu, Allah'a kolaydır."

    1) Benzer mesajlar: Ra‘d 13:5; İsrâ 17:49, 98; Meryem 19:66; Mü'minûn 23:35, 82; Neml 27:67; Secde 32:10; Yâsîn 36:78; Sâffât 37:16, 53; Duhân 44:35; Kâf 50:3, 15; Vâkı‘a 56:47; Nâzi‘ât 79:11.

  8. O yüzden Allah'a, Elçisine ve indirdiğimiz o nûra (Kur'an'a) inanıp güvenin![1] Allah yapmakta olduklarınızdan haberdardır.

    1) Benzer mesaj: A‘râf 7:158.

  9. Toplanma gününde sizi toplayacağı gün, işte o teğâbun (karşılıklı aldanma) günüdür.[1] Kim Allah'a inanır ve iyi iş(ler) yaparsa, (Allah) onun kötülüklerini örtecektir; onu içinde ebedî kalacakları, altlarından ırmaklar akan cennetlere yerleştirecektir. İşte büyük kurtuluş budur.

    1) Burada amaç, putperestlerin ve putların mahşerde karşılıklı aldanmış olacaklarını dile getirmektir.

  10. İnkâr edip ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte onlar ateş halkıdır. Orada ebedî kalacaklardır. Ne kötü varış yeridir (orası)!

  11. Allah'ın izni olmaksızın hiçbir musibet isabet etmez.[1] Kim Allah'a inanırsa (Allah) onun kalbini doğru yola ulaştırır.[2] Allah her şeyi bilendir.

    1) Bu ayette her şeyin Yüce Allah'ın belirlediği yasalara göre şekillendiği belirtilmektedir.
    2) Hidayetle ilgili ayetler bu ayet ışığında anlaşılmalıdır.

  12. Allah'a itaat edin; Elçi'ye de itaat edin![1] Yüz çevirirseniz (bilin ki) Elçimize düşen görev, sadece apaçık tebliğdir.[2]

    1) Allah'a ve Elçisine itaatle ilgili bkz. Âl-i İmrân 3:32, 132; Nisâ 4:59; Mâide 5:92; Enfâl 8:1, 20, 46; Nûr 24:52, 54; Ahzâb 33:71; Muhammed 47:33; Fetih 48:17; Mücâdele 58:13.
    2) Tebliğle ilgili olarak bkz. Mâide 5:67, 99; Ra‘d 13:40; Nahl 16:35, 82; Nûr 24:54; ‘Ankebût 29:18; Yâsîn 36:17; Şûrâ 42:48; Ğâşiye 88:21.

  13. Allah kendisinden başka ilah olmayandır. Müminler yalnızca Allah'a güvensinler!

  14. Ey iman edenler! Eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olanlar da vardır.[1] Onlardan sakının! Affeder, hoşgörür ve (suçlarını) bağışlarsanız,[2] (bilin ki) Allah da çok bağışlayandır, çok merhametlidir.[3]

    1) Yüce Allah aileiçi fertler bağlamında karşılıklı olarak eşler arasında ve bazı çocukların ana-babaları için düşmanlık yapabileceği tehlikesine dikkat çekmekte ve dikkatli olunmasını emretmektedir. İfadede yer alan [min] edatı "bir kısmı, bazısı" anlamını vermektedir ve bütün eşlerin ve çocukların değil, bir kısmının böyle olabileceği belirtilmektedir. Ayette özel olarak muhatapların "erkekler" olduğu ve [ezvâc] denen eşlerin de onların "hanımları" olduğu yaklaşımı hiçbir şekilde doğru olamaz. Çünkü bu kelime kadın ve erkek bütün eşleri içermektedir.
    2) [Afv], "azarlasa da cezalandırmaktan vazgeçmek", [safh] "azarlamaktan da cezadan da vazgeçmek", [mağfiret] ise "günahı tamamen silip affettiğini bile hissettirmemek"tir (İslamoğlu, [Hayat Kitabı Kur'an], s. 1136'da 6. not). Mahşerde Yüce Allah tarafından bağışlanmak isteyenler önce kendileri bu dünyada bağışlama emrini yerine getirmelidir.
    3) Benzer mesajlar: Bakara 2:109; Nûr 24:22.

  15. Mallarınız ve çocuklarınız sadece bir imtihandır. Büyük ödül ise yalnızca Allah'ın katındadır.[1]

    1) Benzer mesaj: Enfâl 8:28.

  16. Gücünüz yettiğince Allah'a karşı takvâlı (duyarlı) olun! Dinleyin, itaat edin, kendi iyiliğiniz için infak edin (verin)! Kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar kurtulanların ta kendileridir.[1]

    1) Benzer mesaj: Haşr 59:9.

  17. Allah'a güzel bir borç[1] verirseniz, (Allah) onu sizin için kat kat artırır ve sizi bağışlar. Allah şükre çok karşılık verendir, hoşgörülüdür.

    1) [Kard-ı hasen] kavramı "güzel borç" anlamında Yüce Allah'a verilen yani karşılığı sadece O'ndan beklenen yardım demektir. Benzer mesajlar: Bakara 2:245; Mâide 5:12; Hadîd 57:11, 18; Müzzemmil 73:20.

  18. Görünmeyeni de görüneni de bilendir;[1] güçlüdür, doğru hüküm verendir.

    1) Benzer mesajlar: En‘âm 6:73; Tevbe 9:94, 105; Ra‘d 13:9; Mü'minûn 23:92; Secde 32:6; Sebe' 34:3; Fâtır 35:38; Zümer 39:46; Haşr 59:22; Cum‘a 62:8; Cinn 72:26.