Fussilet Suresi

Mustafa Cemil Kılıç Meali

Esirgeyen, Bağışlayan Allah'ın Adıyla...

  1. Ha, Mim.
  2. Bu kitap esirgeyici ve bağışlayıcı olan Tanrı katından indirilmiştir.
  3. Bilen bir topluluk için, Arapça bir Kuran olarak ayetleri açıklanmış bir kitaptır.
  4. Müjdeleyici ve uyarıcıdır. Oysa onların çoğu yüz çevirmiştir. Artık dinlemezler.
  5. Dediler ki; "Bizi çağırdığın şeye karşı kalplerimiz kapalıdır. Kulaklarımızda bir ağırlık, seninle bizim aramızda da bir perde vardır. Artık sen ne yapacaksan yap; biz de yapmaktayız."
  6. De ki; "Ben ancak sizin gibi bir insanım. Bana sizin ilahınızın tek bir ilah olduğu bildiriliyor. Öyleyse ona yönelin ve ondan bağışlanma dileyin. Ortak koşanlara yazıklar olsun."
  7. Onlar ki, yoksulun hakkı olanı vermezler ve onlar ahireti de inkar ederler.
  8. İnanıp iyi işler yapanlara gelince; onlar için kesintisiz bir ödül vardır.
  9. De ki; "Gerçekten siz, yeri iki günde yaratanı inkar edip ona ortaklar mı koşuyorsunuz? O ki, evrenlerin rabbidir."
  10. O, yeryüzüne sabit dağlar yerleştirdi. Orada bereketler yarattı ve orada tam dört günde isteyenler için fark gözetmeden çeşitli besinler meydana getirdi.
  11. Sonra duman halinde bulunan göğe yöneldi. Göğe ve yere; "İsteyerek veya istemeyerek ikiniz de gelin!" buyurdu. İkisi de; "İsteyerek geldik!" dediler.
  12. Böylece onları yedi gök olarak iki günde var edip, her bir göğe kendi işleyişini bildirdi. Dünyanın göğünü ise koruduk ve yıldızlarla süsledik. İşte bu, her şeye egemen olan ve her şeyi gereğince bilen Tanrı'nın belirlemesidir.
  13. Eğer yüz çevirirlerse, de ki; "Ben sizi Ad ve Semud'un başına düşen yıldırım gibi bir yıldırıma karşı uyarıyorum."
  14. Onlara; "Yalnız Allah'a kulluk edin!" diye önlerinden ve arkalarından elçiler gelmişti. "Rabbimiz dikseydi, meleklerini indirirdi. Biz sizinle gönderilen öğüdü tanımıyoruz!" dediler.
  15. Ad halkına gelince, onlar da, "Bizden daha güçlü kim var?" diyerek yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladılar. Kendilerini var eden Allah'ın onlardan daha güçlü olduğunu görmüyorlar mıydı? Onlar, ayetlerimizi bile bile inkar etmekteydiler.
  16. Bundan dolayı biz de onlara dünya yaşamında aşağılayıcı azabı tattırmak için o uğursuz günlerde soğuk bir rüzgar gönderdik. Ahiret azabı elbette daha çok aşağılayıcıdır. Üstelik onlara yardım da edilmeyecektir.
  17. Semud halkına gelince; onlara da doğru yolu gösterdik. Ama onlar körlüğü doğru yola yeğlediler. Böylece yapmakta oldukları kötülükler yüzünden alçaltıcı bir azabın yıldırımı onları çarpıverdi.
  18. İnanan ve Allah'a karşı gelmekten sakınanları ise kurtardık.
  19. O gün, Allah'ın düşmanları topluca ateşe sürüleceklerdir.
  20. Sonunda oraya varınca, kulakları, gözleri ve derileri, yaptıkları hakkında onlara karşı tanıklık edeceklerdir.
  21. Derilerine; "Niçin bize karşı tanıklık ettiniz?" diye soracaklar. Onlar da, "Her şeyi konuşturan Allah bizi de konuşturdu. Sizi ilk olarak yaratan odur ve işte ona döndürülüyorsunuz!" diyeceklerdir.
  22. Ne var ki, siz daha önce ne kulaklarınızın, ne gözlerinizin, ne de derilerinizin tanıklığından çekinmiyor, Allah'ın da yaptıklarınızdan birçoğunu bilmediğini sanıyordunuz.
  23. İşte, rabbiniz hakkındaki bu düşünceniz sizi uçuruma sürükledi de yıkıma uğrayanlardan oldunuz.
  24. Şimdi eğer dayanabilirlerse, onların yeri ateştir. Eğer özür belirtip rablerini memnun etmek isterlerse, özürleri kabul edilecek değildir.
  25. Biz onlara öyle arkadaşlar musallat ettik ki, yaptıkları ve yapacakları ne varsa hepsini onlara güzel gösterdiler. Böylece, kendilerinden önceki cin ve insan topluluklarının başına gelen ceza sözü onlar için de gerçek oldu. Çünkü öncekiler de bunlar gibi yıkıma uğramış kimselerdi.
  26. Bir de o inkarcılar derler ki; "O Kur anı dinlemeyin. Okunurken gürültü yapın. Belki sesini bastırırsınız."
  27. Bu nedenle biz o inkarcılara şiddetli bir azap tattıracak ve yaptıklarının en kötüsüyle onları cezalandıracağız.
  28. İşte bu, Allah düşmanlarının cezası olan ateştir. Ayetlerimize karşı çıkmalarından ötürü, orada onlar için sürekli bir kalış yeri vardır.
  29. İnkar edenler orada; "Rabbimiz, cinlerden ve insanlardan, bizi saptıranları göster, onları ayaklarımızın altına alalım da en altta kalanlardan olsunlar," diyeceklerdir.
  30. Kuşkusuz, rabbimiz Allah'tır deyip, sonra da dosdoğru yolda yürüyenlerin üzerine melekler iner. Onlara; "Korkmayın, üzülmeyin, size söz verilen Cennetle sevinin!" derler.
  31. "Biz dünya yaşamında da, ahirette de sizin dostunuzuz. Orada canınızın çektiği her şey vardır. Yine orada istediğiniz her şey sizindir."
  32. "Bu, bağışlayıcı ve acıyıcı olan Tanrı'nın ikramıdır."
  33. Allah'a çağıran, iyi işler yapan ve; "Ben Hakka teslim olanlardanım!" diyen kimseden daha güzel sözlü kim vardır?
  34. İyilik ile kötülük bir olmaz. Sen en iyi bir şekilde karşılık ver. O zaman, aranızda düşmanlık bulunan kimse belki en iyi dostun oluverir.
  35. Fakat buna ancak dirençli olanlar erişir. Buna erişenler de iyilikten büyük bir pay sahibi olanlardır.
  36. Eğer Şeytandan gelen kötü bir düşünce seni dürtecek olursa, hemen Allah'a sığın. Çünkü o, gereğince işitendir ve gereğince bilendir.
  37. Gece ve gündüz, Güneş ve Ay onun ayetlerindendir. Eğer sadece Allah'a kulluk ediyorsanız, Güneş'e, Ay'a secde etmeyin; onları yaratan Tanrıya secde edin.
  38. Eğer büyüklük taslarlarsa, bilsinler ki, rabbinin katında olan melekler hiç usanmadan gece gündüz onu yüceltmektedirler.
  39. Onun ayetlerinden biri de şudur: Sen yeryüzünü kupkuru görürsün. Biz onun üzerine suyu indirdiğimiz zaman, o harekete geçer ve kabarır. Ona can veren Allah, elbette ölüleri de diriltecektir. Çünkü o, her şeye gücü yetendir.
  40. Ayetlerimiz hakkında doğruluktan ayrılıp eğriliğe sapanlar, bize gizli değillerdir. Ateşe atılan mı, yoksa diriliş günü güven içinde olan mı daha iyidir? Dilediğinizi yapın. Doğrusu o; yaptıklarınızı görmektedir.
  41. Gerçek şu ki, onlar kendilerine gelen uyarıyı inkar ettiler. Oysa ki o, eşsiz bir kitaptır.
  42. Ne önünden, ne arkasından yanlış olan hiçbir şey ona yaklaşamaz. O, erdemli bilginin kaynağı olan ve her türlü övgüye değer bulunan Allah katından indirilmiştir.
  43. Senin için söylenenler senden önceki elçiler için de söylenenlerden başkası değildir. Kuşkusuz senin rabbin bağışlaması bol ve cezası çetin olandır.
  44. Eğer biz Kur anı yabancı bir dilde indirseydik, "Onun ayetlerinin bize açıklanması gerekmiyor mu? Arap'a yabancı dilde bir kitap hiç olur mu?" derlerdi. Sen de de ki; "İnananlar için o bir yol gösterici ve bir şifadır. İnanmayanlara gelince, onların kulaklarında bir ağırlık vardır ve Kur'an onlara kapalıdır. Sanki onlara uzak bir yerden bağırılıyor da duymuyorlar."
  45. Biz, Musa'ya da kitap vermiştik. Onda da anlaşmazlığa düşüldü. Rabbinden bir söz çıkmış olmasaydı hemen aralarında hüküm verilirdi. Onlar, Kur'an hakkında da derin bir kuşku içindedirler.
  46. Kim iyi bir iş yaparsa kendisi için yapar. Kötülük yapan da kendi zararına yapar. Yoksa rabbin kullarına zulmedecek değildir.
  47. Dünyanın sonunun ne zaman geleceğini bilmek yalnızca Allah'a özgüdür. Onun bilgisi olmadan hiçbir meyve kabuğundan çıkmaz. Hiçbir dişi, gebe kalamaz ve doğuramaz. Onlara; "Nerede benim ortaklarım?" diye seslendiği gün; "Sana bildiririz ki, içimizden buna ilişkin hiçbir tanık yoktur!" diyeceklerdir.
  48. Böylece, onların önceden yalvarıp durdukları şeyler, kendilerini terk etmiş olacak ve kendileri için bir kaçış olanağı bulunmadığını kesinlikle anlayacaklardır.
  49. İnsan iyilik istemekten usanmaz. Kendisine bir kötülük dokunduğunda ise hemen umutsuzluğa düşüp karamsarlaşıverir.
  50. Eğer başına gelen zarardan sonra tarafımızdan kendisine bir rahmet tattıracak olursak; "Bu benim hakkımdır. Dünyanın sonunun geleceğini de sanmıyorum. Eğer rabbime döndürülecek olsam bile, onun katında benim için daha güzel şeyler vardır," der. Andol400 sun ki, biz o inkarcılara yaptıklarını elbette haber vereceğiz ve onlara çok ağır bir azabı kesinlikle tattıracağız.
  51. Biz ne zaman insana bir nimet versek, o hemen yüz çevirir ve yan çizer. Başına bir kötülük gelince de yalvarıp durur.
  52. De ki; "Söyleyin bana, eğer bu Kuran, Allah katından ise ve siz de onu yalanlamış iseniz, o zaman haktan böylesine uzak düşmüş kimseden daha sapkın kim olabilir?"
  53. Kur an'ın gerçek olduğu iyice ortaya çıkıncaya kadar varlığımızın belgelerini onlara hem dış dünyada ve hem de kendi içlerinde göstereceğiz. Rabbinin her şeye tanık olması yetmez mi?
  54. İyi bilin ki, onlar rablerine kavuşacakları konusunda kuşku içindedirler. Bilesiniz ki o, her şeyi sarıp kuşatmıştır.