Hakka Suresi

Mustafa Cemil Kılıç Meali

Esirgeyen, Bağışlayan Allah'ın Adıyla...

  1. Gerçekleşecek olan...
  2. Nedir o gerçekleşecek olan?
  3. Gerçekleşecek olanın ne olduğunu sen nereden bileceksin?
  4. Semud ve Ad halkı da başlarına gelecek olan felaketi yalanlamışlardı.
  5. Fakat Semud halkı şiddetli bir sarsıntı ile yok edildi.
  6. Ad halkı ise kasıp kavuran şiddetli bir rüzgar ile yok edildi.
  7. Allah, onu yedi gece sekiz gün kesintisiz olarak onların üzerine estirmişti. Öyle ki sen, orda olsaydın, o halkı, içi boş hurma kütükleri gibi yerlere serilmiş görürdün.
  8. Şimdi sen onlardan geriye kalan bir şey görüyor musun?
  9. Firavun, ondan öncekiler ve altüst olmuş kentlerde oturan Lut halkı da hep günah işlediler.
  10. Öyle ki, rablerinin elçisine karşı geldiler. O da onları şiddeti gittikçe artan bir yakalayışla yakaladı.
  11. Doğrusu, sular kabarınca, sizi gemilerde biz taşıdık.
  12. Onu sizin için bir ibret yapalım ve belleyen kulaklar onu bellesin, istedik.
  13. Boruya bir kez üfürüldüğü zaman,
  14. Yer ve dağlar kaldırılıp birbirine çarpıldığı zaman,
  15. İşte o gün kaçınılmaz olay gerçekleşmiş olacaktır.
  16. Gök de yarılmış ve gücünü yitirmiş olacaktır.
  17. Melekler onun etrafmdadır. O gün rabbinin yarattığı en yüksek göğü, onların üstünde sekiz melek yüklenecektir.
  18. Ve o gün sorgu için Tanrının huzuruna alınırsınız. Hiçbir sırrınız gizli kalmaz.
  19. İşte o vakit, kitabı sağından verilen; "Alın kitabımı okuyun!" der.
  20. "Zaten ben sorguya çekileceğimi biliyordum."
  21. Artık o, mutlu bir yaşantı içindedir.
  22. Yüksek bir Cennettedir.
  23. O cennetin meyveleri uzanıp alabileceği kadar onun yakınındadır.
  24. Kendisine; "Geçmiş günlerde yaptıklarınıza karşılık şimdi sağlıkla yiyin ve için!" denilir.
  25. Kitabı solundan verilene gelince, o; "Keşke kitabım bana verilmeseydi," der.
  26. "Hesabımın ne olduğunu bilmeseydim!"
  27. "Keşke ölüm bir son olsaydı."
  28. "Malım bana hiçbir yarar sağlamadı."
  29. "Bütün gücüm yok olup gitti."
  30. Cehennem bekçilerine şöyle denilir; "Tutun, bağlayın onu."
  31. "Sonra Cehenneme atın."
  32. "Sonra da onu, yetmiş arşın uzunluğundaki zincire vurun!"
  33. "Çünkü o ulu Allah'a inanmazdı."
  34. "Yoksullara yardım etmeye yanaşmazdı."
  35. Bu yüzden onun burada bir dostu yoktur.
  36. Ona irinden başka yiyecek de yoktur.
  37. Onu ancak günah işleyenler yer.
  38. Görebildikleriniz üzerine yemin ederim ki!
  39. Ve göremedikleriniz üzerine de...
  40. Gerçekten o Kur'an şerefli bir elçinin sözüdür.
  41. O, bir şairin sözü değildir. Ne kadar da az inanıyorsunuz.
  42. O, gelecekten haber veren birinin sözü de değildir. Ne kadar da az düşünüyorsunuz.
  43. O, evrenlerin rabbi olan Tanrı katından indirilmiştir.
  44. Eğer o elçi bizim adımıza birtakım sözler uydursaydı.
  45. Elbette onu kıskıvrak yakalardık.
  46. Sonra da onun can damarını koparırdık.
  47. Sizden hiç kimse de buna engel olamazdı.
  48. Gerçek şu ki, o, Tanndan sakınanlar için yalnızca bir öğüttür.
  49. Elbette biz, biliyoruz ki, içinizde onu yalanlayanlar bulunmaktadır.
  50. Doğrusu o, inkarcılar için bir üzüntü kaynağıdır.
  51. Kuşkusuz o, kesin bir gerçektir.
  52. Öyleyse ulu rabbinin adını yücelt.