Haşr Suresi

Mustafa Cemil Kılıç Meali

Esirgeyen, Bağışlayan Allah'ın Adıyla...

  1. Göklerde ve yerde olanların hepsi Allah'ı yüceltmektedir. O, üstündür ve erdemli bilginin kaynağıdır.
  2. Kendilerine kitap verilenlerden inkarcı olanları ilk sürgünde yurtlarından çıkaran odur. Siz onların çıkacağına ihtimal vermiyordunuz. Onlar ise kalelerinin kendilerini Allah'tan koruyacağını sanmışlardı. Fakat Allah, onları hiç ummadıkları bir yerden bastırdı ve kalplerine korku saldı. Öyle ki, evlerini kendi elleriyle ve inananların eliyle yıkmaya başladılar. Ey görecek gözü olanlar, artık ibret alın!
  3. Eğer Allah onlar hakkında sürülmeyi yazmamış olsaydı, elbette onları dünyada başka şekilde yine cezalandıracaktı. Ahirette de onlar için ateş azabı vardır.
  4. İşte bu, onların Allah'a ve elçisine karşı gelmeleri nedeniyledir. Allah'a karşı gelen bilsin ki, Allah'ın azabı çok çetindir.
  5. Hurma ağaçlarını kesmeniz de, dikili bırakmanız da Allah'ın izniyle idi ve yoldan çıkanları rezil etmek içindi.
  6. Ey inananlar, onların mallarından, Allah'ın elçisine verdiği şeyler için siz ne at ve ne de deve sürdünüz. Ama Allah, elçisine, dilediği kimselere karşı üstünlük verir. Allah her şeye güç yetirendir.
  7. Allah'ın, o ülkelerin halkından, elçisine zahmetsizce aktardığı ganimetler şunlar içindir: Allah, Tanrı elçisi, yakınlar, yetimler, yoksullar, yolda kalmışlar. Bu, böyle düzenlenmiştir ki, o ganimetler sizden yalnız zengin olanlar arasında dönüp duran bir güç aracı olmasın. Elçi size ne verdiyse onu alın; size neyi yasakladıysa ondan uzak durun ve Allah'tan sakının. Kuşku yok ki, Allah'ın azabı çok çetindir.
  8. O mallarda, yurtlarından çıkarılıp mallarından yoksun bırakılmış, Allah'ın sunum ve rızasını arayarak Allah'a ve elçisine yardım eden göçmenlerin de hakkı vardır. Onlar inançlarına bağlı olanların ta kendileridir.
  9. Daha önceden Medine'yi yurt edinmiş ve gönüllerine inanmayı yerleştirmiş olan kimseler, kendilerine göç edip gelenleri severler; onlara verilenler karşısında içlerinde bir çekememezlik duymazlar; kendileri zorluk içinde bulunsalar bile onları kendilerinden önde tutarlar. Nefsinin doymazlığından korunanlar, kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.
  10. Onlardan sonra gelenler de; "Ey Rabbimiz," derler. "Bizi ve bizden önce inanmış olan kardeşlerimizi bağışla. Kalplerimizde inananlara karşı kin bırakma. Rabbimiz, elbette ki sen çok şefkatli, çok esirgeyicisin."
  11. İkiyüzlülük edenleri görmedin mi? O ikiyüzlüler, kendilerine kitap verilenlerden inkarcılık eden dostlarına; "Eğer siz sürgün edilirseniz, kesinlikle biz de sizinle birlikte çıkarız. Sizin zararınıza hiç kimseye boyun eğmeyiz. Eğer sizinle savaşılırsa kesinlikle size yardım ederiz," derler. Allah, onların yalancı olduklarına tanıklık etmektedir.
  12. Doğrusu onlar, sürülseler, onlarla birlikte çıkmazlar. Onlarla savaşılsa, onları desteklemezler. Destekleseler bile arkalarını dönüp kaçarlar, sonra kendilerine yardım da edilmez.
  13. Ey inananlar, onların yüreklerine korku salan, Allah'tan çok sizlersiniz; çünkü onlar, anlayışsız bir topluluktur.
  14. Onlar sizinle toplu olarak, ancak surla çevrilmiş kasabalar içinde veya duvarlar arkasından savaşı kabul edebilirler. Kendi aralarındaki çekişmeleri ise serttir. Onları birlik içinde sanırsın. Oysa kalpleri birbirinden ayrıdır. Bu, aklını kullanmayan bir topluluk olmalarından dolayıdır.
  15. Onların durumu, kendilerinden az zaman önce geçmiş ve yaptıklarının karşılığını görmüş olanların durumu gibidir. Onlara can yakıcı bir azap vardır.
  16. Onlar tıpkı Şeytan gibidir. Şeytan, insana, "înkar et!" der. Sonra o inkar edince de, "Benim seninle bir ilişkim yok. Ben, evrenlerin rabbi olan Allah'tan korkarım," deyiverir.
  17. İkisinin de sonu, içinde süresiz kalacakları ateştir. Zalimlere verilecek ceza işte böyledir.
  18. Ey inananlar, Allah'tan sakının; herkes yarın için ne hazırladığına baksın. Allah'tan sakının, çünkü Allah yaptıklarınızdan gereğince haberi olandır.
  19. Allah'ı unutan ve bu yüzden Allah'ın da onlara kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın. Onlar yoldan çıkmış kimselerdir.
  20. Cehennemliklerle Cennetlikler elbette bir olmaz. Cennetlikler kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.
  21. Eğer biz bu Kur an'ı bir dağa indirseydik, kesinlikle sen onu, Allah korkusundan baş eğerek, parça parça olmuş görürdün. Bu örnekleri biz insanlara düşünsünler diye vermekteyiz.
  22. O, öyle bir Allah'tır ki ondan başka ilah yoktur. Görülmeyeni ve görüleni bilir. O çok esirgeyen, çok bağışlayandır.
  23. O, kendisinden başka ilah olmayan Allah'tır. Egemendir, kutsaldır, esenlik verendir, güven verendir, koruyandır, güçlüdür, kahredicidir, büyüklük sahibidir. Allah, onların ortak koştuklarından uzaktır.
  24. O Allah, var eden, oluşturan, şekil verendir. En güzel adlar onundur. Göklerde ve yerde ne varsa onu yüceltir. O, güçlüdür ve erdemli bilginin kaynağıdır.