Rum Suresi

Mustafa Cemil Kılıç Meali

Esirgeyen, Bağışlayan Allah'ın Adıyla...

  1. Elif, Lam, Mim.
  2. Romalılar yenildiler.
  3. Arapların yaşadığı yere en yakın bir yerde. Ama onlar, yenilgilerinden sonra yeneceklerdir.
  4. Bu, birkaç yıl içinde olacak. Bundan önce de, sonra da buyruk Tanrınındır. Ve o gün inananlar sevineceklerdir.
  5. Bu, Tanrının yardımıyla olacaktır. O, dilediğine yardım eder. O, üstün olandır, esirgeyicidir.
  6. Bu, Tanrının verdiği bir sözdür. Tanrı, sözünden asla dönmez. Fakat, insanların çoğu bunu bilmez.
  7. Onlar sadece dünya yaşamının dış yüzünü bilirler; ahiretten ise habersizdirler.
  8. Kendi kendilerine, Allah'ın, gökleri, yeri ve ikisinin arasında bulunanları ancak gerçek olarak ve belirli bir süre için yarattığını hiç düşünmediler mi? insanların pek çoğu, rablerine kavuşmayı gerçekten inkar etmektedirler.
  9. Onlar hiç yeryüzünde dolaşıp da kendilerinden öncekilerin sonlarının nasıl olduğuna bakmadılar mı? Oysa onlar, onlardan daha güçlüydüler; toprağın altını üstüne getirmişler ve yeryüzünü bunlardan daha fazla bayındır kılmışlardı. Onlara da Tanrı elçileri apaçık kanıtlar getirmişti. Tanrı elbette ki onlara bir haksızlık edecek değildi; ama onlar kendilerine haksızlık edip duruyorlardı.
  10. Sonra kötülük edenlerin sonu çok kötü oldu. Çünkü Tanrı'nın ayetlerini yalanlıyor ve onlarla alay ediyorlardı.
  11. Tanrı, yaratmaya başlar, sonra onu çevirip yeniden yaratır; sonra da Tanrıya döndürülürsünüz.
  12. Dünyanın sonunun geleceği gün, suçlular umutsuzluk içinde susup kalacaklardır.
  13. Onların, Allah'a koştukları ortaklardan kendileri için kayırıcılar da olmayacaktır. Artık onlar ortak koştukları şeyleri de inkar edeceklerdir.
  14. Dünyanın sonunun geleceği gün, işte o gün, hepsi birbirinden ayrılacaktır.
  15. İnanıp iyi işler yapanlar ise, Cennette bir bahçe içinde neşelendirileceklerdir.
  16. İnkar edip ayetlerimizi ve ahirete kavuşmayı yalanlayanlara gelince, işte onlar azabın içine atılacaklardır.
  17. Öyleyse akşama erdiğinizde ve sabaha ulaştığınızda Tanrıyı övgüyle yüceltin.
  18. Göklerde ve yerde övgü onun içindir. Gündüzün sonuna doğru ve öğleye eriştiğiniz zaman da onu övgüyle yüceltin.
  19. O, ölüden diriyi, diriden ölüyü çıkarır; toprağa, ölümünün ardından yeniden yaşam verir. Siz de kabirlerinizden işte böyle çıkarılacaksınız.
  20. Sizi bir topraktan yaratması ve sonra yayılıp çoğalan insanlar olmanız onun varlığının kanıtlarındandır.
  21. Kendileriyle rahatlayıp huzur bulaşınız diye sizin için kendi türünüzden eşler yaratması ve aranıza sevgi ve merhamet koyması da onun kanıtlarındandır. Doğrusu düşünen bir toplum için bunda ibretler vardır.
  22. Göklerin ve yerin yaratılması, dillerinizin ve renklerinizin farklılığı da onun kanıtlarındandır. Doğrusu bunda da bilenler için ibretler vardır.
  23. Gece uyumanız, gündüz onun sunumundan yaşandığınızı aramanız da onun kanıtlarındandır. Doğrusu işiten bir topluluk için bunda ibretler vardır.
  24. Size umut ve korku içinde şimşeği göstermesi ve gökten bir su indirerek onunla ölmüş toprağı diriltmesi de onun kanıtlarındandır. Doğrusu aklını kullanan bir topluluk için bunda ibretler vardır.
  25. Buyruğu ile göğün ve yerin ayakta durması da onun kanıtlarındandır. Sonra sizi katına bir çağrıyla çağırdığı zaman mezarlarınızdan hemen çıkıverirsiniz.
  26. Göklerde ve yerde olanlar hep onundur. Tümü ona boyun eğmiştir.
  27. Yaratmaya başlayan, sonra onu çevirip yeniden yaratan odur. Bu, onun için pek kolaydır. Göklerde ve yerde en yüce nitelikler onundur. O, üstündür, erdemli bilginin kaynağıdır.
  28. Tanrı, size kendinizden örnek veriyor. Buyruğunuz altında olan köleleri, size verdiğimiz yaşamlıklara eşit olarak ortak eder misiniz? Kendiniz için çekindiğiniz gibi onlar için de çekinir misiniz? İşte biz, ayetleri, aklını kullanan bir toplum için böyle açıklamaktayız.
  29. Ne var ki, haksızlık edenler bilgisizce kötü arzularına uymuşlardır. Allah'ın sapkınlıkta bıraktığı kimseye, kim yol gösterir? Onlar için hiçbir yardımcı yoktur.
  30. Öyleyse sen, Hakka yönelen bir kimse olarak yüzünü dine çevir. Allah'ın insanları yarattığı yaratılışa sımsıkı tutun. Allah'ın yaratmasında hiçbir değişme yoktur. İşte bu dosdoğru dindir. Fakat insanların çoğu bilmezler.
  31. Yalnız ona yönelin ve ondan sakının. Tanrıya içtenlikle yakarışta bulunun ve ortak koşanlardan olmayın.
  32. Onlar ki, dinlerini parçaladılar ve bölük bölük oldular. Her topluluk elindekiyle böbürlenip durmaktadır.
  33. İnsanların başına bir sıkıntı gelse, rablerine dönüp yalvarırlar, sonra Allah onlara rahmetinden tattırınca, onlardan bir bölümü yine hemen rablerine ortak koşar.
  34. Böylece, kendilerine verdiğimiz sunumlara karşı iyilik bilmezlik ederler. Nasiplenedurun bakalım, yakında öğreneceksiniz.
  35. Yoksa biz onlara ortak koşmalarını söyleyen bir kanıt mı indirdik ki o kanıt onlara ortak koşmalarını söylüyor?
  36. İnsanlara bir rahmet tattırdığımızda seviniverirler. Kendi elleriyle yaptıkları şeyler yüzünden başlarına bir kötülük gelince de umutsuzluğa düşerler.
  37. Görmezler mi ki Tanrı, dilediğine yaşamlığı genişçe veriyor, dilediğine ise kısıyor. İnanan bir topluluk için bunda elbette ibretler vardır.
  38. O halde akrabaya, yoksula ve yolcuya hakkını ver. Allah'ın sevgisini isteyenler için bu daha hayırlıdır. Kurtuluşa erenler de işte onlardır.
  39. İnsanların malından size artış sağlasın diye tefecilik parası ile verdiğiniz şeyler Allah katında artmaz. Tanrının rızasını gözeterek verdiğiniz, yoksulun hakkı türünden şeylere gelince, işte bunu yapanlar, kat kat arttıranların ta kendileridir.
  40. Sizi yaratan, sonra size yaşamlık veren, sonra sizi öldüren, sonra da dirilten Allah'tır. Ortak koştuklarınız arasında bunlardan herhangi birini yapabilecek biri var mıdır? O, her kusurdan uzak ve onların ortak koştuklarından da yücedir.
  41. İnsanların kendi elleriyle işledikleri yüzünden karada ve denizde düzensizlik ortaya çıktı. Belki vazgeçerler diye, yaptıklarından bir bölümünü Tanrı onlara böylece tattırmaktadır.
  42. De ki: "Yeryüzünde gezin, öncekilerin sonunun nasıl olduğuna bir bakın." Onların da çoğu ortak koşanlardan idi.
  43. Tanrı katından, geri çevrilmesi mümkün olmayan o gün gelmeden önce yüzünü dosdoğru dine çevir. O gün insanlar bölük bölük olacaklardır.
  44. Kim inkar ederse inkarının zararı kendisinedir. Kimler de güzel ve iyi işler yaparsa, onlar da kendileri için iyi bir hazırlık yapmış olurlar.
  45. Çünkü o, inananları ve iyi işler yapanları sunumuyla ödüllendirecektir. O, inkarcıları sevmez.
  46. Onun ayetlerinden biri de, size rahmetinden tattırması, buyruğu ile gemileri yüzdürüp sunumundan pay aramanız için rüzgarları müjdeci olarak göndermesidir. Umulur ki, şükredersiniz.
  47. Andolsun ki, biz senden önce kendi toplumlarına nice elçiler gönderdik de onlara apaçık belgeler getirdiler; böylece biz de günahkarlardan intikam aldık. İnananlara yardım etmek ise, bizim üzerimize düşen bir borç idi.
  48. Tanrı, rüzgarları gönderir, böylece bir bulut kaldırır da onu nasıl dilerse o şekilde gökte yayıp dağıtır ve onu parça parça kılar; sonunda onun arasından yağmurun akıp çıktığını görürsün. Sonra da Tanrı kendi kullarından dilediğine yağmuru verince, onlar hemen sevince kapılıverirler.
  49. Oysa onlar, daha önce, üzerlerine yağmur inmesinden iyice umut kesmişlerdi.
  50. Allah'ın rahmetinin eserlerine bir bak, kuruduktan sonra toprağı nasıl canlandırıyor. İşte o, ölüleri de böyle diriltecektir. Onun her şeye gücü yeter.
  51. Andolsun ki, biz bir rüzgar göndersek de yeşilliklerin sarardığını görseler yine hemen iyilik bilmezlik etmeye başlarlar.
  52. Elbette ki, sen ölülere söz dinletemezsin; arkasını dönüp giden sağırlara da çağrını duyuramazsın.
  53. Körleri de sapkınlıklarından kurtarıp doğru yola iletemezsin. Sen, ancak ayetlerimize inananlara sesini duyurabilirsin. Çünkü onlar Hakka teslim olmuşlardır.
  54. Tanrı, sizi güçsüz olarak yaratmış, sonra bu güçsüzlüğün ardından güç vermiş, sonra gücün ardından tekrar güçsüzlük ve ihtiyarlık vermiştir. O, dilediğini yaratır. O, gereğince bilendir ve güçlü olandır.
  55. Dünyanın sonunun geldiği gün, suçlular, dünyada bir saatten fazla kalmadıklarına ant içerler. İşte onlar dünyada da böyle yalan söylüyorlardı.
  56. Kendilerine kutlu bilgi ve inanç verilmiş olanlar ise derler ki; "Siz Allah'ın kitabında yazılı olan diriliş gününe kadar dünyada kaldınız. İşte bugün diriliş günüdür; fakat siz onu tanımıyordunuz."
  57. O gün zulmedenlere mazeretleri yarar sağlamaz, Allah'ı razı edecek işleri yapma istekleri de kabul edilmez.
  58. Doğrusu, bu Kur anda insanlar için biz her türlü örneği verdik. Onlara bir tansık getirsen bile, inkarcılar; "Siz, ancak geçersiz şeyleri ileri sürenlersiniz," derler.
  59. İşte, Tanrı, bilgisizlerin kalplerini böyle damgalar.
  60. Şimdi sen sabret. Çünkü Allah'ın sözü kesinlikle gerçektir. İnancı sağlam olmayanlar sakın seni gevşekliğe düşürmesinler.