Tur Suresi

Mustafa Cemil Kılıç Meali

Esirgeyen, Bağışlayan Allah'ın Adıyla...

  1. Tur a andolsun!
  2. Satır satır yazılmış kitaba andolsun!
  3. Ki o, ince deri üzerine yazılmıştır.
  4. O bayındır eve andolsun!
  5. Yükseltilmiş tavan gibi olan gökyüzüne andolsun!
  6. Kaynatılmış denize andolsun!
  7. Hiç kuşku yok ki, rabbinin azabı kesinlikle gerçekleşecektir!
  8. Onu engelleyecek hiçbir güç yoktur.
  9. O gün gök sarsılıp sallanacaktır.
  10. Dağlar hareket edip yürüyecektir.
  11. O gün, gerçeği yalanlayanlara yazıklar olsun!
  12. Onlar ki, bir bataklıkta oynamaktadırlar.
  13. O gün, itile kakıla Cehennem ateşine atılacaklardır.
  14. İşte, yalanlamakta olduğunuz ateş budur.
  15. Bu da mı bir büyüdür? Yoksa siz görmüyor musunuz?
  16. Girin oraya! İster dayanın, ister dayanmayın, sizin için birdir. Çünkü yaptıklarınızdan dolayı cezalandırılacaksınız.
  17. Allah'tan sakınanlar ise cennetler ve nimetler içindedir.
  18. Onlar rablerinin kendilerine verdikleri ile sevinçlidirler. Rableri, onları çılgın alevin azabından korumuştur.
  19. Onlara; "Yapıp ettiklerinizin karşılığı olarak sağlıkla yiyin, için!" denilir.
  20. Onlar sıra sıra dizilmiş koltuklara kurulmuşlardır. Ve biz onları güzel gözlü eşlerle birleştirmişizdir.
  21. İnananları ve onların soylarından, inanarak inançlı ana babalarına uyanları birbirine kavuşturmuş, kimsenin çalışmasından da bir şeyi eksiltmemişizdir. Herkes kendi kazandığına bağlıdır.
  22. Bir de onlara meyveler ve canlarının çektiği etler sunmuşuzdur.
  23. Orada birbirlerine kadeh sunarlar. Orada saçmalama yoktur. Günaha girdirme de yoktur.
  24. Çevrelerinde de kendilerine özel, sedefinde saklı inciler gibi genç delikanlılar dolaşırlar.
  25. Birbirlerine dönüp hal hatır sorarlar.
  26. Derler ki; "Biz bundan önce ailemizin arasındayken korkardık."
  27. "Allah bize iyilik etti de bizi kavurucu azaptan korudu."
  28. "Biz, önceden de ona dua ediyorduk. Gerçekten o, iyilik sahibi ve esirgeyici olandır."
  29. Sen artık öğüt ver. Rabbinin nimetine andolsun ki, sen ne bir gelecekten haber verensin ne de bir delisin.
  30. Yoksa, "O bir şairdir, onun ölmesini bekliyoruz," mu diyorlar?
  31. De ki; "Bekleyedurun; ben de sizinle birlikte beklemekteyim."
  32. Yoksa onlara bunu akılları mı emrediyor, ya da onlar azgın bir topluluk mudurlar?
  33. Yoksa, "Onu kendi uydurdu," mu diyorlar? Hayır, onlar inanmazlar.
  34. Eğer doğru söylüyorlarsa, onun gibi bir söz getirsinler.
  35. Yoksa kendileri, hiçbir şey olmadan mı yaratıldılar. Yoksa yaratıcıları kendileri midir?
  36. Yoksa, gökleri ve yeri onlar mı yarattı? Hayır, onlar kesinlikle bilmiyorlar.
  37. Yoksa rabbinin hazineleri onların yanında mıdır? Yoksa egemenlik sahibi olan onlar mıdır?
  38. Yoksa bir merdivenleri var da onunla çıkıp gökleri mi dinliyorlar? Eğer öyleyse, onların dinleyenleri, buna ilişkin açık bir kanıt getirsinler.
  39. Yoksa kızlar Allah'ın, oğullar sizin mi?
  40. Yoksa sen onlardan ücret istiyorsun da onlar ağır bir yük altına mı giriyorlar?
  41. Yoksa bilinmezliğe ilişkin bilgi kendi yanlarında da, onu kendileri mi yazıyorlar?
  42. Yoksa bir tuzak mı kurmak istiyorlar? Asıl tuzağa düşecek olanlar, o inkar edenlerin ta kendileridir.
  43. Yoksa onların Allah'tan başka bir ilahı mı var? Oysa Allah onların ortak koştuğu şeylerden uzaktır.
  44. Onlar gökten bir parçanın düşmekte olduğunu görseler; "Bu, birbiri üzerine yığılmış buluttur!" derler.
  45. Artık sen çarpılacakları güne erişinceye kadar onları kendi hallerine bırak.
  46. O gün, tuzakları kendilerine bir yarar sağlamayacak; onlara yardım da edilmeyecektir.
  47. Zulmedenlere bunun dışında bir ceza daha vardır. Oysa çokları bilmezler.
  48. Artık sen, rabbinin hükmüne sabır göster. Çünkü gerçekten sen, bizim gözlerimizin önündesin. Ve her kalkışında da rabbini övgüyle yücelt.
  49. Gecenin bir bölümünde ve yıldızlar kaybolurken de onu yine yüceltmeye devam et.