Fatir

FATIR SURESİ ÖMER SEVİNÇGÜL MEALİ

‘Fâtır, “fıtratları yaratan” demektir. Allah’ın güzel isimlerinden biridir. Fıtrat ise, “kâinattaki her bir varlığın ilk yaratılışı, sonradan kazanılmayan temel nitelikleri” manasına gelir. Söz gelişi, bir insanın iki göz sahibi olması, su içme ihtiyacı fıtrattandır, ama okuması, yazması, yüzmesi sonradan kazanılmış özelliklerdir. İlk yaratılıştaki niteliklere fıtrî, sonradan kazanılanlara ise kesbî denir.’

Bismillahirrahmanirrahîm.

  1. Bütün övgüler, gökleri ve yeri yaratan, melekleri ikişer, üçer, dörder kanatlı elçiler yapan Allah içindir. Yaratmada her neyi dilerse artırır. Allah’ın gücü her şeye yeter.
  2. Allah, insanlara rahmetinden her neyi açarsa onu tutabilecek kimse yoktur, her neyi tutarsa da onu salacak yoktur. O üstün gücü olandır, her işini anlamlı gayeler gözeterek hikmetle yapandır.
  3. Ey insanlar! Allah’ın üzerinizdeki nimetini anın! Allah’tan başka size göklerden ve yerden rızk veren bir yaratıcı mı var! Ondan başka ilah yoktur! O hâlde nasıl olur da yüz çevirirsiniz!
  4. Seni yalanlıyorlarsa, senden önce de nice peygamberler yalanlanmıştı. Bütün işler ‘yargılama sürecinde hesaba katılmak üzere’ Allah’a döndürülür.
  5. Ey insanlar! Allah’ın sözü kesinlikle gerçektir. Dikkat edin de dünya hayatı sizi aldatmasın. O aldanan da sizi Allah ile aldatmasın!
  6. Şeytan sizin düşmanınızdır. Siz de onu düşman edinin. O, kendine uyanları, sadece çılgın alevli ateşe arkadaşlar olmaya çağırır.
  7. İnkâr edenlere çetin bir azap vardır. İnanıp güzel davranışlar sergileyenlere ise, hem günahlarından arınma nimeti, hem de büyük bir ödül vardır.
  8. Ya kötü işleri kendisine güzel gösterilip de onu güzel gören kimse! Allah, kimi dilerse ‘onun tercihlerini hesaba katarak, asla haksızlık etmeksizin’ saptırır, kimi dilerse doğru yola eriştirir. Onlar için üzülüp de kendini harap etme. Allah onların bütün yapıp ettiklerini bilir.
  9. Rüzgârları estirerek bulutları yürüten, Allah’tır! Yağmur yüklü bulutları ölü bir beldeye süreriz. Ölümünden sonra toprağa onunla hayat veririz. Ölülerin dirilmesi de bunun gibi olacaktır!
  10. İzzet ‘güç, onur’ isteyen bilsin, izzetin hepsi Allah’ındır! Güzel sözler ona yükselir! O sözleri yükselten de güzel davranışlardır. Kötülük yapmak için düzen kuranlara çetin bir azap vardır. Kurdukları düzenler silinip gidecek!
  11. Allah sizi önce topraktan, sonra nutfeden ‘aşılanmış yumurtadan’ yarattı. Sonra da, sizi eşler yaptı. Onun bilgisi olmadan ne bir dişi hamile kalır, ne de yavrular. Bir canlıya uzun ömür verilmesi, ömrünün azaltılması bir kitapta ‘kader kitabında’ yazılıdır. Bunlar Allah için kolaydır.
  12. İki büyük su kütlesi bir olmaz. Şu tatlı, susuzluk keser, içilmesi kolaydır. Şu da tuzlu, acıdır. Fakat her ikisinden de taze et yersiniz. Takmak üzere süs eşyaları çıkarırsınız. Bol nimetinden payınızı aramanız, şükretmeniz için, gemilerin dalgaları yararak yüzdüğünü görürsün.
  13. Gündüzü geceye girdirir, geceyi de gündüze girdirir. Güneşle ay, onun yasalarına uyarak, onun tarafından belirlenen bir zamana kadar akar gider. Rabbiniz Allah budur! Mülk ‘hâkimiyet, hüküm verme yetkisi, egemenlik’ onundur. Ondan başka taptıklarınız bir çekirdek zarına bile hükmedemezler.
  14. Onlara yalvarsanız yalvarmanızı işitmezler. İşitseler bile size karşılık veremezler. Kıyamet günü, sizin kendilerine tapınmanızı kabul etmezler ‘reddederler, sizi yalanlarlar’. Kimse haber veremez sana, her şeyden haberi olan gibi!
  15. Ey insanlar! Allah’a ihtiyacı olan yoksullar sizlersiniz. Allah, sınırsız zengindir, övgüye layık olandır.
  16. Dilerse sizi yok eder, yerinize yeni bir halk getirir ‘başkalarını yaratır’.
  17. Bu, Allah’a hiç de zor gelmez.
  18. Günahkâr kimse bir başkasının günahını çekmez. Günah yükü ağır olan kimse, onun taşınmasını istese, gelen yakını da olsa, yükünden bir şey yüklenmez. Sen ancak, görmemelerine rağmen Rablerinden korkanları, namazı özenle kılanları uyarırsın. Arınan, kendi menfaati için arınmış olur. Sonunda, dönüş Allah’adır!
  19. Ne körle gören bir olur,
  20. ne karanlıklarla aydınlık,
  21. ne de gölgelikle sıcaklık.
  22. Dirilerle ölüler de bir olmazlar! Allah kimi dilerse ona işittirir. Sen kabirlerdekilere işittiremezsin!
  23. Sen sadece uyarıcısın.
  24. Biz seni, ödülleri müjdelemen, tehlikelere karşı uyarman için gerçekle gönderdik. İçlerinde uyarıcı bulunmayan hiçbir topluluk olmamıştır.
  25. Seni yalanlıyorlarsa, onlardan öncekiler de yalanlamışlardı. Peygamberleri onlara apaçık deliller, belgeler, sayfalar, nurlu kitaplar getirmişlerdi.
  26. Sonra, o inkâr edenleri yakalayıverdim! Nasıl oldu inkârım!
  27. Görmez misin, Allah gökten bir su indiriyor. Biz onunla türlü renklerde ürünler yetiştiriyoruz. Dağlarda da beyaz, kırmızı, siyah ve türlü renklerde yollar var ediyoruz.
  28. İnsanlar, hayvanlar, davarlar da böyle rengârenktir. Allah korkusunu ancak bilen kulları duyar! Allah üstün gücü olandır, günahları bağışlayandır.
  29. Allah’ın kitabını okuyanlar, namazı özenle kılanlar, kendilerine rızk olarak verdiklerimizden gizlice ya da açıkça vererek yoksulları da faydalandıranlar, işte ancak bunlar kesintisiz bir kazancı umabilirler.
  30. Allah, onlara emeklerinin karşılıklarını vermekle kalmayacak, merhameti sebebiyle fazlasını da verecek. Çünkü o, günahları bağışlayan, şükrün karşılığını fazlasıyla verendir.
  31. Sana vahyettiğimiz bu Kitap, kendinden önceki ‘vahiy kaynaklı’ kitapları doğrulayıcı olarak gelen bir hak kitaptır. Allah, kullarının bütün hâllerinden haberlidir, her şeyi görendir.
  32. Sonra da, bu Kitabı, kullarımızdan seçtiklerimize miras kıldık. Onlardan, kimi kendi kendinin zalimidir, kimi ortalarda bir yol tutar, kimi de Allah’ın izniyle hayırda ileri gider. İşte büyük lütuf budur!
  33. ‘Hayırda ileri gidenler’ sonsuz mutluluk cennetlerine girerler. Orada altın bileziklerle, incilerle süslenirler. İpekli giysiler giyerler.
  34. “Bizden üzüntüyü gideren Allah’a şükürler olsun. Rabbimiz gerçekten kötülüklerden arındırıyor. Yapıp ettiklerimize fazlasıyla karşılık veriyor” derler.
  35. “Rabbimiz, bizi temelli kalınacak yurda yerleştirdi. Bize orada ne bir yorgunluk dokunacak, ne de bıkkınlık gelecek.”
  36. İnkâr edenlere de cehennem ateşi vardır! Ne ölmelerine izin verilir, ne de azapları hafifletilir. Biz, inkâr edenlerin hepsini böyle cezalandırırız!
  37. Orada, “Rabbimiz! Bizi çıkar da daha önce yaptıklarımızdan başka türlü olacak güzel işler yapalım!” diye feryat ederler. Size, düşünecek olanın düşünebileceği kadar ömür vermedik mi! Size uyarıcı gelmedi mi ‘o zaman niye inanmadınız’! Şimdi tadın bakalım azabı! Zalimlerin yardımcısı yoktur!
  38. Allah göklerin ve yerin gizli hakikatini de bilir, kalplerin derinliklerinde olanı da.
  39. Sizi yeryüzünde halifeler yapan, odur. İnkâr edenin inkârı kendi zararınadır. Kâfirlerin inkârı, Rableri katında, ancak kendilerine yönelen gazabı artırır. İnkârcıların inkârı, kendilerine ziyandan başka bir şey kazandırmaz!
  40. “Allah’ı bırakıp da yalvardığınız yapay tanrılarınıza bir baktınız mı! Hadi gösterin bana, yeryüzünde neyi yarattılarsa! Yoksa onların göklerde mi ortaklıkları var! Yoksa kendilerine bir kitap vermişiz de ondaki bir belgeye mi dayanıyorlar! Hayır! O zalimler, birbirlerine aldanıştan başka bir şey vaat etmiyorlar.
  41. Yıkılıp gitmesinler diye gökleri de, yeri de tutan, Allah’tır. Yıkılmaya yüz tutarlarsa, onları bundan sonra kimse tutamaz. Doğrusu o, kullarını cezalandırmakta acele etmeyen, günahları bağışlayandır.
  42. Allah’a kuvvetle yemin ettiler ki, kendilerine bir uyarıcı gelirse, geçmiş toplulukların en birincisinden daha iyi bir biçimde doğru yola erişecekler. Uyarıcı gelince, sadece nefretlerini artırdılar!
  43. Yeryüzünde büyüklük taslıyor, kötülük düzenleri kuruyorlardı! Oysa, kötülük düzeni ancak kendi kurucularına zarar verir. Öncekilere uygulanan yasayı ‘azgınların bir azapla cezalandırılmasını’ mı bekliyorlar! Allah’ın yasasında ne bir değişiklik bulabilirsin, ne de bir sapma.
  44. Bunlar, yeryüzünde dolaşıp da kendilerinden öncekilerin sonunun nasıl olduğunu görmediler mi! Oysa onlar kendilerinden daha kuvvetliydiler. Ne göklerde, ne de yerde Allah’ı etkisiz bırakacak hiçbir güç yoktur. Çünkü, onun sonsuz bilgisi, sınırsız gücü vardır.
  45. Allah insanları yapıp ettiklerinden ötürü hemen cezalandırsaydı, yeryüzünde bir tek canlı bırakmazdı. Fakat onları kendisi tarafından belirlenmiş bir vadeye kadar erteler. Vadeleri dolunca gerekeni yapar. Allah, kullarını görmektedir!