Hucurat

HUCURAT SURESİ ÖMER SEVİNÇGÜL MEALİ

‘Hucurat, “hücreler, odalar” demektir. İnananların uymaları gereken görgü kurallarından bahseder. Kalbin ve dilin bazı günahlarına dikkat çeker, bunların çirkinliğini anlatır.’

Bismillahirrahmanirrahîm.

  1. Ey inananlar! Allah ve Elçisi katında öne geçmeyin! Allah’tan sakının! Allah her şeyi işitir, her şeyi bilir.
  2. Ey inananlar! Seslerinizi Peygamberin sesinden üste kaldırmayın. Birbirinize bağırdığınız gibi ona bağırmayın. Yapıp ettikleriniz boşa gider de farkına varmazsınız.
  3. Allah’ın elçisinin yanında seslerini kısanlar, Allah’ın gönüllerini kötülüklerden sakınma konusunda sınadığı kimselerdir. Onların günahları bağışlanacaktır. Kendilerine büyük bir ödül verilecektir.
  4. Sana odalarının dışından seslenenlerin çoğu akıllarını kullanmayan kimselerdir.
  5. Sen yanlarına çıkıncaya kadar sabretselerdi, haklarında daha hayırlı olurdu. Allah günahları bağışlayandır, merhamet edendir.
  6. Ey inananlar! Bir fasık ‘yoldan çıkmış günahkar’ size haber getirirse, onun aslını araştırın. Yoksa, bilmeden insanlara sataşır, sonra da pişman olursunuz.
  7. Allah’ın elçisi aranızdadır, bilin. Çoğu işlerde o size uysaydı sıkıntıya düşerdiniz. Allah size imanı sevdirdi, gönüllerinize güzel gösterdi. İnkârı, yoldan çıkmayı ve başkaldırmayı da çirkin gösterdi. İşte doğru yolda olanlar bunlardır.
  8. Bu, Allah’ın lütfu ve nimetidir. Allah, her şeyi bilir, işlerini nice gayeler gözeterek yapar.
  9. Eğer inananlardan iki grup çarpışırlarsa, aralarını hemen düzeltin. Biri ötekine haksız yere saldırırsa, saldıranlarla onlar Allah’ın emrine dönünceye kadar savaşın. Dönerlerse, adalete uygun bir şekilde aralarını bulun. Âdil davranın! Allah âdil davrananları ‘hak sahibine hakkını verenleri, dengeli olanları’ sever.
  10. İnananlar elbette kardeştirler! Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah’tan sakının ki merhamet olunasınız.
  11. Ey inananlar! Bir kısım insanlar öbür insanlarla alay etmesinler! Çünkü, onlar kendilerinden daha iyi olabilirler. Kadınlar da kadınlarla alay etmesinler. Çünkü, onlar kendilerinden daha iyi olabilirler. Birbirinizi ayıplamayın ‘kınamayın, karalamayın, kötülemeyin’. Birbirinizi kötü ‘incitici, yaralayıcı’ lakaplarla çağırmayın. İnandıktan sonra fısk ne kötü isimdir! Tevbe etmeyenler zalimlerin ta kendileridirler!
  12. Ey inananlar! Zannın çoğundan ‘ya da zandan çokça’ kaçının. Çünkü, zannın bazısı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın! Kiminiz kiminizi gıybet etmesin! Sizden biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? Demek tiksindiniz! Allah’tan korkun. Allah, tevbeleri kabul edendir, merhametlidir.
  13. Ey insanlar! Sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Tanışasınız diye sizi uluslar ve kabileler yaptık. Allah katında en iyiniz, kötülükten en çok sakınanınızdır. Allah her şeyi bilir, her şeyden haberlidir.
  14. Kırsal yerlerde yaşayan kimi insanlar, “Biz iman ettik” dediler. “Siz iman etmediniz. Çünkü, iman henüz gönüllerinize girmedi. Teslim olduk deyin. Allah’a ve Elçisine itaat ederseniz, yapıp ettiklerinizden hiçbir şeyi noksan etmez. Allah günahları bağışlayandır, merhamet edendir” de.
  15. Müminler, Allah’a ve Elçisine inandıktan sonra kuşkuya düşmeyen, Allah yolunda mallarıyla canlarıyla cihad edenlerdir. İşte onlar doğru kimselerdir!
  16. “Siz, dininizi Allah’a mı öğretiyorsunuz! Allah, göklerde olanları da, yerde olanları da bilir. Allah her şeyi bilendir” de.
  17. İslâma girdikleri için seni minnet altında bırakıyorlar. Onlara, “Müslümanlığınızı benim başıma kakmayın. Eğer doğru kimselerseniz bilin, sizi imana erdirdiği için asıl Allah size lütfetmiştir.” de.
  18. Allah göklerin ve yerin sırlarını bilir. Allah bütün yaptıklarınızı görendir.