Mearic
MEARİC SURESİ ÖMER SEVİNÇGÜL MEALİ
‘Mearic, “Miraçlar, merdivenler, basamaklar, yukarı katlar, yükseltici araçlar, yükselme dereceleri” gibi manalara gelir.’
Bismillahirrahmanirrahîm.
- Sorgulayan biri, gelecek olan azabı sordu.
- İnkâr eden kimseler için onu savabilecek kimse yoktur.
- Miraçlar sahibi Allah’tan.
- Ona, miktarı elli bin sene olan bir günde, melekler ve ruh yükselirler.
- Öyleyse sen güzel bir sabırla sabret.
- Onlar onu uzak görürler.
- Fakat biz onu yakın görürüz.
- Kıyamet günü gök erimiş maden gibi olur.
- Dağlar, atılmış rengârenk yün gibi savrulur
- Candan arkadaşlar bile birbirinin hâlini sormaz.
- Onlar birbirlerine gösterilirler. Günahlara dalan suçlu, o günün azabından kendisini kurtarabilmek için, vermek ister çocuklarını,
- eşini, kardeşini,
- kendisini koruyup barındıran bütün ailesini,
- yeryüzünde bulunanların hepsini. Verse de kurtarsa kendisini, âh!
- Ne mümkün! Cehennem salgın bir ateştir!
- Kavurup soyar derisini!
- Kendine çeker, hakka sırtını döneni, yüz çevireni!
- Bencilce mal biriktireni!
- İnsan aşırı tutkulu yaratılmıştır.
- Kendine bir kötülük geldi mi, sızlanır.
- İyilik edildi mi, onu sahiplenir, cimrilik eder.
- Özenle namaz kılanlar bunun dışındadır!
- Onlar, namazlarını aksatmaksızın kararlılıkla kılarlar.
- Mallarında belli bir hak vardır,
- hem dilenene, hem utanıp dilenmeyene.
- Onlar, din gününü onaylarlar.
- Rablerinin azabından korkarlar.
- Çünkü, Rablerinin azabından emin olunmaz.
- Onlar namuslarını korurlar.
- Eşleri ya da yasal yolla ellerinde bulundurdukları hariç. Bunlar yüzünden kınanmazlar.
- Bundan ötesini arayanlar, sınırı aşanlardır!
- Onlar, emaneti gözetir, sözleşmelerinin gereklerini yerine getirirler.
- Tanıklıklarını güzelce yerine getirirler.
- Namazlarını korurlar.
- İşte onlardır cennetlerde ikram olunanlar!
- Nesi var şu kâfirlerin de sana yönelmiş koşuyorlar!
- O yandan, bu yandan, takımlar oluşturarak!
- Onların her biri nimetlerle dolu cennetlere girmeyi mi umuyor!?
- Ne mümkün! Biz onları, kendilerinin de bildikleri bir nesneden yarattık.
- Olur şey değil! Doğuların ve batıların Rabbine yemin ederim ki bizim gücümüz her şeye yeter!
- Onların yerlerine daha iyilerini getirebiliriz. Bizim önümüze asla geçilemez!
- Bırak onları, kendilerine sözü verilen gün gelene kadar dalsınlar, oyalansınlar.
- Diriliş günü gelince, kabirlerinden hızla çıkar, dikili anıtlara koşar gibi koşarlar.
- Gözlerinde saygıyla karışık bir korku vardır. Kendilerini horluk belirtileri sarmıştır. Onlara söz verilen gün işte budur!