Necm

NECM SURESİ ÖMER SEVİNÇGÜL MEALİ

‘Necm kelimesinin, “ayet, yıldız, çimen” gibi manaları vardır. Genellikle “yıldız” diye anlaşılmıştır. Fakat bu öbür manaların reddini gerektirmez. Bunlar birbirine engel değildir. Hepsi de hak olabilir.’

Bismillahirrahmanirrahîm.

  1. Andolsun kayan yıldıza!
  2. Arkadaşınız ne şaşırdı, ne de azıttı.
  3. O, kendi heveslerine uyarak konuşmaz.
  4. O sadece bir vahiydir, ona vahyolunur.
  5. Onu yetileri şiddetli olan öğretti.
  6. Bir kuvvet sahibi. Hemen belirdi.
  7. Ufkun en yüce yerindeydi.
  8. Sonra sarkarak iniverdi.
  9. İki yay arası kadar oldu, hatta daha da yakın.
  10. Onun kuluna iletisini bildirdi.
  11. Gözün gördüğünü kalp yalanlamadı.
  12. Şimdi siz o görüşüne karşı onunla tartışacak mısınız!
  13. Andolsun, onu inerken bir kez daha gördü.
  14. En sondaki Sidre’nin yanında,
  15. Vaat edilen cennetin yakınında.
  16. O vakit ağacı bürüyordu bürüyen.
  17. Göz, ne kaydı, ne de sınırı aştı.
  18. Andolsun, Rabbinin ayetlerinden en büyüğünü gördü.
  19. Gördünüz mü Lat’ı, Uzza’yı,
  20. Sonra üçüncüyü, Menat’ı!
  21. Niye erkekler sizin de dişiler onun!
  22. Öyleyse insafsız bir paylaştırma bu!
  23. Bu taptıklarınız sizin ve atalarınızın taktığı içi boş adlardan başka bir şey değildir. Allah onlar hakkında hiçbir belge indirmemiştir. Onlar ancak zanna ve kendi eğilimlerine uymaktalar. Oysa kendilerine Rableri tarafından yol gösterici gelmiştir.
  24. Yoksa, insan her ne isterse eline verilir mi sanıyor!
  25. Fakat sonrası da Allah için, öncesi de.
  26. Göklerde nice melekler vardır. Fakat Allah dilemez de razı olmazsa aracılık etmeleri işe yaramaz.
  27. Evet, ahirete inanmayanlar meleklere dişi adları takarlar.
  28. Oysa bu konuda bilgileri yoktur. Sadece zanna uyarlar. Fakat zan gerçeğin yerini tutmaz ki!
  29. Öyleyse sen, Kitabımıza sırtını dönüp de dünya hayatından başkasını istemeyenlerden yüz çevir.
  30. Onların ilimden yana erebildikleri budur. Rabbin yoldan sapanı da, doğru yolu izleyeni de en iyi bilendir.
  31. Göklerde olanlar da, yerde bulunanlar da hep Allah’ındır. O, kötülük yapanları yaptıklarıyla cezalandırır. Güzel davrananları en güzeliyle ödüllendirir.
  32. Onlar, ufak kusurları bir yana, günahın büyüklerinden ve utanç verici suçlar işlemekten kaçınırlar. Rabbin bağışlaması bol olandır. İnsanı daha önce topraktan yarattığı zaman da, sonra annelerinizin karınlarında bulunduğunuz sırada da sizi en iyi bilen odur. Kendinizi temize çıkarmayın. Çünkü o, kötülükten sakınanı daha iyi bilir.
  33. Gördün mü o yüz çevireni!
  34. Biraz verip de gerisini vermeyeni!
  35. Dış duyulara kapalı olan varlıkların bilgisi yanında da görüyor mu!
  36. Yoksa haber mi verilmedi Musa’nın sayfalarındaki!
  37. Ve vefalı İbrahim’inki!
  38. Hiç kimse bir başkasının günahını yüklenmez.
  39. İnsana çalışmasından başkası verilmez.
  40. Çalışmasının sonucu ilerde görülecektir.
  41. Sonra ona hakkı tastamam verilecek.
  42. Sonunda Rabbinedir bu gidiş!
  43. Güldüren de odur, ağlatan da
  44. Öldüren de odur, dirilten de.
  45. Gerçekten o yarattı iki eşi, biri erkek, biri dişi.
  46. Ana rahmine bir damla su olarak atıldığı zaman,
  47. İkinci kez yaratmak elbette onun işi.
  48. Zengin eden de odur, sermaye veren de.
  49. Muhakkak odur Şira yıldızının Rabbi.
  50. Gerçekten o helak etti önceki Âd halkını.
  51. Semud halkını da yerle bir etti. Geriye hiçbir iz bırakmadı.
  52. Daha önce de, pek zalim ve azgın olan Nuh halkını.
  53. Altı üstüne gelen nice beldeleri.
  54. Onları kaplayan kapladı.
  55. Şimdi Rabbinin hangi nimetinden kuşku duyarsın!
  56. Bu da evvelki uyarıcılardan bir uyarıcı.
  57. Yaklaştı yaklaşıcı!
  58. Yoktur ona Allah’tan başka açıcı.
  59. Siz bu söze hayret mi ediyorsunuz!
  60. Gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz.
  61. Umursamaz bir biçimde eğlenip oynuyorsunuz!
  62. Haydi secde edin, kulluk edin Allah’a!