Secde

SECDE SURESİ ÖMER SEVİNÇGÜL MEALİ

‘Secde, “saygıyla yere kapanmak, saygılı davranmak” demektir. Hadisin ifadesiyle, kulun Allah’a en yakın olduğu andır. Namazın en önemli bölümlerinden biridir. Allah’tan başkasına secde etmek küfürdür. Meleklerin Âdem aleyhisselâma secdesi, saygı göstermek manasındadır. Bizim, Kâbe’ye yönelip de Allah’a secde etmemiz gibidir.’

Bismillahirrahmanirrahîm.

  1. Elif, lâm, mîm.
  2. Kendisinde şüphe ‘kuşku uyandıracak bir tutarsızlık, çelişki, yanlışlık’ bulunmayan bu kitap, âlemlerin Rabbi tarafından indirilmiştir.
  3. Yoksa, “Onu uydurdu!” mu diyorlar! Hayır! Kur’an, senden önce kendilerine uyarıcı gelmeyen bir toplumu, doğru yola erişsinler diye uyarman için sana Rabbinden gelen gerçektir.
  4. Allah gökleri, yeri ve ikisinin arasındakileri altı günde ‘evrede, aşamada’ yarattı. Sonra arşa hükmetti. Sizin, ondan başka ne bir dostunuz vardır, ne de yardımcınız. Düşünüp de dersinizi almayacak mısınız!
  5. Gökten yere kadar bütün işleri o yönetir. Sonra, yapılan bütün işler, miktarı sizin sayımınızla elli bin sene süren bir günde ona yükselir.
  6. Dış duyularla hissedilemeyeni de bilir, görünür olanı da. O üstün gücü olandır, merhamet edendir.
  7. Allah her ne yarattıysa güzel yarattı. İnsanı yaratmaya çamurdan başladı.
  8. Sonra, onun soyunu hor görülüp atılan bir damla sudan yaratarak sürdürüyor.
  9. Sonra da, ona yaratılış amacına uygun bir biçim verdi, kendi ruhundan üfledi. Size kulaklar, gözler ve gönüller ‘duygular’ verdi. Ne kadar da az şükrediyorsunuz!
  10. ‘Ölümden sonra dirilişi inkâr edenler’ “Biz, ölüp toprak olduktan sonra yeniden yaratılacak mıyız!” diyorlar. Evet! Onlar, Rablerine kavuşmayı inkâr edenlerdir!
  11. “Sizin için görevlendirilen ölüm meleği canınızı alacak, sonra da ‘hesap vermek üzere’ Rabbinize döndürüleceksiniz” de.
  12. Suçluları, Rablerinin huzuruna çıkartıldıkları zaman bir görsen! Başları önlerine düşmüştür. “Rabbimiz! Gerçeği gördük, işittik. Bizi geriye döndür de seni memnun edecek işler yapalım” diye yakarırlar.
  13. Dileseydik her insanı doğru yola eriştirirdik. Fakat “Cehennemi tamamen cinlerle insanlardan dolduracağım” diye kesinlikle gerçekleşecek bir söz verdik.
  14. Bu günün geleceğini unutmanızdan ‘umursamamanızdan’ dolayı şimdi tadın bakalım azabı! Biz de sizi unuttuk ‘umursamıyoruz’! Yapıp durduklarınıza karşılık tadın sonsuz azabı!
  15. Bizim ayetlerimize, kendilerine hatırlatılınca büyüklük taslamadan secdeye kapananlar, övgüler dizip şükürler ederek, bütün kusurlardan ırak olduğunu dile getirerek Rablerini ananlar inanır.
  16. ‘Geceleri rahat uykularından uyanır’ yataklarından kalkar, bir korkuyla, bir ümitle Rablerine yalvarırlar. Kendilerine rızk olarak verdiklerimizden infak ederler ‘başkaları için yerli yerince harcarlar’.
  17. Yapıp ettiklerine karşılık onlar için saklı tutulan gözler sevincini şimdi kim nerden bilecek!
  18. İnananla yoldan sapan bir olur mu hiç! Bunlar asla bir olamazlar!
  19. İnanıp da güzel işler yapanlara gelince, yaptıklarına karşılık onları cennet konakları beklemektedir.
  20. Yoldan çıkmış azgınlarınsa, varıp varacakları yer cehennem ateşidir! Oradan her çıkmak isteyişlerinde geri çevrilirler. Onlara, “Şimdi tadın bakalım yalanlayıp durduğunuz ateş azabını!” denilir.
  21. Onlara, belki dönerler diye, ‘ahiretteki’ büyük azaptan önce mutlaka ‘dünyadaki’ yakın azaptan da tattırırız.
  22. Kendisine Rabbinin ayetleri hatırlatılıp da onlardan yüz çevirenden daha zalim kim olabilir! Umursamaz bir tavırla suç işleyenlerin yaptıklarına karşılık cezalarını veririz.
  23. Andolsun, Musa’ya da kitap verdik. Sen, ona kavuşma konusunda şüpheye düşme. Onu İsrailoğullarına doğru yol rehberi yaptık.
  24. ‘Emrettiklerimizi yapıp yasakladıklarımızdan sakınırken önlerine çıkan’ güçlüklere katlandıkları, ayetlerimize kesinlikle inandıkları zaman, onların içinden, buyruğumuzla doğru yola ileten öncüler çıkardık.
  25. Rabbin, onların anlaşmazlığa düştükleri konularla ilgili olarak, kıyamet günü aralarında kesin hükmünü verecektir.
  26. Kendilerinden önce yaşamış nice nesilleri helak etmiş olmamız onları doğru yola eriştirmedi mi! Şimdi ‘birer yıkıntıya dönüşen’ yerlerinde gezip dolaşıyorlar! Bunlarda nice ibret dersleri var. Hâlâ mı dinlemeyecekler!
  27. Kupkuru yerlere su gönderiyoruz. Onunla, kendilerinin ve hayvanlarının yedikleri ekinleri yeşertiyoruz. Bunları görmüyorlar mı ‘üstünde düşünmüyorlar mı, ibret almıyorlar mı’!
  28. “Doğru sözlüyseniz söyleyin bakalım, hüküm ne zaman verilecek!” diyorlar.
  29. “Yargılama sürecindeki hüküm gününde, inkârcılara ne ‘gerçeği gördükten sonra’ inanmaları fayda verir, ne de ‘kendilerini düzeltebilmeleri için’ ertelenirler” de.
  30. Sen onlardan yüz çevir de bekle. Zaten onlar da beklemedeler!