Murselat

77- MÛRSELÂT Suresi Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali

(Mekke döneminde indirilmiştir. 50 âyettir.)

Rahmeti sonsuz ve sürekli olan Allah'ın adıyla

  1. (1-7) Peşpeşe gönderilen, fırtına gibi esen, hakikati her tarafa yayan, doğruyla yanlışı kesin olarak ayıran, mazereti ortadan kaldırmak veya uyarmak için hatırlatmada bulunan bu mesajlara andolsun ki, size söz verilen Gün, mutlaka gerçekleşecektir.
  2. (1-7) Peşpeşe gönderilen, fırtına gibi esen, hakikati her tarafa yayan, doğruyla yanlışı kesin olarak ayıran, mazereti ortadan kaldırmak veya uyarmak için hatırlatmada bulunan bu mesajlara andolsun ki, size söz verilen Gün, mutlaka gerçekleşecektir.
  3. (1-7) Peşpeşe gönderilen, fırtına gibi esen, hakikati her tarafa yayan, doğruyla yanlışı kesin olarak ayıran, mazereti ortadan kaldırmak veya uyarmak için hatırlatmada bulunan bu mesajlara andolsun ki, size söz verilen Gün, mutlaka gerçekleşecektir.
  4. (1-7) Peşpeşe gönderilen, fırtına gibi esen, hakikati her tarafa yayan, doğruyla yanlışı kesin olarak ayıran, mazereti ortadan kaldırmak veya uyarmak için hatırlatmada bulunan bu mesajlara andolsun ki, size söz verilen Gün, mutlaka gerçekleşecektir.
  5. (1-7) Peşpeşe gönderilen, fırtına gibi esen, hakikati her tarafa yayan, doğruyla yanlışı kesin olarak ayıran, mazereti ortadan kaldırmak veya uyarmak için hatırlatmada bulunan bu mesajlara andolsun ki, size söz verilen Gün, mutlaka gerçekleşecektir.
  6. (1-7) Peşpeşe gönderilen, fırtına gibi esen, hakikati her tarafa yayan, doğruyla yanlışı kesin olarak ayıran, mazereti ortadan kaldırmak veya uyarmak için hatırlatmada bulunan bu mesajlara andolsun ki, size söz verilen Gün, mutlaka gerçekleşecektir.
  7. (1-7) Peşpeşe gönderilen, fırtına gibi esen, hakikati her tarafa yayan, doğruyla yanlışı kesin olarak ayıran, mazereti ortadan kaldırmak veya uyarmak için hatırlatmada bulunan bu mesajlara andolsun ki, size söz verilen Gün, mutlaka gerçekleşecektir.
  8. (8-11) Yıldızlar söndürüldüğünde, gökler yarıldığında, dağlar parçalandığında, bütün elçiler şehadet için belli bir zamanda toplanmaya çağırıldığında...
  9. (8-11) Yıldızlar söndürüldüğünde, gökler yarıldığında, dağlar parçalandığında, bütün elçiler şehadet için belli bir zamanda toplanmaya çağırıldığında...
  10. (8-11) Yıldızlar söndürüldüğünde, gökler yarıldığında, dağlar parçalandığında, bütün elçiler şehadet için belli bir zamanda toplanmaya çağırıldığında...
  11. (8-11) Yıldızlar söndürüldüğünde, gökler yarıldığında, dağlar parçalandığında, bütün elçiler şehadet için belli bir zamanda toplanmaya çağırıldığında...
  12. (12-13) Bunlar ne zaman olacak? Hüküm Günü.
  13. (12-13) Bunlar ne zaman olacak? Hüküm Günü.
  14. Hüküm Günü'nün nasıl bir gün olacağını bilir misin?
  15. Hakikati yalanlayanların o Gün vay haline!
  16. (16-18) Biz, önceki günahkarları yok etmedik mi? Sonrakileri de aynı sona uğratacağız. Çünkü Biz, günahkarları böyle cezalandırırız.
  17. (16-18) Biz, önceki günahkarları yok etmedik mi? Sonrakileri de aynı sona uğratacağız. Çünkü Biz, günahkarları böyle cezalandırırız.
  18. (16-18) Biz, önceki günahkarları yok etmedik mi? Sonrakileri de aynı sona uğratacağız. Çünkü Biz, günahkarları böyle cezalandırırız.
  19. Hakikati yalanlayanlara! o Gün vay haline!
  20. (20-22) Sizi basit bir sıvıdan, güvenli bir şekilde koruduğumuz ana rahminde, belirli bir sürede yaratmadık mı?
  21. (20-22) Sizi basit bir sıvıdan, güvenli bir şekilde koruduğumuz ana rahminde, belirli bir sürede yaratmadık mı?
  22. (20-22) Sizi basit bir sıvıdan, güvenli bir şekilde koruduğumuz ana rahminde, belirli bir sürede yaratmadık mı?
  23. İşte Biz insanı böyle yaratıyoruz. Bizim ne büyük bir gücümüz var!
  24. Hakikati yalanlayanların o Gün vay haline!
  25. (25-26) Toprağa canlıların ve ölülerin toplanma yeri yapmadık mı?
  26. (25-26) Toprağa canlıların ve ölülerin toplanma yeri yapmadık mı?
  27. Orada yüce dağlar ve içeceğiniz tatlı sular var etmedik mi?
  28. Hakikati yalanlayanların o Gün vay haline!
  29. (29-33) "Öyleyse, yalanladığınız azaba, üç katlı gölgeye gidin. Hiçbir serinliği olmayan, ateşten korumayan gölgeye... Yanan kütükler gibi, sarı halatlara benzeyen kıvılcımlar saçan alevlerin gölgesine..."
  30. (29-33) "Öyleyse, yalanladığınız azaba, üç katlı gölgeye gidin. Hiçbir serinliği olmayan, ateşten korumayan gölgeye... Yanan kütükler gibi, sarı halatlara benzeyen kıvılcımlar saçan alevlerin gölgesine..."
  31. (29-33) "Öyleyse, yalanladığınız azaba, üç katlı gölgeye gidin. Hiçbir serinliği olmayan, ateşten korumayan gölgeye... Yanan kütükler gibi, sarı halatlara benzeyen kıvılcımlar saçan alevlerin gölgesine..."
  32. (29-33) "Öyleyse, yalanladığınız azaba, üç katlı gölgeye gidin. Hiçbir serinliği olmayan, ateşten korumayan gölgeye... Yanan kütükler gibi, sarı halatlara benzeyen kıvılcımlar saçan alevlerin gölgesine..."
  33. (29-33) "Öyleyse, yalanladığınız azaba, üç katlı gölgeye gidin. Hiçbir serinliği olmayan, ateşten korumayan gölgeye... Yanan kütükler gibi, sarı halatlara benzeyen kıvılcımlar saçan alevlerin gölgesine..."
  34. Hakikati yalanlayanlara! o Gün vay haline!
  35. (35-36) O Gün ne tek kelime konuşmalarına, ne de mazeret ileri sürmelerine izin verilir.
  36. (35-36) O Gün ne tek kelime konuşmalarına, ne de mazeret ileri sürmelerine izin verilir.
  37. Hakikati yalanlayanlara! o Gün vay haline!
  38. (38-39) Onlara: "İşte bu, Hüküm Günü'dür. Bugün sizi ve önceki günahkarları bir araya topladık. Eğer elimizden kurtulabilmek için bir hileniz varsa, bunu ortaya koyun" denir.
  39. (38-39) Onlara: "İşte bu, Hüküm Günü'dür. Bugün sizi ve önceki günahkarları bir araya topladık. Eğer elimizden kurtulabilmek için bir hileniz varsa, bunu ortaya koyun" denir.
  40. Hakikati yalanlayanlara! o Gün vay hâline!
  41. (41-42) Allah'a karşı gelmekten çekinenler ise gölgeliklerde ve pınar başlarında, canlarının çektiği meyveler arasındadır.
  42. (41-42) Allah'a karşı gelmekten çekinenler ise gölgeliklerde ve pınar başlarında, canlarının çektiği meyveler arasındadır.
  43. (43-44) Onlara: "Yaptıklarınıza karşılık afiyetle yiyip için. Çünkü Biz, iyilik yapanları böyle ödüllendiririz" denir.
  44. (43-44) Onlara: "Yaptıklarınıza karşılık afiyetle yiyip için. Çünkü Biz, iyilik yapanları böyle ödüllendiririz" denir.
  45. Hakikati yalanlayanlara! O Gün vay hâline!
  46. Ey günahkarlar! Yiyip içip sefa sürün bakalım!
  47. Hakikati yalanlayanların o Gün vay hâline!
  48. Onlara: "Allah'a boyun eğin" denildiği halde boyun eğmezler.
  49. Hakikati yalanlayanların o Gün vay hâline!
  50. Artık bundan sonra hangi söze inanacaklar?