Necm Suresi

53 - Necm Suresi Talat Koçyiğit Meali

Kur'ân-ı Kerîm in elli üçüncü sûresi olup 62 âyetten müteşekkildir. Mekke'de İhlas sûresinden sonra nazil olmuştur. Yalnız 32 inci âyet Medenidir. İlk âyetinde yıldıza kasem edildiği için sûreye bu ad verilmiştir.

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla

  1. 1-2 Batmakta olan yıldıza yemin olsun ki, arkadaşınız (Muhammed) ne sapmış, ne de azmıştır.
  2. 1-2 Batmakta olan yıldıza yemin olsun ki, arkadaşınız (Muhammed) ne sapmış, ne de azmıştır.
  3. 3-4 Çünkü o hevâdan konuşmaz; onun konuşması, kendisine vahy edilen vahiyden başka bir şey değildir.
  4. 3-4 Çünkü o hevâdan konuşmaz; onun konuşması, kendisine vahy edilen vahiyden başka bir şey değildir.
  5. 5-8 Ona, her söylediğini, çetin kuvvetleri olan üstün akıl sahibi (Cebrail) öğretmiştir. En yüksek ufukta iken doğrulmuş, sonra da yaklaşıp inmiştir.
  6. 5-8 Ona, her söylediğini, çetin kuvvetleri olan üstün akıl sahibi (Cebrail) öğretmiştir. En yüksek ufukta iken doğrulmuş, sonra da yaklaşıp inmiştir.
  7. 5-8 Ona, her söylediğini, çetin kuvvetleri olan üstün akıl sahibi (Cebrail) öğretmiştir. En yüksek ufukta iken doğrulmuş, sonra da yaklaşıp inmiştir.
  8. 5-8 Ona, her söylediğini, çetin kuvvetleri olan üstün akıl sahibi (Cebrail) öğretmiştir. En yüksek ufukta iken doğrulmuş, sonra da yaklaşıp inmiştir.
  9. 9-10 İşte o zaman araları, iki yay arası kadar, belki daha da yakın olmuş; o sırada da Allah, kuluna vahy edeceğini etmiştir.
  10. 9-10 İşte o zaman araları, iki yay arası kadar, belki daha da yakın olmuş; o sırada da Allah, kuluna vahy edeceğini etmiştir.
  11. Muhammed'in kalbi, gözünün gördüğünü asla yalanlamamıştır.
  12. Ey kâfirler! Şimdi siz, onun gördüğü şey hakkında onunla mücadele mi edeceksiniz?
  13. 13-14 Muhammed, Cebrail'i, başka bir inişinde Sidre-i Müntehâ'da yine görmüştü.
  14. 13-14 Muhammed, Cebrail'i, başka bir inişinde Sidre-i Müntehâ'da yine görmüştü.
  15. 15-16 Sidre'nin yanında da varılacak cennet vardı. Sidre'yi ise, kaplayan şey kaplamıştı.
  16. 15-16 Sidre'nin yanında da varılacak cennet vardı. Sidre'yi ise, kaplayan şey kaplamıştı.
  17. 17-18 Muhammed'in gözü, görülecek şeyden ne sapmış, ne de onu aşmıştır; fakat Rabbının varlığının en büyük delilini görmüştür.
  18. 17-18 Muhammed'in gözü, görülecek şeyden ne sapmış, ne de onu aşmıştır; fakat Rabbının varlığının en büyük delilini görmüştür.
  19. 19-20 Ey kâfirler! Şimdi bütün bunlardan sonra Lât ve Uzza'ya ve bundan başka bir de üçüncü putunuz Menat'a ne dersiniz?
  20. 19-20 Ey kâfirler! Şimdi bütün bunlardan sonra Lât ve Uzza'ya ve bundan başka bir de üçüncü putunuz Menat'a ne dersiniz?
  21. Demek erkek sizin, dişi Allah'ın öyle mi?
  22. O halde bu haksız bir taksim.
  23. Putların bu isimleri, sizin ve atalarınızın taktığı isimlerden başka bir şey değil. Allah, onlar hakkında herhangi bir delil de indirmemiştir. Onlar sadece zanna ve canlarının istediği şeye tâbi oluyorlar. Oysa onlara, Rablarından rehber de gelmişti.
  24. Yoksa temenni ettiği her şey insanın mıdır?
  25. Gerçek şudur ki, son da ilk de Allah'a aittir.
  26. Nitekim göklerde nice melekler vardır ki, ancak Allah'ın, dilediği ve hoşnud olduğu kimse için izin vermesinden sonra şefâatları bir işe yarar.
  27. Gerçek şu ki, âhirete îman etmeyenler, meleklere "dişi" ismi takıyorlar.
  28. Halbuki onların bu hususta hiçbir bilgileri yoktur. Onlar sadece zanna tâbi oluyorlar; zan ise, haktan hiçbir şey sağlamaz.
  29. (Ey Muhammed!) Bizi zikretmekten yüz çeviren ve dünya hayatından başka bir şey istemeyen kimseden de sen yüz çevir.
  30. İşte onların bilgi seviyeleri budur. Şüphesiz yolundan sapan kimseleri de, doğru yolda olanları da en iyi bilen işte O Rabbındır.
  31. 31-32 Kötülük yapanları, işledikleriyle cezalandırmak ve bazı küçük günâhlar dışında günâhların büyüklerinden ve hayasızlıklardan sakınıp iyilik edenleri de daha güzeliyle mükâfatlandırmak için göklerde olan ve yerde bulunan her şey Allah'a aittir. Şüphesiz Rabbının bağışlaması çok geniştir. Sizi topraktan yaratması ve analarınızın karnında bir cenîn iken size şekil vermesi itibariyle sizi en iyi o bilir. Bu sebeple kendinizi siz temize çıkarmayın; O, sakınan kimseyi daha iyi bilir.
  32. 31-32 Kötülük yapanları, işledikleriyle cezalandırmak ve bazı küçük günâhlar dışında günâhların büyüklerinden ve hayasızlıklardan sakınıp iyilik edenleri de daha güzeliyle mükâfatlandırmak için göklerde olan ve yerde bulunan her şey Allah'a aittir. Şüphesiz Rabbının bağışlaması çok geniştir. Sizi topraktan yaratması ve analarınızın karnında bir cenîn iken size şekil vermesi itibariyle sizi en iyi o bilir. Bu sebeple kendinizi siz temize çıkarmayın; O, sakınan kimseyi daha iyi bilir.
  33. 33-34 (Ey Muhammed!) Şu haktan yüz çevireni ve birazcık verip de sonra vazgeçeni görüyor musun?
  34. 33-34 (Ey Muhammed!) Şu haktan yüz çevireni ve birazcık verip de sonra vazgeçeni görüyor musun?
  35. Gayba âit bilgi onun yanında da, o mu görüyor?
  36. 36-37 Yoksa Musa'nın ve Allah'a verdiği sözü yerine getiren İbrahim’in sahîfelerinde olan şu hususlar kendisine bildirilmedi mi?
  37. 36-37 Yoksa Musa'nın ve Allah'a verdiği sözü yerine getiren İbrahim’in sahîfelerinde olan şu hususlar kendisine bildirilmedi mi?
  38. "Hiçbir günahkar, başkasının günâhını yüklenmez."
  39. "İnsan için ancak çalıştığı kadarı vardır."
  40. "Çalışması mutlaka görülecektir."
  41. "Sonra da karşılığı eksiksiz ona verilecektir."
  42. "En son gidiş Rabbınadır."
  43. "Güldüren de O'dur, ağlatan da."
  44. "Öldüren de O'dur, dirilten de."
  45. 45-46 "Rahme atıldığı zaman nutfeden erkek ve dişi çifti yaratan O'dur."
  46. 45-46 "Rahme atıldığı zaman nutfeden erkek ve dişi çifti yaratan O'dur."
  47. "Tekrar diriltmek de elbet O'na aittir."
  48. "Zengin eden de O'dur, fakir eden de."
  49. "Şi'râ yıldızının Rabbı da O'dur."
  50. 50.54 "İlk Âd'ı ve Semûd'u helak edip onlardan hiç birini bırakmayan, daha önce de en zâlim ve en azgın Nuh kavmini yok eden, Lût ülkesini yere batıran ve sonra da örttüğünü örten O'dur."
  51. 50.54 "İlk Âd'ı ve Semûd'u helak edip onlardan hiç birini bırakmayan, daha önce de en zâlim ve en azgın Nuh kavmini yok eden, Lût ülkesini yere batıran ve sonra da örttüğünü örten O'dur."
  52. 50.54 "İlk Âd'ı ve Semûd'u helak edip onlardan hiç birini bırakmayan, daha önce de en zâlim ve en azgın Nuh kavmini yok eden, Lût ülkesini yere batıran ve sonra da örttüğünü örten O'dur."
  53. 50.54 "İlk Âd'ı ve Semûd'u helak edip onlardan hiç birini bırakmayan, daha önce de en zâlim ve en azgın Nuh kavmini yok eden, Lût ülkesini yere batıran ve sonra da örttüğünü örten O'dur."
  54. 50.54 "İlk Âd'ı ve Semûd'u helak edip onlardan hiç birini bırakmayan, daha önce de en zâlim ve en azgın Nuh kavmini yok eden, Lût ülkesini yere batıran ve sonra da örttüğünü örten O'dur."
  55. O halde (ey insan oğlu!) Rabbının hangi nimetlerinden şüphe edersin?
  56. İşte bu (Muhammed) da ilk uyarıcılardan bir uyarıcı...
  57. Kıyamet vakti yaklaştı.
  58. Allah'tan başka onun vaktini bilen de yok.
  59. Siz şimdi bu söze mi şaşıyorsunuz?
  60. Gülüyor da ağlamıyorsunuz.
  61. Ve hem de gafilsiniz.
  62. Haydi şimdi Allah'a secde edin ve kulluğunuzu yerine getirin.