Hakka Suresi
69 Kesin Gerçeklik / HAKKA Bölümü Hüseyin Atay Meali
Mekke döneminde inmiştir. 52 ayettir.
Acıyan Acıyıcı Olan Allah Adına
- 1-2 Kesin gerçeklik! Kesin gerçeklik nedir?
- 1-2 Kesin gerçeklik! Kesin gerçeklik nedir?
- Kesin gerçekliğin ne olduğunu sana bildiren nedir?
- 4-6 Semûd ve Âd çatırdamayı yalanlamışlardı. Semûda gelince; onlar bir çığlık ile yok edildi. Âda gelince; onlar da önünde durulmaz, dondurucu bir rüzgarla yok edildi.
- 4-6 Semûd ve Âd çatırdamayı yalanlamışlardı. Semûda gelince; onlar bir çığlık ile yok edildi. Âda gelince; onlar da önünde durulmaz, dondurucu bir rüzgarla yok edildi.
- 4-6 Semûd ve Âd çatırdamayı yalanlamışlardı. Semûda gelince; onlar bir çığlık ile yok edildi. Âda gelince; onlar da önünde durulmaz, dondurucu bir rüzgarla yok edildi.
- 7-8 Onların kökünü kesmek üzere, üzerlerine onu yedi gece sekiz gün saldı. Ulusun, kökünden sökülmüş hurma kütükleri gibi yere yıkıldıklarını görürsün. Onlardan arda kalmış bir şey görüyor musun?
- 7-8 Onların kökünü kesmek üzere, üzerlerine onu yedi gece sekiz gün saldı. Ulusun, kökünden sökülmüş hurma kütükleri gibi yere yıkıldıklarını görürsün. Onlardan arda kalmış bir şey görüyor musun?
- Firavun, ondan öncekiler ve alt üst olmuş kasabalılar da suç işlemişlerdi.
- Rablerinin elçisine başkaldırmalardı. Bunun üzerine onları şiddetli bir yakalayışla yakaladı.
- 11-12 Doğrusu su taştığı vakit, size bir hatırlatma olmak üzere ve anlayışlı kulaklar anlasın diye süzülen gemide, sizi Biz taşımışızdır.
- 11-12 Doğrusu su taştığı vakit, size bir hatırlatma olmak üzere ve anlayışlı kulaklar anlasın diye süzülen gemide, sizi Biz taşımışızdır.
- 13-15 Boruya bir üfürüş üfürüldüğü, yer ve dağlar kaldırılıp bir vuruşla birbirine çarpıldığı zaman, işte o gün ne olacaksa olur.
- 13-15 Boruya bir üfürüş üfürüldüğü, yer ve dağlar kaldırılıp bir vuruşla birbirine çarpıldığı zaman, işte o gün ne olacaksa olur.
- 13-15 Boruya bir üfürüş üfürüldüğü, yer ve dağlar kaldırılıp bir vuruşla birbirine çarpıldığı zaman, işte o gün ne olacaksa olur.
- Gök yarılır, o gün hemen göçer.
- Melek onun çevresindedir; o gün onların üstünde olan sekizi, Rabbinin tahtını taşır.
- O gün siz huzura alınırsınız, hiçbir şeyiniz gizli kalmaz.
- 19-20 Kitabı sağından verilen kimse, "Alın kitabımı okuyun, doğrusu, bir hesaplaşma ile karşılaşacağımı umuyordum" der.
- 19-20 Kitabı sağından verilen kimse, "Alın kitabımı okuyun, doğrusu, bir hesaplaşma ile karşılaşacağımı umuyordum" der.
- 21-23 Artık o meyveleri sarkmış, yüksek bir bahçede, hoş bir yaşayış içindedir.
- 21-23 Artık o meyveleri sarkmış, yüksek bir bahçede, hoş bir yaşayış içindedir.
- 21-23 Artık o meyveleri sarkmış, yüksek bir bahçede, hoş bir yaşayış içindedir.
- "Geçmiş günlerde, önceden işlediklerinize karşılık, hoşnutlukla yiyiniz, içiniz."
- 25-29 Ancak kitabı kendine solundan verilen kimse, "Kitabım keşke bana verilmeseydi; keşke hesabımın ne olduğunu bilmeseydim; artık bu son bulsaydı; malım bana fayda vermedi; gücüm de kalmadı" der.
- 25-29 Ancak kitabı kendine solundan verilen kimse, "Kitabım keşke bana verilmeseydi; keşke hesabımın ne olduğunu bilmeseydim; artık bu son bulsaydı; malım bana fayda vermedi; gücüm de kalmadı" der.
- 25-29 Ancak kitabı kendine solundan verilen kimse, "Kitabım keşke bana verilmeseydi; keşke hesabımın ne olduğunu bilmeseydim; artık bu son bulsaydı; malım bana fayda vermedi; gücüm de kalmadı" der.
- 25-29 Ancak kitabı kendine solundan verilen kimse, "Kitabım keşke bana verilmeseydi; keşke hesabımın ne olduğunu bilmeseydim; artık bu son bulsaydı; malım bana fayda vermedi; gücüm de kalmadı" der.
- 25-29 Ancak kitabı kendine solundan verilen kimse, "Kitabım keşke bana verilmeseydi; keşke hesabımın ne olduğunu bilmeseydim; artık bu son bulsaydı; malım bana fayda vermedi; gücüm de kalmadı" der.
- Onu alın, onu bağlayın.
- Sonra alevli ateşe yaslayın,
- Sonra onu, boyu yetmiş arşın olan zincire vurun!
- Doğrusu o, yüce Allah'a inanmazdı.
- Yoksulun yiyeceği ile ilgilenmezdi.
- Bu sebeple burada bugün onun yakın bir acıyanı yoktur.
- 36-37 Yıkantıdan başka bir yiyecek de yoktur. Günahkarlar ancak onu yer.
- 36-37 Yıkantıdan başka bir yiyecek de yoktur. Günahkarlar ancak onu yer.
- 38-41 Hayır! Görebildikleriniz ve göremedikleriniz üzerine yemin ederim ki, doğrusu bu, şerefli bir elçinin sözüdür. O, şair sözü değildir; ne kadar az inanıyorsunuz!
- 38-41 Hayır! Görebildikleriniz ve göremedikleriniz üzerine yemin ederim ki, doğrusu bu, şerefli bir elçinin sözüdür. O, şair sözü değildir; ne kadar az inanıyorsunuz!
- 38-41 Hayır! Görebildikleriniz ve göremedikleriniz üzerine yemin ederim ki, doğrusu bu, şerefli bir elçinin sözüdür. O, şair sözü değildir; ne kadar az inanıyorsunuz!
- 38-41 Hayır! Görebildikleriniz ve göremedikleriniz üzerine yemin ederim ki, doğrusu bu, şerefli bir elçinin sözüdür. O, şair sözü değildir; ne kadar az inanıyorsunuz!
- Kâhin sözü de değildir; ne kadar az düşünüp anlıyorsunuz!
- Âlemlerin Rabbinden indirilmedir.
- 44-49 Eğer, Bizim adımıza, ona bazı sözler katmış olsaydı, andolsun Biz onu kuvvetle yakalardık, sonra, andolsun onun şah damarını keserdik. Hiçbiriniz de onu savunamazdınız. Ve doğrusu o saygılı olanlara bir hatırlatmadır. Ve doğrusu içinizde onu yalanlayanlar bulunduğunu şüphesiz biliriz.
- 44-49 Eğer, Bizim adımıza, ona bazı sözler katmış olsaydı, andolsun Biz onu kuvvetle yakalardık, sonra, andolsun onun şah damarını keserdik. Hiçbiriniz de onu savunamazdınız. Ve doğrusu o saygılı olanlara bir hatırlatmadır. Ve doğrusu içinizde onu yalanlayanlar bulunduğunu şüphesiz biliriz.
- 44-49 Eğer, Bizim adımıza, ona bazı sözler katmış olsaydı, andolsun Biz onu kuvvetle yakalardık, sonra, andolsun onun şah damarını keserdik. Hiçbiriniz de onu savunamazdınız. Ve doğrusu o saygılı olanlara bir hatırlatmadır. Ve doğrusu içinizde onu yalanlayanlar bulunduğunu şüphesiz biliriz.
- 44-49 Eğer, Bizim adımıza, ona bazı sözler katmış olsaydı, andolsun Biz onu kuvvetle yakalardık, sonra, andolsun onun şah damarını keserdik. Hiçbiriniz de onu savunamazdınız. Ve doğrusu o saygılı olanlara bir hatırlatmadır. Ve doğrusu içinizde onu yalanlayanlar bulunduğunu şüphesiz biliriz.
- 44-49 Eğer, Bizim adımıza, ona bazı sözler katmış olsaydı, andolsun Biz onu kuvvetle yakalardık, sonra, andolsun onun şah damarını keserdik. Hiçbiriniz de onu savunamazdınız. Ve doğrusu o saygılı olanlara bir hatırlatmadır. Ve doğrusu içinizde onu yalanlayanlar bulunduğunu şüphesiz biliriz.
- 44-49 Eğer, Bizim adımıza, ona bazı sözler katmış olsaydı, andolsun Biz onu kuvvetle yakalardık, sonra, andolsun onun şah damarını keserdik. Hiçbiriniz de onu savunamazdınız. Ve doğrusu o saygılı olanlara bir hatırlatmadır. Ve doğrusu içinizde onu yalanlayanlar bulunduğunu şüphesiz biliriz.
- Ve doğrusu o inkârcılar için bir iç çekmedir.
- Ve doğrusu o kesin gerçektir.
- Öyleyse, yüce Rabbinin adını yüce tut.