Haşr Suresi

59 Sürgün / HAŞR Bölümü Hüseyin Atay Meali

Medine döneminde inmiştir. 24. ayettir.

Acıyan Acıyıcı Olan Allah Adına

  1. Göklerde olanlar da, yerde olanlar da, Allah’ı yüceltirler. O, uludur, bilgedir.
  2. Kitabı bilip inanmayanları ilk sürgünde yurtlarından çıkaran O’dur. Oysa, çıkacaklarını sanmamıştınız, onlar da, kalelerinin kendilerini Allah’a karşı koruyacağını sanmışlardı. Ama, Allah onlara beklemedikleri yerden geldi; yüreklerine korku saldı; evlerini kendi elleriyle ve inananların elleriyle yıkıyorlardı. Ey akıl sahipleri! Ders alın.
  3. Allah, onların sürülmesini emretmemiş olsaydı, onlara dünyada azap edecekti. Sonrakinde de onlara ateş azabı vardır.
  4. Bu, Allah'a ve elçisine karşı gelmelerindendir. Kim Allah'a karşı gelirse, doğrusu Allah'ın cezalandırması çetindir.
  5. Hurma ağaçlarını kesmeniz veya onları kesmeyip gövdeleri üzerinde ayakta bırakmanız Allah'ın izniyledir. Allah yoldan çıkanları böylece rezilliğe uğratır.
  6. Onların mallarından Allah'ın elçisine verdiği şeyler için siz ne at, ne de deve sürdünüz; fakat Allah elçilerine, dilediği kimselere karşı üstünlük verir. Allah'ın her şeye gücü yeter.
  7. Allah'ın kent halkının mallarından elçisine verdiği şeyler: Allah, elçi, yakınları, yetimler, yoksullar ve yolda kalmışlar içindir. Bu mallar, içinizdeki zenginler arasında elden ele dolaşması için değildir. Allah'ın elçisi size ne verirse, onu alın, sizi neden menederse ondan geri durun; Allah'a saygılı olun, doğrusu, Allah'ın cezalandırması çetindir.
  8. Bu mallar, yurtlarından ve mallarından edilmiş olan, Allah'tan bir bolluk ve hoşnutluk dileyen, Allah'a ve elçisine yardım eden göçmen yoksullarındır. İşte doğru kimseler bunlardır.
  9. Daha önceden orayı yurt edinmiş ve gönüllerine inancı benimsemiş olan kimseler, kendilerine göç edip gelenleri severler; onlara verilenlerden içlerinde bir çekemezlik duymazlar, kendileri zorluk içinde bulunsalar bile, onları kendilerinden önde tutarlar. Nefsinin cimriliğinden korunabilmiş kimseler, işte onlar kurtuluşa ulaşanlardır.
  10. Onlardan sonra gelenler "Rabbimiz! Bizi ve bizden önce inanmış olan kardeşlerimizi de bağışla; gönüllerimizde inanmış olanlara karşı kin bırakma; Rabbimiz! Doğrusu Sen sevecensin, acıyansın" derler.
  11. İkiyüzlülerin, kitaplıların inkârcılarından olan kardeşlerine, "Eğer siz yurdunuzdan çıkarılırsanız, andolsun ki biz de sizinle beraber çıkarız; sizin aleyhinizde kimseye asla uymayız; eğer savaşa tutuşursanız, elbette size yardım ederiz" dediklerini görmedin mi? Ancak, doğrusu Allah onların yalancı olduklarına tanıklık eder.
  12. Andolsun ki, onlar çıkarılmış olsalar, onlarla beraber çıkmazlar; savaşa tutuşmuş olsalar, andolsun ki onlara yardım etmezler. Onlara yardıma gitseler, şüphesiz arkalarına dönüp kaçarlar, sonra yardım da görmezler.
  13. Andolsun onların yüreklerine korku salan, Allah'tan çok sizlersiniz; bu onların anlamayan bir ulus olmalarındandır.
  14. Onlar sizinle, toplu olarak, ancak surla çevrilmiş kentler içinde veya duvarlar arkasından savaşırlar. Kendi aralarındaki çekişmeleri ise çetindir; onları birlik sanırsın, oysa gönülleri dağınıktır. Bu, akıllarını kullanmayan bir ulus olmalarındandır.
  15. Onların durumu, kendilerinden az önce geçmiş ve tutumlarının günahını tatmış olanların durumu gibidir. Onlara can yakıcı azap vardır.
  16. Hani, insana "İnkâr et" deyip, o da inkâr edince "Doğrusu, ben senden uzağım; doğrusu âlemlerin eğiteni olan Allah'tan korkarım" diyen şeytan gibidir.
  17. Her ikisinin de sonu, içinde temelli kalacakları ateş olacaktır. Haksızlık edenlerin cezası budur.
  18. Ey inananlar! Allah'ı sayın, herkes yarına ne hazırladığına baksın; Allah'ı sayın, doğrusu Allah yaptıklarınızdan haberdardır.
  19. Allah'ı unutup da Onun da kendilerine benliklerini unutturduğu kimseler gibi olmayın; işte onlar yoldan çıkmış kimselerdir.
  20. Cehennemlikler ile cennetlikler bir değildir. Kurtuluşa ermiş olanlar cennetliklerdir.
  21. Eğer Biz, bu Kur'an'ı bir dağa indirmiş olsaydık, andolsun sen onun, Allah korkusuyla gönülden baş eğerek parça parça olduğunu görürdün. Bu örnekleri insanlar düşünsünler diye veriyoruz.
  22. O, görüneni de görünmeyeni de bilen, kendisinden başka tanrı olmayan Allah'tır. O, acıyıcı olandır, acıyandır.
  23. O, Kendisinden başka tanrı olmayan, egemen olan, kutsal olan, esenlik veren, güvenlik veren, görüp gözeten, güçlü, buyruğunu her şeye geçiren, ulu olan Allah'tır. Allah onların koştukları ortaklardan arıdır.
  24. O, yaratan, oranlayan, biçim veren, en güzel adlar kendisinin olan Allah'tır. Göklerde ve yerde olanlar O'nu arı tutarlar. O uludur, bilgedir.