Kaf Suresi
50 KAF Bölümü Hüseyin Atay Meali
Mekke döneminde inmiştir. 45. ayettir.
Acıyan Acıyıcı Olan Allah Adına
- Kaf; Şanlı Kur'ana andolsun ki!
- 2-3. Hayır! İnkârcılar aralarından bir uyarıcının gelmesine şaştılar da, "Bu şaşılacak bir şey; öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman dirilecek miyiz? Bu uzak bir dönüştür" dediler.
- 2-3. Hayır! İnkârcılar aralarından bir uyarıcının gelmesine şaştılar da, "Bu şaşılacak bir şey; öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman dirilecek miyiz? Bu uzak bir dönüştür" dediler.
- Onlardan nelerin toprağa karıştığını biliyoruz. Katımızda koruyan bir kitap vardır.
- Hayır! Onlar, gerçek kendilerine gelince onu yalanladılar; karmakarışık bir durumun içindedirler.
- Onlar, üstlerindeki göğü nasıl yapmışız ve süslemişiz bakmazlar mı? Onda hiçbir çatlak da yoktur.
- 7-8 Yönelen her kula gösterip, hatırlatma olarak yeryüzünü yaydık, oraya sarsılmaz dağlar yerleştirdik, orada gönlü açan her çiftten yetiştirdik.
- 7-8 Yönelen her kula gösterip, hatırlatma olarak yeryüzünü yaydık, oraya sarsılmaz dağlar yerleştirdik, orada gönlü açan her çiftten yetiştirdik.
- 9-11 Kullara rızık olmak üzere, gökten bereketli bir su indirdik, onunla bahçeler, biçilecek taneli ekinler, küme küme tomurcukları olan boylu hurma ağaçları yetiştirdik. O su ile ölü yeri dirilttik. İşte, insanların dirilmesi de böyledir.
- 9-11 Kullara rızık olmak üzere, gökten bereketli bir su indirdik, onunla bahçeler, biçilecek taneli ekinler, küme küme tomurcukları olan boylu hurma ağaçları yetiştirdik. O su ile ölü yeri dirilttik. İşte, insanların dirilmesi de böyledir.
- 9-11 Kullara rızık olmak üzere, gökten bereketli bir su indirdik, onunla bahçeler, biçilecek taneli ekinler, küme küme tomurcukları olan boylu hurma ağaçları yetiştirdik. O su ile ölü yeri dirilttik. İşte, insanların dirilmesi de böyledir.
- Onlardan önce Nuhun ulusu, Ress’liler,
- Semûd, Âd, Firavun ve Lut’un kardeşleri,
- Eykeliler ve Tübbâ ulusu da yalanlamışlardı; bunların hepsi elçileri yalanlamışlardı da artık sözüm gerçek oldu.
- Biz, ilk yaratışta yorulduk mu? Hayır! Onlar yeniden yaratılma konusunda kuşku içindedirler.
- Andolsun, insanı Biz yarattık, kendi kendine ne fısıldadığını biliriz; Biz ona şah damarından daha yakınız.
- Hani, onun sağında ve solunda oturan iki alıcı yaptıklarını yazar.
- Söylediği her sözü gözleyen biri bulunur.
- Ölüm sarhoşluğu gerçekten gelir, işte bu, senin öteden beri kaçtığın şeydir.
- Sûra üfürülür, işte bu, söz verilen gündür.
- 21-22 Herkes, kendisiyle beraber bir sürücü ve tanıkla gelir. Andolsun, sen bundan dalgındın, artık senden perdeni kaldırdık, bugün artık görüşün keskindir.
- 21-22 Herkes, kendisiyle beraber bir sürücü ve tanıkla gelir. Andolsun, sen bundan dalgındın, artık senden perdeni kaldırdık, bugün artık görüşün keskindir.
- Yanındaki der: "İşte bu, yanımda hazırdır."
- 24-26 "Saldıran, şüpheye düşüren, Allah'ın yanında başka tanrı benimseyen ve iyiliklere devamlı engel olan her inatçı inkârcıyı cehenneme atın, onu çetin azaba ikiniz sokun."
- 24-26 "Saldıran, şüpheye düşüren, Allah'ın yanında başka tanrı benimseyen ve iyiliklere devamlı engel olan her inatçı inkârcıyı cehenneme atın, onu çetin azaba ikiniz sokun."
- 24-26 "Saldıran, şüpheye düşüren, Allah'ın yanında başka tanrı benimseyen ve iyiliklere devamlı engel olan her inatçı inkârcıyı cehenneme atın, onu çetin azaba ikiniz sokun."
- Arkadaşı "Rabbimiz! Ben onu azdırmadım, fakat kendisi derin bir sapkınlıktaydı" der.
- 28-29 Benim katımda çekişmeyin, sizi önceden uyarmıştım. Benim katımda hüküm değişmez; Ben kullara asla haksızlık etmem.
- 28-29 Benim katımda çekişmeyin, sizi önceden uyarmıştım. Benim katımda hüküm değişmez; Ben kullara asla haksızlık etmem.
- Cehenneme, "Doldun mu?" dediğimiz gün, o "Daha var mı" der.
- Uzakta olmayan cennet saygılı olanlara yaklaştırılır.
- 32-34 İşte, pek yönelen, koruyan, görünmeyende Rahmana bilerek saygılı olan ve pişman bir gönülle Ona gelen herkese verilen söz budur. Oraya esenlikle girin. İşte bu, sonsuzluk günüdür.
- 32-34 İşte, pek yönelen, koruyan, görünmeyende Rahmana bilerek saygılı olan ve pişman bir gönülle Ona gelen herkese verilen söz budur. Oraya esenlikle girin. İşte bu, sonsuzluk günüdür.
- 32-34 İşte, pek yönelen, koruyan, görünmeyende Rahmana bilerek saygılı olan ve pişman bir gönülle Ona gelen herkese verilen söz budur. Oraya esenlikle girin. İşte bu, sonsuzluk günüdür.
- Orada dilediklerini bulurlar. Katımızda dahası da vardır.
- Bunlardan önce, kendilerinden daha zorba olan nice nesilleri yok etmişizdir. Sığınacak bir yer var mı? diye ülkeleri dolaşıp durmuşlardı.
- Doğrusu, bunda aklı olana veya tanık olarak kulak verene bir öğüt vardır.
- Andolsun, gökleri, yeri ve ikisinin arasında bulunanları altı aşamada yarattık ve Biz bir yorgunluk da duymadık.
- Söylediklerine dayan; Rabbini, güneşin doğmasından önce ve batışından önce överek yücelt.
- Gecenin bir vaktinde ve secdelerin artlarından Onu yücelt.
- Bir çağırıcının yakın bir yerden çağıracağı güne kulak ver.
- Gerçekten çığlığı duydukları gün, işte o gün, diriliş günüdür.
- Doğrusu, Biz diriltiriz, öldürürüz, dönüş ancak Bize’dir.
- Yer yarılıp hızla koşuşacakları günde, onları bir araya getirmek Bize kolaydır.
- Onların dediklerini Biz daha iyi biliriz. Sen onların üzerinde zor kullanacak değilsin, verdiğim sözden korkanlara Kur'an'ı hatırlat.