Lokman Suresi

31 Lokman Bölümü Hüseyin Atay Meali

Mekke döneminde inmiştir. 34. ayettir.

Acıyan Acıyıcı Olan Allah Adına

  1. Elif, Lam, Mîm.
  2. 2-4 Bunlar namazı kılan, zekatı veren, sonrasına da kesin bilgisi olan, iyi davranan kimselere, acıma ve doğruluk göstergesi olan bilgeli Kitab’ın ilkeleridir.
  3. 2-4 Bunlar namazı kılan, zekatı veren, sonrasına da kesin bilgisi olan, iyi davranan kimselere, acıma ve doğruluk göstergesi olan bilgeli Kitab’ın ilkeleridir.
  4. 2-4 Bunlar namazı kılan, zekatı veren, sonrasına da kesin bilgisi olan, iyi davranan kimselere, acıma ve doğruluk göstergesi olan bilgeli Kitab’ın ilkeleridir.
  5. Onlar Rablerinin yolunda olanlardır. İşte onlar başarıya ulaşanlardır.
  6. İnsanlar arasında, bir bilgisi olmadığı halde Allah yolundan saptırmak için boş sözleri satın alıp, Allah’ın yolunu alaya alanlar vardır. İşte alçaltıcı azap onlaradır.
  7. İlkelerimiz o tip kimseye okunduğu zaman, kulaklarında ağırlık varmış gibi ve işitmemişcesine büyüklenerek sırt çevirir. İşte onu can yakıcı azap ile müjdele.
  8. 8-9 Doğrusu, inananlara ve yararlı işler işleyenlere, Allah’ın verdiği söz gereğince, içinde temelli kalacakları nimet cennetleri vardır. O güçlüdür, bilgedir.
  9. 8-9 Doğrusu, inananlara ve yararlı işler işleyenlere, Allah’ın verdiği söz gereğince, içinde temelli kalacakları nimet cennetleri vardır. O güçlüdür, bilgedir.
  10. Allah gökleri, gördüğünüz gibi direksiz yaratmış, sizi sallar diye yeryüzüne sabit dağlar koymuş ve orada her türlü canlıyı yaymıştır. Gökten su indirip, orada her hoş çiftten yetiştirmişizdir.
  11. İşte bu, Allah’ın yarattığıdır. Ondan başkasının ne yarattığını bana gösterin. Hayır! Haksızlık edenler apaçık sapıklık içindedirler.
  12. Andolsun, "Allah'a şükret" diye Lokmana bilgelik verdik. Kim şükrederse ancak kendisi için şükretmiş olur. Kim nankörlük ederse, doğrusu Allah her şeyden zengindir, övgüye layık olandır.
  13. Hani! Lokman oğluna öğüt vererek, "Ey oğulcuğum! Allah'a eş koşma, doğrusu, eş koşmak büyük haksızlıktır" demişti.
  14. Biz insana, ana ve babasını salık veririz. Annesi onu güçsüzlükten güçsüzlüğe uğrayarak karnında taşımıştı. Çocuğun sütten kesilmesi ise iki yıl sürer. Bana ve ana babana şükret diye ona öğütte bulunmuşuzdur. Dönüş Bana’dır.
  15. Anan ve baban, hiçbir bilgin bulunmayan şeyi Bana ortak koşman için seni zorlarlarsa, onlara itaat etme; dünya işlerinde onlarla güzel geçin. Bana yönelen kimsenin yoluna uy; sonunda dönüşünüz Bana’dır. O zaman, yaptıklarınızı size bildiririm.
  16. "Ey yavrucuğum! Bir hardal tanesi ağırlığınca olan bir şey, bir kayanın içinde veya göklerde, ya da yerin içinde olsa bile Allah onu ortaya çıkarır. Doğrusu Allah latiftir, haberdardır.
  17. Ey yavrucuğum! Namazı kıl, iyi olanı buyurup kötülüğü yasakla, başına gelene karşı dayanıklı ol; doğrusu bunlar, üzerinde durulmaya değer, önemli işlerdir.
  18. İnsanlara yüz çevirme, yeryüzünde böbürlenerek yürüme; doğrusu Allah, kendini beğenip öğünen hiç kimseyi sevmez.
  19. Yürüyüşünde ölçülü ol, sesini kıs. Doğrusu, seslerin en çirkini eşeklerin sesidir.
  20. Allah'ın göklerde olanları da yerde olanları da sizin için çalıştırdığını, nimetlerini açık ve gizli olarak size bolca verdiğini görmüyor musunuz? İnsanlardan, Allah hakkında hiçbir bilgisi olmadan, doğruluk göstergesi ve aydınlatıcı bir kitabı bulunmadan tartışanlar vardır.
  21. Onlara "Allah'ın indirdiğine uyun" denince, "Hayır! Babalarımızı üzerinde bulduğumuza uyarız" derler. Ya şeytan onları ateşin azabına çağırmışsa!
  22. İyi davranarak içtenlikle yüzünü Allah'a veren kimse, şüphesiz en sağlam kulpa tutunmuş olur. İşlerin sonucu Allah'a varır.
  23. İnkâr edenin inkârcılığı seni üzmesin; onların dönüşü Bize'dir. O zaman, yaptıklarını kendilerine haber veririz. Doğrusu, Allah gönüllerde olanı bilir.
  24. Onları az bir süre geçindiririz, sonra da ağır bir azaba sürükleriz.
  25. Onlara "Gökleri ve yeri yaratan kimdir?" diye sorsan, andolsun "Allah'tır" derler. De ki: "Övgü Allah'a mahsustur, ama onların çoğu bilmiyorlar."
  26. Göklerde ve yerde olanlar Allah'ındır. Doğrusu, Allah zengindir, övgüye layıktır.
  27. Eğer, yeryüzündeki her bir ağaç kalem ve ardından yedi denizle desteklenen bir deniz de mürekkep olsa, yine de Allah’ın sözleri tükenmezdi. Doğrusu Allah güçlüdür, bilgedir.
  28. Sizin yaratılmanız ve diriltilmeniz tek bir nefis gibidir. Doğrusu Allah işitendir, görendir.
  29. Allah’ın geceyi gündüzün içine soktuğunu ve gündüzü gecenin içine soktuğunu, her biri belirli bir süreye doğru hareket edecek olan güneşi ve ayı buyruk altında tuttuğunu, Allah’ın yaptıklarınızdan haberdar olduğunu görmüyor musun?
  30. Bu, Allah’ın gerçek olmasından ve Ondan başka taptıklarının saçma olmasındandır. Doğrusu, Allah yücelerin yücesidir.
  31. Belgelerini size göstermek için; denizde gemilerin Allah’ın nimetiyle yürüdüğünü görmez misin? Doğrusu bunda, andolsun pek dayanıklı olan ve çok şükreden herkese belgeler vardır.
  32. Gölgeler gibi dalgalar insanları kuşattığı zaman, dini sırf Allah’a özgü kılarak, O’na yalvarırlar; onları karaya çıkararak kurtardığında, içlerinden kimi doğru yolda kalır. İlkelerimizi ancak her hain nankör inkâr eder.
  33. Ey insanlar! Rabbinize karşı saygılı olun. Babanın oğlu, oğulun da babası için bir şey ödeyemeyeceği günden korkun. Allah’ın verdiği söz, doğrusu gerçektir. Dünya hayatı sakın sizi aldatmasın. Aldatan da sakın sizi "Allah" diyerek aldatmasın.
  34. Doğrusu, Saati bilmek Allah’a özgüdür. Yağmuru O indirir, rahimlerde bulunanı da bilir, kimse yarın ne kazanacağını bilmez ve hiç kimse nerede öleceğini de bilemez. Doğrusu Allah bilgindir, haberdardır.