Meryem Suresi

19. Meryem Bölümü Hüseyin Atay meali

Mekke döneminde inmiştir. 98. ayettir.

Acıyan Acıyıcı Olan Allah Adına

  1. Kâf, Ha, Yâ, Ayn, Sâd.
  2. Rabbinin, kulu Zekeriyaya olan acımasını anmadır.
  3. O, Rabbine gizli seslenişle seslenmişti.
  4. Dedi: "Rabbim! Doğrusu, kemiklerim gevşedi, saçlarım ağardı. Rabbim! Sana yalvarmakla mutsuz olmadım.
  5. Ve doğrusu ben, ardımdan yerime geçeceklerden korkuyorum. Karım da kısırdır. Tarafından bana yerime geçecek birini bağışla!
  6. O, bana ve Yakup oğullarına mirasçı olsun. Rabbim! Ona rızanı kazandır."
  7. Ey Zekeriya! Doğrusu, adı Yahya olan bir oğlanı sana müjdeliyoruz. Bu adı daha önce kimseye vermemiştik.
  8. Dedi: "Doğrusu Rabbim! Karım kısır ve ben de son derece kocamışken nasıl oğlum olabilir?"
  9. "Senin için böyle." Senin eğitenin "O Bana kolaydır. Sen hiçbir şey değilken seni de daha önce yarattım" dedi.
  10. Dedi: "Rabbim! Öyleyse bana bir işaret ver." "Senin işaretin, sağlıklı olduğun halde insanlarla üç gece konuşmamandır" dedi.
  11. Bunun üzerine, o mabedden çıkıp, ulusuna, "Sabah, akşam Allah'ı yüceltin" diye işaret etti.
  12. 12-14 "£y Yahya! Kitaba kuvvetle sarıl." Ve çocuk iken ona bilgelik ve katımızdan bir acıma ve arılık verdik. Ve o ana babasına iyilik eden saygılı biriydi. Ve o başkaldıran bir zorba değildi.
  13. 12-14 "£y Yahya! Kitaba kuvvetle sarıl." Ve çocuk iken ona bilgelik ve katımızdan bir acıma ve arılık verdik. Ve o ana babasına iyilik eden saygılı biriydi. Ve o başkaldıran bir zorba değildi.
  14. 12-14 "£y Yahya! Kitaba kuvvetle sarıl." Ve çocuk iken ona bilgelik ve katımızdan bir acıma ve arılık verdik. Ve o ana babasına iyilik eden saygılı biriydi. Ve o başkaldıran bir zorba değildi.
  15. Ve doğduğu günde ve öleceği günde ve dirileceği günde ona esenlik olsun.
  16. Ve kitapta Meryem'i de an! Hani, o ailesinden ayrılmış ve doğu yönünde bir yere çekilmişti.
  17. İnsanlarla arasına bir perde germişti. Ona elçimizi gönderdik de, ona düzgün bir beşer şeklinde göründü.
  18. O, "Doğrusu, saygılı biri isen, senden Rahman a sığınırım" dedi.
  19. "Ben ancak, Rabbinin sana gönderdiği bir elçisiyim, sana arı bir oğlan bağışlamak için geldim" dedi.
  20. "Bana bir beşer dokunmamışken, ben kötü bir kadın da değilken nasıl oğlum olabilir?" dedi.
  21. "Bu senin için böyledir" dedi. Rabbin, "O bana kolaydır. Onu insanlara bir belge ve Bizden bir acıma kılacağız" dedi. Ve iş kesinleşmişti.
  22. Bunun üzerine ona gebe kaldı ve onunla uzak bir yere çekildi.
  23. Böylece doğum sancısı onu bir hurma ağacının dibine getirtti. "Keşke, bundan önce ölseydim de unutulup gitseydim" dedi.
  24. Bunun üzerine karnındaki kendisine seslendi: "Sakın üzülme! Rabbin, içinde olanı şerefli kılmıştır.
  25. Ve hurma ağacını kendine doğru silkele, üstüne taze hurma dökülsün.
  26. Hemen ye, iç ve gözün aydın olsun! O anda beşerlerden birini görürsen, de ki: 'Doğrusu ben Rahmana oruç adadım. Bugün hiçbir insanla konuşmayacağım. 1. "
  27. Onu kucağında taşıyarak ulusuna getirdi. Dediler ki: "Ey Meryem! Andolsun, sen şaşılacak bir şey yaptın.
  28. Ey Harunun kızkardeşi! Baban kötü bir kişi değildi. Annen de iffetsiz değildi."
  29. Onu gösterdi. Dediler ki: "Beşikteki çocukla nasıl konuşabiliriz."
  30. "Doğrusu, Ben Allah'ın kuluyum. Bana kitap verdi ve beni peygamber yaptı.
  31. Ve nerede olursam olayım, beni mübarek kıldı ve sağ oldukça bana yakarmayı ve arınmayı,
  32. Ve anneme iyi davranmamı, öğütledi. Ve beni yüzsüz bir zorba kılmadı.
  33. Ve doğduğum günde ve öleceğim günde ve dirileceğim günde bana esenlik olsun."
  34. İşte, tartıştıkları Meryemoğlu İsa konusunda gerçek söz budur.
  35. Çocuk edinmek Allah'a yaraşmaz. O arıdır. Bir işe hükmederse, ona sadece "Ol" der, o da oluverir.
  36. Ve doğrusu, Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. O'na tapın. Bu, dosdoğru yoldur.
  37. Sonra, bölükler aralarında anlaşmazlığa düştüler. Vay o büyük günü görmeyi inkâr edenlere!
  38. Bize gelecekleri gün, ne güzel görecekler! Ve ne güzel işitecekler! Ancak, haksızlık yapanlar o gün apaçık bir şaşkınlık içindedirler.
  39. Ve inanmış olarak dalgınlık içindelerken işin bitmiş olacağı özlem günüyle onları uyar.
  40. Doğrusu, Biz yeryüzüne ve üzerinde bulunanlara vâris olacağız. Onlar, Bize geri getirileceklerdir.
  41. Ve kitap’ta İbrahim’i de an. Şüphesiz o, dosdoğru bir peygamberdi.
  42. Hani, babasına dedi: "Babacığım! İşitmeyen, görmeyen ve sana bir faydası olmayan şeylere niçin tapıyorsun?
  43. Babacığım! Doğrusu, sana gelmemiş olan bir ilim bana geldi. Bana uy, seni düz bir yola çıkarayım.
  44. Babacığım! Şeytana tapma. Doğrusu, şeytan Rahmana başkaldırmıştım
  45. Babacığım! Doğrusu, şeytanın dostu olarak kalırsan, sana Rahman katından bir azabın gelmesinden korkuyorum."
  46. Dedi: "Ey İbrahim! Sen mi benim tanrılarımı beğenmiyorsun? Bundan vazgeçmezsen, andolsun, seni taşlarım, bir süre benden ayrıl"
  47. Dedi: "Sana esenlik olsun. Senin için Rabbimden bağışlanma dileyeceğim. Doğrusu O, bana karşı lütufkârdır.
  48. Ve sizi, Allah’tan başka taptıklarınızla bırakıp çekilir, Rabbime yalvarırım. Rabbime yalvarışımda mutsuz olmayacağımı umarım."
  49. Böylece onlan Allah’tan başka taptıklarıyla başbaşa bırakıp çekilince, ona İshak ve Yakup’u bahşettik ve her birini peygamber yaptık.
  50. Ve onlara rahmetimizden bağışta bulunduk. Her birinin, üstün doğrulukla anılmalarını sağladık.
  51. Ve kitap’ta Musa’yı da an. Doğrusu o, öz kılınmış ve elçi bir peygamberdi.
  52. Ve ona, Dağ’ın sağ yanında seslenmiş ve özel bir konuşma için onu yaklaştırmıştık.
  53. Ve acımamızdan, kardeşi Harun’u bir peygamber olarak ona bağışladık.
  54. 54-55 Ve kitap’ta İsmail’i de an. Doğrusu o, sözünde doğru biriydi ve elçi bir peygamberdi. Ve çevresinde bulunanlara yakarmalarını ve zekat vermelerini emrederdi. Ve Rabbinin katında hoşnutluğa ermişti.
  55. 54-55 Ve kitap’ta İsmail’i de an. Doğrusu o, sözünde doğru biriydi ve elçi bir peygamberdi. Ve çevresinde bulunanlara yakarmalarını ve zekat vermelerini emrederdi. Ve Rabbinin katında hoşnutluğa ermişti.
  56. 56-57 Ve kitap’ta İdris’i de an. Doğrusu o, dosdoğru bir peygamberdi. Ve onu yüce bir yere yükselttik.
  57. 56-57 Ve kitap’ta İdris’i de an. Doğrusu o, dosdoğru bir peygamberdi. Ve onu yüce bir yere yükselttik.
  58. "İşte onlar, Adem’in ve Nuh’la beraber taşıdıklarımızın soyundan, İbrahim’in, İsrail’in soyundan ve seçip doğru yola eriştirdiğimiz, Allah’ın kendilerine nimet verdiği peygamberlerdendirler. Rahmanın ilkeleri onlara okunduğu zaman, ağlayarak secdeye kapanırlardı.
  59. Bundan böyle, onların ardından, yakarışı bırakan ve heveslerine uyan bir nesil geldi. İşte bunlar, azgınlığa uğrayacaklardır.
  60. 60-61 Ancak, tövbe eden ve inanan ve yararlı iş işleyenler bunun dışındadır. Bunlar hiçbir haksızlığa uğratılmadan, Rahman’ın kullarına görülmeyende söz verdiği cennete; daimi mutluluk cennetlerine gireceklerdir. Doğrusu, O’nun sözü yerine gelecektir.
  61. 60-61 Ancak, tövbe eden ve inanan ve yararlı iş işleyenler bunun dışındadır. Bunlar hiçbir haksızlığa uğratılmadan, Rahman’ın kullarına görülmeyende söz verdiği cennete; daimi mutluluk cennetlerine gireceklerdir. Doğrusu, O’nun sözü yerine gelecektir.
  62. 62-63 Onlar, orada boş sözler değil, sadece esenlik veren sözler işitirler. Orada rızıklarını sabah akşam hazır bulurlar. Kullarımızdan, Allah’a saygılı olanları mirasçı kılacağımız cennet, işte budur.
  63. 62-63 Onlar, orada boş sözler değil, sadece esenlik veren sözler işitirler. Orada rızıklarını sabah akşam hazır bulurlar. Kullarımızdan, Allah’a saygılı olanları mirasçı kılacağımız cennet, işte budur.
  64. Ve biz, ancak Rabbinin buyruğuyla ineriz; geçmişimizi, geleceğimizi ve ikisinin arasındakini bilmek O’na mahsustur. Rabbin asla unutkan değildir.
  65. O, göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbidir; öyleyse O’na kulluk et ve O’na kulluk etmede dirençli ol. Hiç O’nun adıyla anılan kimse bilir misin?
  66. Ve insan, "Ben öldüğüm zaman diriltilecek miyim?" der.
  67. Ve insan, kendisi önceden hiçbir şey değilken onu yaratmış olduğumuzu hatırlamaz mı?
  68. Bundan böyle Rabbine andolsun ki, Biz onları şeytanlarla beraber, kesinkes toplayacağız. Sonra, cehennemin çevresinde onları çömelmiş olarak hazır bulunduracağız.
  69. Sonra andolsun, her toplumdan Rahman'a en çok kimin başkaldırdığını ayırıp ortaya koyacağız.
  70. Sonra andolsun, ayrıca orada yanmaya en layık olanları, en iyi ancak Biz biliriz.
  71. Sizden oraya uğramayacak hiç kimse yoktur. Bu, Rabbinin yapmayı üzerine aldığı kesinleşmiş bir hükümdür.
  72. Sonra Biz, Allah’a karşı saygılı olanları kurtarır, zalimleri de orada çömelmiş olarak bırakırız.
  73. Ve ilkelerimiz onlara apaçık okunduğu zaman, inkâr edenler inananlara "Bu iki toplumdan hangisinin konumu daha iyi ve bulunduğu yer daha güzeldir?" derler.
  74. Ve onlardan önce nice nesilleri yok ettik ki, onlar donanımca ve gösterişçe bunlardan daha güzeldiler.
  75. De ki: "Kim şaşkınlık içinde ise. Rahman, onu erteledikçe ertelemiş olsun. Sonunda kendilerine söz verilen azabı veya Saati gördükleri zaman, kimin yerce daha kötü ve kimin daha güçsüz olduğunu bileceklerdir."
  76. Ve Allah, doğru yolda olanların doğruluğunu artırır. Ve geri kalacak yararlı işler, Rabbinin katında ödül olarak daha iyidir ve sonuç olarak daha iyidir.
  77. İlkelerimizi inkâr eden ve "Bana, elbette mal ve oğul verilecektir" diyeni gördün mü?
  78. O, görülmeyeni mi biliyor, yoksa Rahman katından bir söz mü almıştır?
  79. Kesin hayır! Söylediğini yazacağız ve onun azabını uzattıkça uzatacağız.
  80. Ve bahsettikleri şeyler Bize kalacaktır, kendisi Bize tek olarak gelecektir.
  81. Ve onlar kendilerine saygınlık kazandırsın diye, Allah'ı bırakarak tanrılar edindiler.
  82. Kesin hayır, onlar kendilerine ibadetlerini inkâr edecekler ve onların aleyhine döneceklerdir.
  83. Kâfirler üzerine kışkırttıkça kışkırtan şeytanlar gönderdiğimizi görmedin mi?
  84. Öyleyse onlar için acele etme, Biz onların günlerini saydıkça sayıyoruz.
  85. Rahmanın huzurunda saygılı olanları heyet halinde topladığımız gün,
  86. Ve suçluları suya götürür gibi cehenneme süreriz.
  87. Rahmanın katında bir ant almamış olandan başkası asla şefaatte bulunamayacaktır.
  88. Ve onlar "Rahman oğul edindi" dediler.
  89. Andolsun ki, ortaya pek kötü bir şey attınız.
  90. 90-91 Rahman a, oğul isnat etmelerinden ötürü, neredeyse gökler paralanacak, yer yarılacak, dağlar düşüp, çökecek.
  91. 90-91 Rahman a, oğul isnat etmelerinden ötürü, neredeyse gökler paralanacak, yer yarılacak, dağlar düşüp, çökecek.
  92. 92-93 Oysa, Rahman a oğul edinmek yaraşmaz, çünkü göklerde ve yerde olan herkes, Rahman a ancak kul olarak gelecektir.
  93. 92-93 Oysa, Rahman a oğul edinmek yaraşmaz, çünkü göklerde ve yerde olan herkes, Rahman a ancak kul olarak gelecektir.
  94. Andolsun, Allah onları numaralamış ve teker teker saymıştır.
  95. Ve diriliş günü hepsi Ona birer birer gelecektir.
  96. Doğrusu inananları ve yararlı işler işleyenleri, Rahman sevgili kılacaktır.
  97. Böylece Biz onu saygılı olanları müjdelemen ve onunla inatçı ulusu uyarman için senin dilinde kolaylaştırdık.
  98. Ve bunlardan önce nice nesilleri yok ettik. Şimdi onlardan hiçbirini duyuyor veya hiçbir tıkırtı işitiyor musun?