Necm Suresi
53 Yıldız / NECM Bölümü Hüseyin Atay Meali
Mekke döneminde inmiştir. 62. ayettir.
Acıyan Acıyıcı Olan Allah Adına
- 1-4 Kaydığı zaman yıldıza andolsun ki, arkadaşınız sapmamış ve yanılmamıştır. O havadan, mantıksız konuşmaz. O, ancak bildirilen bir vahiydir.
- 1-4 Kaydığı zaman yıldıza andolsun ki, arkadaşınız sapmamış ve yanılmamıştır. O havadan, mantıksız konuşmaz. O, ancak bildirilen bir vahiydir.
- 1-4 Kaydığı zaman yıldıza andolsun ki, arkadaşınız sapmamış ve yanılmamıştır. O havadan, mantıksız konuşmaz. O, ancak bildirilen bir vahiydir.
- 1-4 Kaydığı zaman yıldıza andolsun ki, arkadaşınız sapmamış ve yanılmamıştır. O havadan, mantıksız konuşmaz. O, ancak bildirilen bir vahiydir.
- 5-9 Onu çok güçlü, sağlam kavrayışlı olan öğretmiştir; en yüksek ufukta iken doğruluvermiş, sonra yaklaşmış ve aşağı inmiştir; araları iki yay aralığı kadar, belki daha da yakın olmuştu.
- 5-9 Onu çok güçlü, sağlam kavrayışlı olan öğretmiştir; en yüksek ufukta iken doğruluvermiş, sonra yaklaşmış ve aşağı inmiştir; araları iki yay aralığı kadar, belki daha da yakın olmuştu.
- 5-9 Onu çok güçlü, sağlam kavrayışlı olan öğretmiştir; en yüksek ufukta iken doğruluvermiş, sonra yaklaşmış ve aşağı inmiştir; araları iki yay aralığı kadar, belki daha da yakın olmuştu.
- 5-9 Onu çok güçlü, sağlam kavrayışlı olan öğretmiştir; en yüksek ufukta iken doğruluvermiş, sonra yaklaşmış ve aşağı inmiştir; araları iki yay aralığı kadar, belki daha da yakın olmuştu.
- 5-9 Onu çok güçlü, sağlam kavrayışlı olan öğretmiştir; en yüksek ufukta iken doğruluvermiş, sonra yaklaşmış ve aşağı inmiştir; araları iki yay aralığı kadar, belki daha da yakın olmuştu.
- 10-12 O anda kuluna bildireceğini bildirdi. Gözünün gördüğünü gönlü yalanlamadı. Onun gördüğü şey hakkında kendisi ile tartışacak mısınız?
- 10-12 O anda kuluna bildireceğini bildirdi. Gözünün gördüğünü gönlü yalanlamadı. Onun gördüğü şey hakkında kendisi ile tartışacak mısınız?
- 10-12 O anda kuluna bildireceğini bildirdi. Gözünün gördüğünü gönlü yalanlamadı. Onun gördüğü şey hakkında kendisi ile tartışacak mısınız?
- 13-17 Andolsun ki, onu görme sınırının sonunda, başka bir inişinde de görmüştü. Barınılacak bahçe onun yanındadır. O sınırı kaplayan ne ise, kaplamıştı. Gözü ne kaydı, ne de onu aştı.
- 13-17 Andolsun ki, onu görme sınırının sonunda, başka bir inişinde de görmüştü. Barınılacak bahçe onun yanındadır. O sınırı kaplayan ne ise, kaplamıştı. Gözü ne kaydı, ne de onu aştı.
- 13-17 Andolsun ki, onu görme sınırının sonunda, başka bir inişinde de görmüştü. Barınılacak bahçe onun yanındadır. O sınırı kaplayan ne ise, kaplamıştı. Gözü ne kaydı, ne de onu aştı.
- 13-17 Andolsun ki, onu görme sınırının sonunda, başka bir inişinde de görmüştü. Barınılacak bahçe onun yanındadır. O sınırı kaplayan ne ise, kaplamıştı. Gözü ne kaydı, ne de onu aştı.
- 13-17 Andolsun ki, onu görme sınırının sonunda, başka bir inişinde de görmüştü. Barınılacak bahçe onun yanındadır. O sınırı kaplayan ne ise, kaplamıştı. Gözü ne kaydı, ne de onu aştı.
- 18-21 Andolsun ki, o, Rabbinin en büyük belgelerinden kimini gördü. Şimdi, Lât, Uzzâ ve diğer üçüncüleri olan Menâfi gördünüz mü? Erkekler sizin de, dişiler Onun mu?
- 18-21 Andolsun ki, o, Rabbinin en büyük belgelerinden kimini gördü. Şimdi, Lât, Uzzâ ve diğer üçüncüleri olan Menâfi gördünüz mü? Erkekler sizin de, dişiler Onun mu?
- 18-21 Andolsun ki, o, Rabbinin en büyük belgelerinden kimini gördü. Şimdi, Lât, Uzzâ ve diğer üçüncüleri olan Menâfi gördünüz mü? Erkekler sizin de, dişiler Onun mu?
- 18-21 Andolsun ki, o, Rabbinin en büyük belgelerinden kimini gördü. Şimdi, Lât, Uzzâ ve diğer üçüncüleri olan Menâfi gördünüz mü? Erkekler sizin de, dişiler Onun mu?
- Öyleyse bu haksız bir paylaşımdır.
- Bunlar sizin ve babalarınızın taktığı isimlerden başka bir şey değildir. Allah onları destekleyen bir kanıt indirmemiştir. Onlar sadece sanıya ve canlarının istediğine uymaktadırlar. Ve andolsun, onlara Rablerinden doğruluk göstergesi gelmiştir.
- Ya da insanın umduğu şey kendisinin midir?
- Ne var ki, son olan da, ilk olan da Allah'ındır.
- Allah'ın dilediğini ve hoşnut olduğunu bilmeden, göklerde bulunan nice melekler kimseye yardım edemezler.
- Doğrusu, ahirete inanmayanlar, meleklere dişi ismi verirler.
- Oysa onların bu hususta bir bilgileri yoktur, sadece sanıya uyarlar. Doğrusu, sanı ise gerçekten yana bir şey sağlamaz.
- Bizi anmaktan yüz çevirenlere ve dünya hayatından başka bir şey istemeyenlere aldırma.
- Bu, onların ulaştıkları bilgidir. Doğrusu, Rabbin yolundan sapmış olanı pek iyi bilir ve doğru yolda olanı da çok iyi bilir.
- 31-32 Göklerde olanlar ve yerde olanlar Allah’ındır ki, O, kötülük yapanlara işlerinin karşılığını verir; iyi davrananlara, büyük günahlardan ve hayasızlıklardan kaçınanlara, küçük kusurları bir yana, işledikleri güzelliklere daha güzeliyle karşılığını verir. Doğrusu, Rabbinin bağışlaması geniştir. Sizi yerden var ederken ve siz annelerinizin karınlarında cenin halinde olduğunuzda, sizleri çok iyi bilen O’dur. Kendinizi temize çıkarmayın. O saygılı olanı çok iyi bilir.
- 31-32 Göklerde olanlar ve yerde olanlar Allah’ındır ki, O, kötülük yapanlara işlerinin karşılığını verir; iyi davrananlara, büyük günahlardan ve hayasızlıklardan kaçınanlara, küçük kusurları bir yana, işledikleri güzelliklere daha güzeliyle karşılığını verir. Doğrusu, Rabbinin bağışlaması geniştir. Sizi yerden var ederken ve siz annelerinizin karınlarında cenin halinde olduğunuzda, sizleri çok iyi bilen O’dur. Kendinizi temize çıkarmayın. O saygılı olanı çok iyi bilir.
- 33-34 yüz çevireni ve malından biraz verip sonra vazgeçeni gördün mü?
- 33-34 yüz çevireni ve malından biraz verip sonra vazgeçeni gördün mü?
- Görülmeyenin bilgisi yanında da, o mu görüyor?
- 36-37 Yoksa Musa’nın ve sözünü yerine getiren İbrahim’in kitaplarında olanlar kendisine bildirilmedi mi?
- 36-37 Yoksa Musa’nın ve sözünü yerine getiren İbrahim’in kitaplarında olanlar kendisine bildirilmedi mi?
- Sorumluluk taşıyan kimse başkasının sorumluluğunu yüklenmez.
- İnsanın ancak çalıştığına hakkı vardır.
- Şüphesiz, onun çalışması görülecektir.
- Sonra ona, dolu dolu karşılığı verilecektir.
- Doğrusu, sonunda Rabbine varılacaktır.
- Güldüren de, ağlatan da O’dur.
- Dirilten de, öldüren de O’dur.
- 45-46 "Doğrusu atmık atıldığında oğulcuktan erkek ve dişi çiftini de yaratan O’dur."
- 45-46 "Doğrusu atmık atıldığında oğulcuktan erkek ve dişi çiftini de yaratan O’dur."
- "Doğrusu, öbür yaratma da Onundur."
- "Doğrusu, zengin eden ve varlıklı kılan da O'dur."
- "Doğrusu, Ak Yıldızın Rabbi O ’dur."
- 50-51 İlk Âd'ı ve Semûdu yok edip, geri bırakmayan O'dur.
- 50-51 İlk Âd'ı ve Semûdu yok edip, geri bırakmayan O'dur.
- Daha önceki Nuh ulusunu da; doğrusu onlar çok haksızlık eden ve pek azgın kimselerdi.
- 53-54 Altüst olmuş kasabaları yere batıran, onları örttükçe örten O'dur.
- 53-54 Altüst olmuş kasabaları yere batıran, onları örttükçe örten O'dur.
- 55-62 Rabbinin iyiliklerinden hangisini tartışıyorsun? İşte bu da, ilk uyaranlardan bir uyarandır. Yaklaşacak olan yaklaşmıştır. Onu Allah'tan başka ortaya koyacak yoktur. Bu söze mi şaşıyorsunuz? Gülüyorsunuz da, ağlamıyorsunuz. Ve şaşkınca eğleniyorsunuz. Artık Allah için yere kapanın ve tapının.
- 55-62 Rabbinin iyiliklerinden hangisini tartışıyorsun? İşte bu da, ilk uyaranlardan bir uyarandır. Yaklaşacak olan yaklaşmıştır. Onu Allah'tan başka ortaya koyacak yoktur. Bu söze mi şaşıyorsunuz? Gülüyorsunuz da, ağlamıyorsunuz. Ve şaşkınca eğleniyorsunuz. Artık Allah için yere kapanın ve tapının.
- 55-62 Rabbinin iyiliklerinden hangisini tartışıyorsun? İşte bu da, ilk uyaranlardan bir uyarandır. Yaklaşacak olan yaklaşmıştır. Onu Allah'tan başka ortaya koyacak yoktur. Bu söze mi şaşıyorsunuz? Gülüyorsunuz da, ağlamıyorsunuz. Ve şaşkınca eğleniyorsunuz. Artık Allah için yere kapanın ve tapının.
- 55-62 Rabbinin iyiliklerinden hangisini tartışıyorsun? İşte bu da, ilk uyaranlardan bir uyarandır. Yaklaşacak olan yaklaşmıştır. Onu Allah'tan başka ortaya koyacak yoktur. Bu söze mi şaşıyorsunuz? Gülüyorsunuz da, ağlamıyorsunuz. Ve şaşkınca eğleniyorsunuz. Artık Allah için yere kapanın ve tapının.
- 55-62 Rabbinin iyiliklerinden hangisini tartışıyorsun? İşte bu da, ilk uyaranlardan bir uyarandır. Yaklaşacak olan yaklaşmıştır. Onu Allah'tan başka ortaya koyacak yoktur. Bu söze mi şaşıyorsunuz? Gülüyorsunuz da, ağlamıyorsunuz. Ve şaşkınca eğleniyorsunuz. Artık Allah için yere kapanın ve tapının.
- 55-62 Rabbinin iyiliklerinden hangisini tartışıyorsun? İşte bu da, ilk uyaranlardan bir uyarandır. Yaklaşacak olan yaklaşmıştır. Onu Allah'tan başka ortaya koyacak yoktur. Bu söze mi şaşıyorsunuz? Gülüyorsunuz da, ağlamıyorsunuz. Ve şaşkınca eğleniyorsunuz. Artık Allah için yere kapanın ve tapının.
- 55-62 Rabbinin iyiliklerinden hangisini tartışıyorsun? İşte bu da, ilk uyaranlardan bir uyarandır. Yaklaşacak olan yaklaşmıştır. Onu Allah'tan başka ortaya koyacak yoktur. Bu söze mi şaşıyorsunuz? Gülüyorsunuz da, ağlamıyorsunuz. Ve şaşkınca eğleniyorsunuz. Artık Allah için yere kapanın ve tapının.
- 55-62 Rabbinin iyiliklerinden hangisini tartışıyorsun? İşte bu da, ilk uyaranlardan bir uyarandır. Yaklaşacak olan yaklaşmıştır. Onu Allah'tan başka ortaya koyacak yoktur. Bu söze mi şaşıyorsunuz? Gülüyorsunuz da, ağlamıyorsunuz. Ve şaşkınca eğleniyorsunuz. Artık Allah için yere kapanın ve tapının.