Rum Suresi
30 Bizans / RUM Bölümü Hüseyin Atay Meali
Mekke döneminde inmiştir. 60. ayettir.
Acıyan Acıyıcı Olan Allah Adına
- Elif, Lâm, Mîm.
- 2-5 Bizanslılar en yakın bir yerde yenildiler; onlar, bu yenilgilerinden sonra birkaç yıl içinde yeneceklerdir. İş, eninde sonunda Allah'a aittir. İşte o gün inananlar, isteyene yardım eden Allah'ın yardımına sevineceklerdir. O güçlüdür, acıyandır.
- 2-5 Bizanslılar en yakın bir yerde yenildiler; onlar, bu yenilgilerinden sonra birkaç yıl içinde yeneceklerdir. İş, eninde sonunda Allah'a aittir. İşte o gün inananlar, isteyene yardım eden Allah'ın yardımına sevineceklerdir. O güçlüdür, acıyandır.
- 2-5 Bizanslılar en yakın bir yerde yenildiler; onlar, bu yenilgilerinden sonra birkaç yıl içinde yeneceklerdir. İş, eninde sonunda Allah'a aittir. İşte o gün inananlar, isteyene yardım eden Allah'ın yardımına sevineceklerdir. O güçlüdür, acıyandır.
- 2-5 Bizanslılar en yakın bir yerde yenildiler; onlar, bu yenilgilerinden sonra birkaç yıl içinde yeneceklerdir. İş, eninde sonunda Allah'a aittir. İşte o gün inananlar, isteyene yardım eden Allah'ın yardımına sevineceklerdir. O güçlüdür, acıyandır.
- Bunu Allah söz vermişti; Allah verdiği sözden caymaz, ancak insanların çoğu bilmezler.
- Onlar dünya hayatının görülen kısmını bilirler. Sonrakinden dalgındırlar.
- Kendilerini iyice düşünmediler mi? Gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri gerçekten ve belirli bir süre için ancak Allah yaratmıştır. Doğrusu, insanların çoğu Rablerine kavuşacaklarını inkâr ederler.
- Yeryüzünde dolaşıp, kendilerinden önce geçmiş kimselerin sonlarının nasıl olduğuna bakmazlar mı? Ki onlar kendilerinden daha kuvvetli idiler ve yeryüzünü işleyip onların imarından daha çok imar etmişlerdi. Onlara da açık belgelerle elçiler gelmişti. Ancak, Allah onlara haksızlık edecek değildi; ne var ki, onlar kendilerine paksızlık ediyorlardı.
- Sonra Allah'ın ilkelerini yalanlayıp, onları alaya alarak kötülük yapanların sonu pek kötü oldu.
- Allah önce yaratır, sonra onu tekrar eder. Sonunda Ona döndürüleceksiniz.
- Saatin kurulduğu gün suçlular umutsuz kalıverirler.
- Koştukları ortaklardan da kendilerine hiçbir şefaatçi çıkmayacaktır. Onlar ortaklarını inkâr ederler.
- Saatin kurulduğu gün, işte o gün, bölük bölük ayrılırlar.
- Ama inanan ve yararlı işler işleyenlere gelince, onlar bir cennette ağırlanırlar.
- İnkâr edenlere, ilkelerimizi ve ahirette Bana kavuşmayı yalanlayanlara gelince, işte, onlar azaba sokulmak için getirilirler.
- Akşamlarken ve sabahlarken Allah'ı arı tut.
- Öğle ve yatsı vaktinde, göklerde ve yerde, övgü Onadır.
- O ölüden diri çıkarır ve diriden ölü çıkarır, ölümünden sonra yeryüzünü O canlandırır. İşte siz de böyle çıkarılacaksınız.
- Sizi topraktan yaratması Onun belgelerindendir. Sonra, hemen birer beşer olup yeryüzüne yayılırsınız.
- İçinizden kendileriyle huzura kavuşacağınız eşler yaratıp, aranızda sevgi ve acıma var etmesi, O nun belgelerindendir. Doğrusu bunlarda andolsun iyice düşünen ulusa belgeler vardır.
- Gökleri ve yeri yaratması, dillerinizin ve renklerinizin değişik olması O nun belgelerindendir. Doğrusu bunlarda bilenlere belgeler vardır.
- Geceleyin uyumanız, gündüzün de bolluğundan rızık aramanız, Onun belgelerindendir. Doğrusu bunlarda andolsun dinleyen ulusa belgeler vardır.
- Size korku ve ümit veren şimşeği göstermesi, gökten su indirip ölümünden sonra yeri onunla diriltmesi, O nun belgelerindendir. Doğrusu bunlarda andolsun aklını kullanan ulusa belgeler vardır.
- Onun buyruğu ile göğün ve yerin ayakta durması, Onun belgelerindendir. Sonra sizi bir çağırmaya görsün, kabirlerinizden hemen çıkıver irsiniz.
- Göklerde ve yerde olanlar O nündür, hepsi Ona boyun eğmiştir.
- Yaratmaya başlayan, sonra onu tekrar eden O’dur. Bu O'na daha kolaydır. Göklerde ve yerde olan en üstün örnek O'nundur. O, güçlüdür, bilgedir.
- Allah size kendinizden bir örnek vermektedir: Yönetiminizde olanların, size verdiğimiz rızıkta ortak olup, birbirinizi saydığınız gibi onları da kendinize ortak sayar mısınız? Aklını kullanan ulusa ilkeleri böyle uzun uzadıya açıklarız.
- Hayır! Haksızlık edenler, bilmeden kendi heveslerine uymuşlardır. Allah'ın saptırdığı kimseleri kim yola getirebilir? Onların yardımcıları da yoktur.
- Gerçeğe yönelerek, Allah'ın insanları üzerinde yarattığı doğa dinine yüzünü çevir. Zira Allah'ın yaratışında değişme yoktur. İşte, dosdoğru din budur, ancak insanların çoğu bilmezler.
- 31-32 O'na yönelerek, O'na karşı saygılı olunuz, namaz kılınız; dinlerinde ayrılığa düşüp bölük bölük olan ve her bir bölüğün de kendilerinde olanla sevindiği ortak koşanlardan olmayınız.
- 31-32 O'na yönelerek, O'na karşı saygılı olunuz, namaz kılınız; dinlerinde ayrılığa düşüp bölük bölük olan ve her bir bölüğün de kendilerinde olanla sevindiği ortak koşanlardan olmayınız.
- 33-34 İnsanlar bir darlığa uğrayınca Rablerine dönerek Ona yalvarırlar, sonra Allah, katından onlara bir acıma tattırınca, içlerinden bir kısmı kendilerine verdiklerimizi inkâr ederek Rablerine eş koşarlar. O halde zevklenin, yakında bileceksiniz.
- 33-34 İnsanlar bir darlığa uğrayınca Rablerine dönerek Ona yalvarırlar, sonra Allah, katından onlara bir acıma tattırınca, içlerinden bir kısmı kendilerine verdiklerimizi inkâr ederek Rablerine eş koşarlar. O halde zevklenin, yakında bileceksiniz.
- Yoksa onlara ortak koşmalarını söyleyen bir delil mi indirdik?
- İnsanlara bir acıma tattırdığımız zaman, ona sevinirler, ama yaptıklarından ötürü başlarına bir kötülük gelirse hemen umutsuz oluverirler.
- Allah'ın rızkı dilediğine yaydığını ve ölçüyle verdiğini görmezler mi? Doğrusu, bunda inanan ulusa belgeler vardır.
- Yakınlığı olana, yoksula, yolda kalmışa hakkını ver. Allah'ın rızasını dileyenler için bu daha hayırlıdır. İşte, bunlar başarıya ulaşanlardır.
- İnsanların mallarında artış olsun diye verdiğiniz herhangi bir artı olan Allah katında artmaz; fakat, Allah'ın rızasını dileyerek verdiğiniz herhangi bir zekat ise, işte, onu verenler karşılığını kat kat artıranlardır.
- Sizi yaratan, sonra rızıklandıran, sonra öldürecek, daha sonra da diriltecek olan Allah'tır. O'na koştuğunuz ortaklarınızdan böyle bir şey yapan var mıdır? Allah onların ortak koştukları şeylerden uzak ve yücedir.
- İnsanların elleriyle işledikleri yüzünden karada ve denizde bozgun çıkar; Allah da belki dönerler diye, yaptıklarının bir kısmını kendilerine tattırır.
- De ki: "Yeryüzünde dolaşın öncekilerin sonunun nasıl olduğunu görün!" Onların çoğu ortak koşanlardı.
- Artık, önlenemez gün Allah’tan gelmeden önce kendini dosdoğru dine yönelt. O gün bölük pörçük olacaklardır.
- Kim inkâr ederse, inkârı kendi aleyhine olur. Yararlı iş işleyen kimse, kendisi için rahat bir yer hazırlamış olur.
- Çünkü, Allah inanan ve yararlı işler işleyenlere bolluğundan karşılık verecektir. Doğrusu, O, inkârcıları sevmez.
- Rüzgarları müjdeciler olarak göndermesi, size merhametini tattırması, buyruğu ile gemileri yürütmesi, bolluğundan rızık istemeniz, O’nun belgelerindendir. Belki şükredersiniz.
- Senden önce, birçok elçileri uluslarına gönderdik, onlara belgeler getirdiler, suç işleyenlerin cezasını verdik. İnananlara yardım etmek Bize görev olmuştur.
- Rüzgârları gönderip bulutları yürüten, onları gökte dilediği gibi yayan ve onları parça parça ayıran Allah’tır. Artık sen de aralarından yağmurun boşandığını görürsün. Allah onu kullarından dilediğine uğratınca hemen sevinirler.
- Oysa daha önceden, kendilerine yağmur indirilmesinden ümitlerini kesmişlerdi.
- Allah’ın acımasının ürünlerine bir bak; yeryüzünü ölümünden sonra nasıl diriltiyor? Doğrusu, O ölüleri diriltir, O’nun her şeye gücü yeter.
- Eğer bir rüzgar göndersek de onu sararmış görseler hemen nankörlüğe başlarlar.
- Doğrusu, sen ölülere işittiremezsin; dönüp giden sağırlara da çağrıyı duyuramazsın.
- Körleri sapıklıklarından vazgeçirip doğru yola döndüremezsin, ancak ilkelerimize inananlara duyurabilirsin; işte onlar içtenlikle doğruya boyun eğenlerdir.
- Sizi güçsüz olarak yaratan, güçsüzlükten sonra kuvvetli kılan, sonra da kuvvetliliğin ardından güçsüz ve ak saçlı yapan Allah'tır. O dilediğini yaratır. Bilendir, kudretli olandır.
- Saat kurulduğu gün suçlular sadece çok kısa bir süre kalmış olduklarına yemin ederler. Böylece döndürülürler.
- Kendilerine ilim ve iman verilenler "Andolsun ki, siz Allah'ın kitabında yazılan dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bu, dirilme günüdür, ancak sizler anlamıyordunuz" derler.
- Haksızlık edenlerin, o gün özür beyan etmeleri fayda vermez; kendilerinden de artık özür dilemeleri istenmez.
- Andolsun, bu Kur 'anda insanlar için her türlü örneği vermişizdir. Andolsun, eğer sen onlara bir belge getirmiş olsan, inkâr edenler "Siz ancak saçmalıyorsunuz" derler.
- Allah, bilmeyenlerin kalplerine işte böylece mühür basar.
- Dayan, doğrusu Allah'ın sözü gerçektir. Kesinkes bilmeyenlerin seni hafife almalarına fırsat verme.