Kalem Suresi

68 - Kalem Suresi Mehmet Okuyan meali ve tefsiri. 52 ayettir.

Rahmân, Rahîm olan Allah’ın adıyla.

  1. Nûn.[1] Kaleme ve satır satır yazdıklarına yemin olsun.

    1) Mukatta‘a harfleri hakkında bilgi için bkz. Bakara 2:1, dipnot 1.

  2. Rabbinin nimeti sayesinde sen asla cinlenmiş değilsin.

  3. Şüphesiz ki senin için başa kakılmayan (kesintisiz) bir ödül vardır.

  4. Sen elbette yüce bir ahlak üzeresin.

  5. (5, 6) Hanginizin fitneye düştüğünü ileride sen de göreceksin, onlar da görecekler.

  6. (5, 6) Hanginizin fitneye düştüğünü ileride sen de göreceksin, onlar da görecekler.

  7. Şüphesiz ki Rabbin -evet yalnızca O- kendi yolundan kimin saptığını iyi bilendir ve O kimlerin doğru yola ulaştırıldığını iyi bilendir.[1]

    1) Benzer mesajlar: En‘âm 6:117; Nahl 16:125; Kasas 28:56, 85; Necm 53:30.

  8. (Gerçeği) yalanlayanlara itaat etme!

  9. Onlar senin (kendilerine) yumuşak davranmanı isterler ki kendileri de (sana) yumuşak davransınlar.

  10. (10, 11, 12, 13) Sürekli (yalan yere) yemin edip duranlara, aşağılıklara, (herkesi) kötüleyenlere, söz götürüp getirenlere, iyiliğe engel olanlara, saldırganlara, günaha gömülenlere, kaba olanlara, ardından da kötülükle damgalı olanlara itaat etme![1]

    1) Bu ayetlerde sayılan bütün bu özellikler kimlerde varsa onlara itaat edilmemesi emredilmektedir. 

  11. (10, 11, 12, 13) Sürekli (yalan yere) yemin edip duranlara, aşağılıklara, (herkesi) kötüleyenlere, söz götürüp getirenlere, iyiliğe engel olanlara, saldırganlara, günaha gömülenlere, kaba olanlara, ardından da kötülükle damgalı olanlara itaat etme![1]

    1) Bu ayetlerde sayılan bütün bu özellikler kimlerde varsa onlara itaat edilmemesi emredilmektedir. 

  12. (10, 11, 12, 13) Sürekli (yalan yere) yemin edip duranlara, aşağılıklara, (herkesi) kötüleyenlere, söz götürüp getirenlere, iyiliğe engel olanlara, saldırganlara, günaha gömülenlere, kaba olanlara, ardından da kötülükle damgalı olanlara itaat etme![1]

    1) Bu ayetlerde sayılan bütün bu özellikler kimlerde varsa onlara itaat edilmemesi emredilmektedir. 

  13. (10, 11, 12, 13) Sürekli (yalan yere) yemin edip duranlara, aşağılıklara, (herkesi) kötüleyenlere, söz götürüp getirenlere, iyiliğe engel olanlara, saldırganlara, günaha gömülenlere, kaba olanlara, ardından da kötülükle damgalı olanlara itaat etme![1]

    1) Bu ayetlerde sayılan bütün bu özellikler kimlerde varsa onlara itaat edilmemesi emredilmektedir. 

  14. Malı ve çocukları var diye (şımardığından),

  15. Ona ayetlerimiz tilavet edildiği (okunup aktarıldığı) zaman "Öncekilerin masalları!" der.[1]

    1) Benzer mesajlar: En‘âm 6:25; Enfâl 8:31; Nahl 16:24; Mü'minûn 23:83; Furkân 25:5; Neml 27:68; Ahkâf 46:17; Mutaffifîn 83:13.

  16. (Buna karşılık), ileride onun burnunu sürteceğiz.

  17. (17, 18) Şüphesiz ki biz, bahçe sahiplerini denediğimiz gibi onları da denemiştik. Hani o (bahçe sahipleri) bahçeyi kesin olarak sabah hasat edeceklerine yemin etmişlerdi; istisna etmemişler(di).[1]

    1) Burada sözü edilen "istisna etmemek" ifadesi "fakirlerin payını ayırmamak" veya "[inşallah] (Allah dilerse)" dememektir.

  18. (17, 18) Şüphesiz ki biz, bahçe sahiplerini denediğimiz gibi onları da denemiştik. Hani o (bahçe sahipleri) bahçeyi kesin olarak sabah hasat edeceklerine yemin etmişlerdi; istisna etmemişler(di).[1]

    1) Burada sözü edilen "istisna etmemek" ifadesi "fakirlerin payını ayırmamak" veya "[inşallah] (Allah dilerse)" dememektir.

  19. Onlar uykudayken, Rabbinden (gelen) kuşatıcı bir afet orayı sarmıştı.

  20. (Bahçe) hasat edilmiş gibi (bomboş) olmuştu.

  21. Sabah olurken birbirlerine şöyle seslenmişlerdi:

  22. "Hasat etmek istiyorsanız, erkenden arazinize (bahçenize) gidin!"

  23. (23, 24) (Bahçe sahipleri "Keşke) bugün yanınıza sokulmak üzere bahçeye hiçbir yoksul girmese!" (dileğiyle) fısıldaşarak yürüyorlardı.

  24. (23, 24) (Bahçe sahipleri "Keşke) bugün yanınıza sokulmak üzere bahçeye hiçbir yoksul girmese!" (dileğiyle) fısıldaşarak yürüyorlardı.

  25. Her şeye güçleri yetermiş (gibi) çok erken davranıp (bahçeye gelmişlerdi).

  26. Fakat bahçeyi gördüklerinde "Biz (herhâlde) yolumuzu şaşırdık!" demişlerdi.

  27. "(Hayır)! Aksine biz mahrum bırakıldık!"[1] (diye sızlanmışlardı).

    1) Benzer mesaj: Vâkı‘a 56:67.

  28. İçlerinden en makul olanı "Ben sizi ‘Tesbih etsenize!' diye uyarmamış mıydım?" demişti.

  29. (Onlar) "Rabbimiz yücedir! Doğrusu biz (kendimize) yazık etmişiz!" demişlerdi.

  30. Birbirlerini kınamaya başlamışlardı.

  31. (Şunu) demişlerdi: "Eyvah, yazıklar olsun bize! Biz azgın kişilermişiz.

  32. Belki Rabbimiz bize (yok olan bahçemizin) yerine daha iyisini verir. Şüphesiz ki biz (artık) sadece Rabbimize yönelenleriz."

  33. İşte (dünya) azabı böyledir. Ahiret azabı ise elbette daha büyüktür. Keşke bilselerdi!

  34. Şüphesiz ki muttakîler (duyarlı olanlar) için Rableri katında nimetleri bol cennetler vardır.

  35. (Allah'a) teslimiyet gösterenleri suçlularla bir mi tutacağız!

    1) Benzer mesajlar: Yûnus 10:35; Sâffât 37:154.

  36. Ne oluyor size? Nasıl (böyle) hükmediyorsunuz?[1]

    1) Benzer mesajlar: Yûnus 10:35; Sâffât 37:154.

  37. (37, 38) Yoksa içinde beğendiğiniz her şeyin bulunduğu bir kitabınız var da onda(n) mı okuyorsunuz!

  38. (37, 38) Yoksa içinde beğendiğiniz her şeyin bulunduğu bir kitabınız var da onda(n) mı okuyorsunuz!

  39. Yoksa vereceğiniz her hükmün lehinize olacağına dair kıyamet gününe kadar geçerli aleyhimizde yeminler mi var (biz size böyle sözler mi verdik)!

  40. Buna (bu iddiaya) hangilerinin kefil olabileceğini kendilerine sor!

  41. Yoksa (kendilerini destekleyen) ortaklar(ı) mı var! Sözlerinde doğru iseler, ortaklarını getirsinler!

  42. O gün, bacaktan açılacak (işler zorlaşacak)[1] ve secdeye davet edileceklerdir fakat (buna) güç yetiremeyeceklerdir.

    1) Bu ifade bir deyimdir ve işlerin aşırı derecede zorlaşacağı anlamını içermektedir.

  43. Kendilerini aşağılanma kaplamış olarak gözleri (sıkıntıdan) yıkılmış bir hâlde (olacaktır).[1] (Oysa) onlar, sağlamken secde etmeye davet edilmişlerdi.

    1) Benzer mesaj: Me‘âric 70:44.

  44. Bu sözü (Kur'an'ı) yalanlayanı bana bırak![1] Biz onları bilemedikleri bir şekilde yavaş yavaş helake sürükleyeceğiz.

    1) Benzer mesajlar: Müzzemmil 73:11; Müddessir 74:11.

  45. Onlara zaman tanıyorum. Şüphesiz ki benim tuzağım (ince planım) çok sağlamdır.[1]

    1) Benzer mesajlar: A‘râf 7:182-183; Müzzemmil 73:11; Târık 86:17.

  46. Yoksa sen onlardan bir ücret istiyorsun da borç yüzünden ağır bir yük altında mı kalıyorlar?

  47. Yoksa gayb (bilinemeyen şeyler) yanlarında da (ondan) mı yazıyorlar?[1]

    1) Benzer mesajlar: Tûr 52:40-41.

  48. Sen Rabbinin hükmüne sabret! Balık sahibi (Yunus) gibi olma! Hani o, üzüntülü bir hâlde (Rabbine) seslenmişti.

  49. Rabbinden ona bir nimet yetişmemiş olsaydı mutlaka kınanmış (bir hâlde) ıssız bir sahile atılacaktı.

  50. Rabbi onu (peygamber olarak) seçmişti ve kendisini iyilerden kılmıştı.[1]

    1) Benzer mesajlar: Enbiyâ 21:87; Sâffât 37:139-142.

  51. Kâfir olanlar zikr'i (Kur'an'ı) duydukları zaman neredeyse seni gözleriyle devirecekler(di). "Şüphesiz ki o cinlenmiştir!" diyorlar.

  52. Halbuki o (Kur'an), ancak âlemler için (gerçeği) hatırla(t)madır.[1]

    1) Burada vahye düşmanlığın Hz. Muhammed'e öfkeye dönüştüğü anlatılmaktadır. Konu "nazar"la ilgili değildir.