Cin Suresi

Mustafa Cemil Kılıç Meali

Esirgeyen, Bağışlayan Allah'ın Adıyla...

  1. De ki; "Bana bildirildiğine göre, cinlerden bir topluluk dinleyip şöyle söylemiştir: Biz ilgi çekici bir Kuran işittik."
  2. "O, doğru yolu gösteriyor. Biz ona inandık. Rabbimize hiç kimseyi ortak koşmayacağız."
  3. "Rabbimizin şanı çok yücedir. O, eş ve çocuk edinmemiştir."
  4. "Meğer bizim beyinsizlerimiz, Allah'a ilişkin yalan yanlış şeyler söylüyormuş."
  5. "Oysaki, biz, insanların ve cinlerin Allah'a karşı kesinlikle yalan söylemeyeceklerini sanmıştık."
  6. "Doğrusu insanlardan bazı kimseler cinlerden bazı kimselere sığınıyorlardı da onların taşkınlıklarını artırıyorlardı."
  7. "Onlar da, sizin sandığınız gibi, Allah'ın kimseyi diriltmeyeceğini sanıyorlardı."
  8. "Doğrusu biz; göğü yokladık da, onu sert bekçiler ve alevlerle doldurulmuş olarak bulduk."
  9. "Gerçek şu ki, biz göğün bazı yerlerinde dinlemek için otururduk. Fakat şimdi her kim dinleyecek olursa kendini gözetleyen parlak bir alev buluyor."
  10. "Doğrusu biz bilmiyoruz; yeryüzünde onlara kötülük mü dilenmiştir, yoksa rableri onlara iyilik mi dilemiştir?"
  11. "Gerçek şu ki, içimizde iyi kimseler de var, iyi olmayanlar da. Biz de bölük bölük olup çeşitli yollar tutmuşuzdur."
  12. "Biz iyice anladık ki, yeryüzünde Allah'tan kaçamayız. Kaçarak ondan kurtulamayız."
  13. "Biz ki, doğru yolu gösteren o Kur'an'ı işitir işitmez ona inandık. Rabbine inanan kimse ne ödülünün eksilmesinden korkar, ne de haksızlığa uğramaktan kaygı duyar."
  14. "İçimizde Müslüman olanlar da var, hak yoldan ayrılanlar da. Müslüman olarak Hakk'a teslim olanlar, doğru yolu arayıp bulmuş olanlardır."
  15. "Hak yoldan ayrılanlar ise Cehenneme odun olacaklardır."
  16. Eğer onlar doğru yolda yürüselerdi, biz onlara bol bol yağmurlarla yaşamlık verirdik.
  17. Bununla onları denerdik. Kim rabbinin uyarısına sırtını dönerse, Allah onu çok ağır bir azaba uğratır.
  18. Secdelikler kuşkusuz Allah içindir. Öyleyse orada Allah ile birlikte bir başkasına sakın yakarmayın.
  19. Allah'ın kulu, ona ibadet için ayağa kalktığında onlar az kalsın üzerine çullanacaklardı.
  20. De ki; "Ben yalnızca rabbime yalvarır, ona kulluk ederim ve ona kimseyi ortak koşmam."
  21. De ki; "Benim size bir zarar vermeye de iyilik etmeye de gücüm yetmez."
  22. De ki; "Allah'ın cezasından beni hiç kimse kurtaramaz. Benim onun dışında sığınacak yerim de yoktur."
  23. "Benim görevim, Allah'ın katından gönderilenleri bildirmekten ibarettir. Kim Allah'a ve elçisine karşı gelirse, onun için, sürekli içinde kalmak üzere Cehennem ateşi vardır."
  24. Sonunda onlar, geleceği kendilerine bildirilen şeyi gördükleri zaman, yardımcı olmak bakımından kim daha zayıfmış ve sayı bakımından kim daha azmış artık öğrenmiş olacaklardır.
  25. De ki; "Size geleceği bildirilen şey yakın mıdır yoksa rabbim onun için uzun bir süre mi koymuştur, ben bunu bilemem."
  26. O bütün görülmeyenleri bilir. Hiç kimseye gizli bilgisini açmaz.
  27. Ancak seçtiği Tanrı elçileri bunun dışındadır. Fakat onların da önüne ve arkasına bekçiler koyar.
  28. Böylece o elçilerin, rablerinin gönderdiklerini insanlara gereğince duyurup duyurmadıklarını belirlemeyi diler. O ki, onların durumlarını ve tutumlarını bilgisi ile kuşatmış, her şeyi bir bir sayıp kaydetmiştir.