Mearic Suresi
Mustafa Cemil Kılıç Meali
Esirgeyen, Bağışlayan Allah'ın Adıyla...
- İsteyen birisi, inecek azabı istedi.
- O, inkarcılar içindir ve onu engelleyecek yoktur.
- O, yükselme derecelerinin sahibi olan Tanrı katından gelecekYÜKSELME
- Melekler ve Ruh, süresi elli bin yıl olan bir günde ona yükselirler.
- Öyleyse sen artık güzel bir biçimde sabret.
- Onlar onu çok uzak görüyorlar.
- Biz ise onu çok yakın görüyoruz.
- O gün, gök erimiş maden gibi olacaktır.
- Dağlar da atılmış yün gibi olacaktır.
- O gün, dost dostun halini sormaz.
- Onlar birbirlerine gösterilirler. Suçlular o günün azabından kurtulmak için oğullarını kurtulmalık olarak vermek ister.
- Eşini ve kardeşini de vermek ister.
- Kendisine dünyada iken kol kanat geren tüm yakınlarını da vermek ister.
- Hatta yeryüzünde bulunan herkesi vermek ister ki kendini kurtarabilsin.
- Hayır, kuşku yok ki, Cehennem alev alev yanan bir ateştir.
- O ki, derileri kavurup soyar.
- Sırtını dönüp gideni kendine çağırır.
- Mal toplayıp yığan kimseyi de çağırır.
- Doğrusu insan aç gözlü yaratılmıştır.
- Başına bir kötülük gelince umutsuzluğa düşer.
- Kendisine bir iyilik ulaştığında ise cimrilik eder.
- İçtenlikle Tanrı ya yakarışta bulunanlar bunun dışındadır.
- Onlar ki yakarışlarını sürekli olarak yaparlar.
- Onların mallarında belli bir pay vardır.
- O pay, yoksul ve yoksun olanlar içindir.
- Onlar yargı gününün gerçekliğine inanırlar.
- Ve onlar ki rablerinin azabından çekinirler.
- Çünkü rablerinin azabına karşı kimse güvende olamaz.
- Onlar, ayıp yerlerini de günahtan korurlar.
- Ancak eşleri ve halayıkları günah kapsamının dışındadır. Onlar bundan dolayı kınanmazlar.
- Fakat kim bunun ötesine geçmek isterse, işte onlar sınırı aşmış olanlardır.
- Onlar, kendilerine verilen emanetleri ve verdikleri sözleri gözetirler.
- Onlar, tanıklıklarını dosdoğru yaparlar.
- Onlar, Tanrıya içtenlikle yakarışta bulunmaya da özen gösterirler.
- İşte onlar, cennetler içinde ağırlanacak olanlardır.
- Öyleyse şimdi inkarcılara ne oluyor da senin önünde koşuşuyorlar?
- Sağında ve solunda bölük bölük oluyorlar?
- Yoksa onlar nimetlerle dolu cennetlere konulacaklarını mı umuyorlar?
- Hayır, kesinlikle ummasınlar. Biz onları da o bildikleri şeyden yarattık.
- Doğuların ve batıların rabbine ant içerim ki, bizim her şeye gücümüz yeter.
- Biz onların yerine onlardan daha iyilerini getirebiliriz. Hiç kimse bize engel olamaz.
- Öyleyse sen şimdi onları kendi hallerine bırak. Kendilerine söz verilen gün gelinceye kadar dalıp oyalansınlar.
- O gün onlar, dikili taşlara koşar gibi kabirlerinden koşarak çıkarlar.
- Gözleri korkudan aşağı düşmüş halde onları bir aşağılanma sarıverir. İşte bu, onlara, geleceği söz verilen gündür.