Müdessir Suresi
Mustafa Cemil Kılıç Meali
Esirgeyen, Bağışlayan Allah'ın Adıyla...
- Ey örtüsüne bürünüp sarman elçim,
- Kalk ve insanları uyar.
- Yalnızca rabbini büyük tanı.
- Giysini temiz tut.
- Kötü şeyleri terk et.
- Yaptığın iyiliği çok görerek başa kakma.
- Rabbinin rızasına ulaşmak için dirençli ol.
- Boruya üflendiği zaman,
- İşte o gün zorlu bir gündür.
- İnkarcılar için hiç kolay değildir.
- Kendisini tek olarak yarattığım o kişiyi sen bana bırak.
- Ki ben ona bol bir zenginlik verdim.
- Göz önünde duran oğullar verdim.
- Sayısız imkan ve fırsatları önüne serdim.
- O daha da vermemi bekliyor.
- Hayır, çünkü o ayetlerimize karşı inatçılık etti.
- Ben onu dik bir yokuşa süreceğim.
- Çünkü o kendince düşündü, ölçüp biçti.
- Canı çıkasıca, nasıl da ölçüp biçti.
- Sonra yine canı çıkasıca nasıl da ölçüp biçti.
- Sonra baktı.
- Sonra kaşlarını çattı ve yüzünü ekşitti.
- Sonra arkasına dönüp büyüklük tasladı.
- "Bu Kur'an, yalnızca aktarılarak öğrenilen bir büyüdür!" dedi.
- Yine, "Bu, insan sözünden başka bir şey değildir!" dedi.
- Ben onu yakında yakıcı bir ateşe atacağım.
- Yakıcı ateşin ne olduğunu sen nerden bileceksin?
- O, yakıp tüketir ve geriye bir şey bırakmaz.
- İnsanların derilerini yakıp kavurur.
- Üzerinde on dokuz görevli vardır.
- Biz Cehennem görevlilerini meleklerden seçtik. Onların sayısını da inkarcılar için bir sınanma aracı yaptık ki, kendilerine kitap verilenler iyice inansın; inananların inancı artsın. Kendilerine kitap verilenler ile inananlar kuşkuya düşmesin. Kalplerinde hastalık bulunanlar ile inkarcılar da; "Bu örnekle Allah ne anlatmak istedi?" deyiversin. Allah dilediğini böyle saptırır, dilediğini de doğru yola iletir. Rabbinin ordularını ondan başkası bilemez. Bu, insan için yalnızca bir öğüttür.
- Aya andolsun ki, kesinlikle iş onların sandığı gibi değil.
- Dönüp giden geceye de andolsun.
- Ağarmaya başladığında sabaha da andolsun.
- Ki o büyük gerçeklerden biridir.
- İnsanlar için bir uyarıcıdır.
- İleri veya geri gitmek durumunda olanlar için bir uyarıdır.
- Herkes yaptıklarının tutsağıdır.
- Ancak defteri sağdan verilenler başkadır.
- Onlar cennetler içindedirler ve bir şeyler sorarlar.
- Sordukları soruları, suçlulara yöneliktir.
- "Sizi yakıcı ateşe sürükleyen nedir?"
- Derler ki; "Biz Tanrı ya yakarışta bulunanlardan değildik."
- "Yoksulları doyurmaz ve onlara yardım etmezdik."
- "Boş işlerle uğraşan kişilerle birlikte biz de boş şeylere dalıp giderdik."
- "Yargı gününü yalanlardık."
- "Sonunda kesin bilgi ve ölüm bize ulaştı."
- Artık kayırmacıların kayırması onlara bir yarar sağlamaz.
- Onlara ne oluyor ki Tanrının öğüdüne karşı sırtlarını dönüyorlar?
- Onlar sanki sağa sola kaçışan yaban eşekleri gibidir.
- Tıpkı aslandan kaçıyor gibidirler.
- İstiyorlar ki, her birine ayrı ayrı özel sayfalar dağıtılsın.
- Doğrusu, onlar ahiretten korkmuyorlar.
- Gerçek şu ki, bu bir uyarıdır.
- Kim isterse, ondan öğüt alır.
- Bununla birlikte Allah dilemedikçe kimse öğüt alamaz. Allah, kendisinden sakınılmaya değer olandır. Ve günahları bağışlayacak olan da odur.