Zariyat Suresi

Mustafa Cemil Kılıç Meali

Esirgeyen, Bağışlayan Allah'ın Adıyla...

  1. O savurdukça savuran rüzgarlara andolsun!
  2. Yükünü yüklenmiş bulutlara andolsun!
  3. Kolayca akıp giden gemilere andolsun!
  4. İşleri bölüştüren meleklere andolsun!
  5. Kuşku yok ki size söz verilen şey kesinlikle doğrudur.
  6. Yargı günü elbette ki gerçekleşecektir.
  7. Kıvrımlı yolları olan gökyüzüne de andolsun.
  8. Doğrusu siz çelişkili sözler içerisindesiniz.
  9. Ancak aldatılanlar o büyük gerçekten döndürülüyor.
  10. Kahrolsun o yalancılar!
  11. Çünkü onlar bilgisizlik içindedirler.
  12. "Yargı günü ne zaman?" diye sorarlar.
  13. O gün onların ateş üstünde kavrulacakları gündür.
  14. Cezanızı tadın. Çabucak gelmesini istediğiniz şey işte budur.
  15. Allah'tan sakınanlar ise Cennet bahçelerinde ve pınar başlarındadır.
  16. Rablerinin kendilerine verdiklerini almışlardır. Çünkü onlar dünyada iken iyi kimseler idiler.
  17. Geceleri pek az uyurlardı.
  18. Seher vakitlerinde bağışlanma dilerlerdi.
  19. Onların mallarında isteyen ihtiyaç sahipleri için de bir pay vardı.
  20. Kesin olarak inanacak kimseler için yeryüzünde nice ibretler vardır.
  21. Kendi canlarınızda da nice ibretler vardır. Yine de görmez misiniz?
  22. Gökte, yaşamlık ve size söz verilen başka şeyler vardır.
  23. Göğün ve yerin rabbine andolsun ki, sizin konuşmanız nasıl bir gerçek ise, bu da öylece bir gerçektir.
  24. İbrahim'in değerli konuklarının haberi sana geldi mi?
  25. Hani yanına girdiklerinde, "Esenlik olsun!" demişlerdi. O da "Tanımadığım kimseler, size de esenlik olsun!" demişti.
  26. Sonra ailesinin yanma varmış, besili bir buzağıyla dönmüştü.
  27. Onu onların önüne sürüp, "Yemez misiniz?" demişti.
  28. Onlardan ötürü içine bir korku düşmüştü. "Korkma!" dediler ve ona bilgin bir oğlan çocuğu müjdelediler.
  29. Karısı hayretle seslenerek geldi. Elini yüzüne çarparak: "Ben kısır bir kocakarıyım!" dedi.
  30. Dediler ki; "Rabbin böyle buyurdu. Gerçek şu ki o, erdemli bilginin kaynağı olup her şeyi gereğince bilendir."
  31. İbrahim onlara; "Amacınız nedir, ey elçiler?" diye sormuştu.
  32. Dediler ki; "Biz suçlu bir topluma gönderildik."
  33. "Üzerlerine balçıktan yapılmış taşlar atacağız."
  34. "O taşlar, rabbinin katında sınırı aşanlar için damgalanmıştır."
  35. Sonra, orada inananlardan kim varsa hepsini çıkardık.
  36. Zaten orada bir evin dışında hiçbir Müslüman bulunmuyordu.
  37. Biz orada, acı bir azaptan korkan kimseler için bir ibret işareti bıraktık.
  38. Apaçık bir kanıt ile Firavuna gönderdiğimiz Musa'da da ibretler vardır.
  39. Firavun ise ordusuyla birlikte yüz çevirdi ve; "Bu ya büyücü, ya da delinin biridir!" dedi.
  40. Bunun üzerine, onu da ordusunu da yakalayıp denizin ortasına attık. Bu sırada o kendi kendini suçlayıp duruyordu.
  41. Ad toplumunda da ibretler vardır. Üzerlerine korkunç bir rüzgar göndermiştik.
  42. Bir rüzgar ki, dokunduğu her şeyi toza çeviriyordu.
  43. Semud toplumunda da ibretler vardır. Onlara; "Belli bir süreye kadar dünyadan yararlanın!" denmişti.
  44. Fakat rablerinin buyruğuna karşı geldiler. Bu yüzden, bakıp dururlarken onları bir yıldırım çarpıverdi.
  45. Ne kalkıp kaçabildiler ne de onlara yardım eden oldu.
  46. Daha önce de Nuh halkını batırmıştık. Çünkü onlar da doğruluktan ayrılmış bir topluluktu.
  47. Göğü kendi gücümüzle biz kurduk ve biz onu genişletmekteyiz.
  48. Yeryüzünü de biz döşedik. Biz ne güzel döşeyiciyizdir.
  49. Biz her şeyden çift çift yarattık. Umulur ki, iyice düşünürsünüz.
  50. O halde Allah'a koşun. Çünkü ben, size onun katından gelen apaçık bir uyarıcıyım.
  51. Allah ile birlikte başka bir ilah edinmeyin. Çünkü ben size onun katından gelen apaçık bir uyarıcıyım.
  52. İşte böyle, onlardan öncekilere her ne zaman bir elçi geldiyse, "Bu, bir büyücüdür!" veya "Bu bir delidir!" derlerdi.
  53. Yoksa birbirlerine akıl mı verdiler? Hayır, doğrusu onlar azgın bir topluluktur.
  54. Öyleyse sen onlardan artık yüz çevir. Çünkü sen kınanacak değilsin.
  55. Ama yine de öğüt ver. Çünkü öğüt vermek inananlar için yararlıdır.
  56. Ben cinleri ve insanları ancak bana kulluk etmeleri için yarattım.
  57. Ben onlardan bir yaşamlık istemiyorum. Beni doyurmalarını da istemiyorum.
  58. Kuşku yok ki, yaşamlık veren, güç sahibi ve sağlam olan yalnızca Allah'tır.
  59. Şu bir gerçek ki, bu zulmedenlerin, tıpkı önceki arkadaşlarının günahları gibi günahları vardır. O halde acele etmesinler.
  60. Kendilerine söz verilen günün azabından dolayı o inkarcılara yazıklar olsun.