Hicr
15- HİCR Suresi Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali
(Mekke döneminde indirilmiştir. 99 âyettir.)
Rahmeti sonsuz ve sürekli olan Allah'ın adıyla
- Elif, lam, râ. Bunlar Kitab'ın ve apaçık Kur'an'ın ayetleridir.
- Bir zaman gelecek ki kâfirler: "Keşke Allah'a teslim olsaydık" diyecekler.
- Bırak onları, yesinler, eğlensinler; emel onları aldatıp oyalasın. Nasıl olsa yakında gerçeği anlayacaklar.
- Çünkü Biz hiçbir toplumu ilahi kelamdan haberdar kılmadıkça yok etmedik.
- Bir toplum kendisi için belirlenmiş süreyi ne öne alabilir, ne de geciktirebilir.
- Dediler ki: "Ey kendisine zikir indirilen! Sen düpedüz delisin."
- "Eğer söylediklerin doğruysa, bize gökten melekler indir!"
- Biz melekleri ancak gerektiğinde göndeririz, o zaman onlara mühlet de verilmez.
- Zikri Biz indirdik, onu koruyacak olan da Biziz.
- Gerçek şu ki, senden önce de bir çok topluma elçiler gönderdik.
- Ama onlar, kendilerine gelen her elçiyle alay etti.
- (12-13) Biz o alaycı tutumu, günahkarların beynine öyle yerleştiririz ki, öncekilerin başına gelenleri bildikleri halde ona inanmazlar.
- (12-13) Biz o alaycı tutumu, günahkarların beynine öyle yerleştiririz ki, öncekilerin başına gelenleri bildikleri halde ona inanmazlar.
- (14-15) Onlara gökten bir kapı açsaydık da oraya çıkmaya koyulsalardı, "Ya hayal görüyoruz ya da büyülendik" derlerdi.
- (14-15) Onlara gökten bir kapı açsaydık da oraya çıkmaya koyulsalardı, "Ya hayal görüyoruz ya da büyülendik" derlerdi.
- (16-17) Gerçek şu ki gökyüzünde burçlar var ettik, onları seyredenler için süsledik ve kovulmuş şeytanlara karşı koruduk.
- (16-17) Gerçek şu ki gökyüzünde burçlar var ettik, onları seyredenler için süsledik ve kovulmuş şeytanlara karşı koruduk.
- Öyle ki, göğün sırlarını çalmaya kalkışanı parlak bir ışık kovalar.
- Yeri yaşamaya elverişli duruma getirdik, üzerine yerinden oynamaz dağlar yerleştirdik ve orada bir ölçüye göre her türlü bitkiyi yetiştirdik.
- Orada hem sizin için, hem de rızkı size bağlı olmayan diğer canlılar için geçimlikler varettik.
- Çünkü her şeyin kaynağı Bizim katımızdadır. Ama Biz onları belli bir ölçüye göre indiririz.
- Yağmur yüklü bulutları sürükleyen yelleri estirip gökten yağmur indirerek su ihtiyacınızı karşılıyoruz. Yoksa siz onu elde edemezdiniz.
- Yaşatan da, öldüren de Biziz. Sonunda da her şey Bize kalacaktır.
- Muhakkak ki, sizden önce geçenleri de, sizden sonra gelecek olanları da biliyoruz.
- Doğrusu Rabbin, onların hepsini bir araya toplayacaktır. Çünkü O, hikmet sahibidir, her şeyi bilir.
- Gerçek şu ki, Biz insanı kokuşmuş çamurdan oluşan sert balçıktan yarattık.
- Cinleri de daha önce dumansız ateşten yaratmıştık.
- (28-29) Bir zamanlar Rabbin, meleklere: "Ben, kokuşmuş çamurdan oluşan sert balçıktan bir insan yaratacağım. Onu biçimlendirip ruhumdan üflediğimde ona boyun eğin" demişti.
- (28-29) Bir zamanlar Rabbin, meleklere: "Ben, kokuşmuş çamurdan oluşan sert balçıktan bir insan yaratacağım. Onu biçimlendirip ruhumdan üflediğimde ona boyun eğin" demişti.
- (30-31) İblis hâriç, bütün melekler boyun eğdiler. Ama o, boyun eğmekten kaçındı.
- (30-31) İblis hâriç, bütün melekler boyun eğdiler. Ama o, boyun eğmekten kaçındı.
- Allah: "Ey İblis! Sen niye boyun eğmiyorsun?" dedi.
- İblis: "Kokuşmuş çamurdan oluşan sert balçıktan yarattığın bir adama boyun eğmek bana yakışmaz" dedi.
- (34-35) Allah: "Öyleyse defol oradan, çünkü artık kovuldun. Hesap Günü'ne kadar lanetim üzerine olsun" dedi.
- (34-35) Allah: "Öyleyse defol oradan, çünkü artık kovuldun. Hesap Günü'ne kadar lanetim üzerine olsun" dedi.
- İblis: "Rabbim! Bana, Yeniden Dirilme Günü'ne kadar süre ver" dedi.
- (37-38) Allah: "Sana, bilinen Gün'e kadar süre verildi" dedi.
- (37-38) Allah: "Sana, bilinen Gün'e kadar süre verildi" dedi.
- (39-40) İblis: "Rabbim! Beni azdırmana karşılık, onlara dünyada yaptıklarını güzel göstereceğim; samimi kulların dışında, hepsini yoldan çıkaracağım" dedi.
- (39-40) İblis: "Rabbim! Beni azdırmana karşılık, onlara dünyada yaptıklarını güzel göstereceğim; samimi kulların dışında, hepsini yoldan çıkaracağım" dedi.
- (41-42) Allah: "Doğru yolu izleyen Bana ulaşır. Zaten senin, sana uyup yoldan çıkanlar dışında, kullarım üzerinde hiçbir etkinliğin yoktur" dedi.
- (41-42) Allah: "Doğru yolu izleyen Bana ulaşır. Zaten senin, sana uyup yoldan çıkanlar dışında, kullarım üzerinde hiçbir etkinliğin yoktur" dedi.
- (43-44) Onların hepsinin varacağı yer cehennemdir. Onun yedi kapısı vardır, her bölük ayrı bir kapıdan girer.
- (43-44) Onların hepsinin varacağı yer cehennemdir. Onun yedi kapısı vardır, her bölük ayrı bir kapıdan girer.
- Allah'a karşı gelmekten çekinenler ise, cennetlerde, pınar başlarındadır.
- Onlara: "Oraya esenlikle, güven içinde girin" denir.
- O zaman, içlerindeki kini çıkarıp atarız. Sedirler üzerinde kardeş gibi karşılıklı otururlar.
- Orada ne yorgunluk duyarlar, ne de oradan çıkarılırlar.
- (49-50) Kullarıma, çok bağışlayıcı ve çok merhametli olduğumu, ama azabımın da can yakıcı olduğunu bildir.
- (49-50) Kullarıma, çok bağışlayıcı ve çok merhametli olduğumu, ama azabımın da can yakıcı olduğunu bildir.
- Onlara, İbrahim'in konuklarını anlat.
- "Selam" diyerek onun yanına girdiler. İbrahim: "Biz sizden korkuyoruz" dedi.
- "Korkma, biz sana bilgin bir oğlun olacağını müjdelemeye geldik" dediler.
- İbrahim: "Ben yaşlanmış bir adamım. Beni neye dayanarak müjdeliyorsunuz?" dedi.
- "Sana mutlaka gerçekleşecek bir şeyi müjdeliyoruz. Sakın umutsuzluğa kapılma" dediler.
- (56-57) İbrahim: "Doğru yoldan sapanlardan başka kim Rabbinin rahmetinden umut keser?" diyerek, "Ey elçiler, göreviniz nedir?" diye sordu.
- (56-57) İbrahim: "Doğru yoldan sapanlardan başka kim Rabbinin rahmetinden umut keser?" diyerek, "Ey elçiler, göreviniz nedir?" diye sordu.
- (58-60) Elçiler: "Biz, günahkar bir toplumu yok etmek için gönderildik. Lut'un ailesini kurtaracağız, ancak, karısı geride kalarak helak olacak" dedi.
- (58-60) Elçiler: "Biz, günahkar bir toplumu yok etmek için gönderildik. Lut'un ailesini kurtaracağız, ancak, karısı geride kalarak helak olacak" dedi.
- (58-60) Elçiler: "Biz, günahkar bir toplumu yok etmek için gönderildik. Lut'un ailesini kurtaracağız, ancak, karısı geride kalarak helak olacak" dedi.
- (61-62) Elçiler Lut'un evine gelince: "Doğrusu siz, burada tanınmayan kimselersiniz" dedi.
- (61-62) Elçiler Lut'un evine gelince: "Doğrusu siz, burada tanınmayan kimselersiniz" dedi.
- Elçiler: "Evet öyle, ama biz sana onların kuşku duydukları azabı haber vermek için geldik."
- "Sana gerçeği getirdik; çünkü biz, doğru söylüyoruz."
- "Geceleyin bir ara aileni yola çıkar, sen de arkalarından git. Kimse arkasına bakmasın. Size söylenen yere gidin" dedi.
- Lût'a kesin olarak şunu bildirdik: "Sabah olmadan bunların kökü kesilecek."
- Şehir halkı sevinerek geldi,
- (68-69) Lut onlara: "Bunlar benim misafirim, beni utandırmayın. Allah'tan korkun, beni rezil etmeyin" dedi.
- (68-69) Lut onlara: "Bunlar benim misafirim, beni utandırmayın. Allah'tan korkun, beni rezil etmeyin" dedi.
- "Biz senin yabancılarla görüşmeni yasaklamadık mı?" dediler.
- Lût: "Evlenecekseniz, işte kızlarım" dedi.
- Ömrüne yemin olsun ki, onların şehvetten gözü dönmüştü, ona buna sarkıntılık edip duruyorlardı.
- Şafak sökerken korkunç bir gürültüye yakalandılar.
- Böylece oranın altını üstüne getirdik, üzerlerine taşlaşmış çamur yağdırdık.
- Doğrusu bunda, basiret sahiplerinin alacağı ibretler vardır.
- Çünkü bu şehrin kalıntıları, hâlâ işlek bir yol üzerinde durmaktadır.
- Doğrusu iman edenlerin bundan çıkaracağı dersler vardır.
- Eyke halkı da zalim kimselerdi.
- Bu yüzden onları da cezalandırdık. Her iki şehrin harabeleri de işlek bir yol üzerinde durmaktadır.
- (80-81) Hicr halkıda kendilerine gönderilen elçiyi yalanladı, âyetlerimizden yüz çevirdi.
- (80-81) Hicr halkıda kendilerine gönderilen elçiyi yalanladı, âyetlerimizden yüz çevirdi.
- Onlar, kayalık dağları yontarak kendilerine güvenli evler yapıyordu.
- Onlar da, sabaha karşı o korkunç gürültüye yakalandılar.
- Sahip oldukları şeyler, kendilerine hiçbir fayda sağlamadı.
- Gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunanları belli bir amaç için yarattık. Kıyamet mutlaka kopacaktır. Bu yüzden onlara güzel davran.
- Çünkü her şeyi yaratan ve her şeyi bilen ancak Rabbindir.
- Gerçek şu ki, sana çok tekrarlananı ve yüce Kur'an'ı verdik.
- Bu yüzden, sakın onların bir kısmına verdiğimiz nimetlerde gözün olmasın ve onlar için üzülme. İman edenlere kanat ger.
- "Ben apaçık bir uyanayım" de.
- Sonradan onun bir kısmına inanıp bir kısmını inkar edenlere indirdiğimiz gibi sana da bir Kitap indirdik.
- Şimdi onlar, Kur'an'ın da tutarsız bir mesaj olduğunu isbat etmeye çalışıyorlar.
- (92-93) Rabbin hakkı için, onların hepsini, yaptıklarından sorguya çekeceğiz.
- (92-93) Rabbin hakkı için, onların hepsini, yaptıklarından sorguya çekeceğiz.
- Öyleyse sana emredileni açıkça duyur, Allah'a ortak koşanlara aldırma.
- Seninle alay edenlere Biz yeteriz.
- Allah'tan başka ilah edinenler, yakında anlayacaklar.
- Andolsun ki, onların söylediklerine canının sıkıldığını biliyoruz.
- (98-99) Rabbinin yüceliğinden övgüyle bahset, O'nun huzurunda yere kapan ve ölünceye kadar O'na kulluk et.
- (98-99) Rabbinin yüceliğinden övgüyle bahset, O'nun huzurunda yere kapan ve ölünceye kadar O'na kulluk et.